Arakanlı Müslümanlar Myanmar'dan Kaçmak İçin Riskli Yollar Deniyor

Myanmar'ın Arakan eyaletinden bu ay içinde kaçmaya çalışan yaklaşık 300 Arakanlı Müslümanın gözaltına alındığı ve zorla tutuldukları kamplara gönderildiği bildirildi.

Yerel medya, 25 Kasım'da, Myanmar donanmasının, Arakan eyaletinin Sittwe şehrinden kaçan 93 Arakanlı Müslümanı taşıyan tekneyi durduğunu duyurdu.

Tanintharyi bölgesi emniyetinden Albay Sein Win, Malezya'ya gitmek üzere Sittwe yakınlarında bir bölgeden ayrıldıktan sonra Dawei şehri açıklarında durdurulan teknenin, bu ay yetkililer tarafından ele geçirilen üçüncü tekne olduğunu bildirdi.

Teknedeki 93 kişiden 33'ünün kadın, 32'sinin 15 yaşından küçük çocuklar olduğunu aktaran Win, 18 Kasım'da yolan çıkan bu kişilerin, insan kaçakçılarına kendilerini Malezya'ya götürmesi için kişi başı yaklaşık 300 dolar ödediğini belirtti.

Win, Arakanlı Müslümanların orduya ait bir tekne tarafından Arakan'a geri götürüldüğünü söyledi.

Myanmarlı yetkililerin, 60 kişiyi taşıyan bir diğer teknenin yolunu da Darpine köyünden ayrıldıktan hemen sonra kestiği kaydedilmişti.

Myanmar'ın Yangon kenti açıklarında 16 Kasım'da da 106 Arakanlı Müslüman'ı taşıyan bir tekne durdurulmuştu.

Polis, teknede rahatsızlanan genç bir kızın hayatını kaybettiği bilgisini paylaştı.

- "Daha iyi bir yaşam için umut yok"

Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırıların başladığı 2012'den bu yana, yerlerinden edilen on binlerce Arakanlı Müslüman, "toplama kampları" olarak nitelendirilen, yaşam koşullarının çok ağır olduğu noktalarda en temel insan haklarından yoksun şekilde yaşamaya zorlanıyor.

Adını Maung Maung olarak belirten bir Arakanlı ve ailesi de 2012 yılındaki şiddet olaylarında evlerinin yıkılması üzerine Sittwe'nin yakınlarındaki Narzi kampına yerleştirilmiş.

Maung, AA'ya yaptığı açıklamada, arkadaşlarının çoğunun çoktan Malezya'ya gittiğini, kendisinin de aynı yolu izlemeyi düşündüğünü söyledi.

Tüm ailesi için yeterli parasının olmadığını ifade eden Maung, “Kampta daha iyi bir yaşam için hiçbir umudumuz yok." diye konuştu.

Artan uluslararası baskının kendilerine bazı değişiklikler getireceğini düşündüğü için geçen sene arkadaşlarına katılmadığını kaydeden Maung, "Hiçbir şeyin değişeceği yok, kendimiz bir şeyler yapmalıyız." dedi.

"Biz Tarifsizler, Bir Myanmar Tabusu" kitabının yazarlarından Arakanlı Habib Rahman, Myanmar'da yaşanan katliamlarla ilgili geçen sene AA muhabirine değerlendirmede bulunmuştu.

Rahman, "Arakan halkı sistematik hapsediliyor ve pek çoğu beş yıldan fazla süredir toplama kamplarında tutuluyor. Arakan'da dünyadan izole edilmiş 42 toplama kampı var. Buraları kimse ziyaret edemez. İnsanların buralara gitmesine izin verilmiyor." ifadelerini kullanmıştı.

Arakan'da 2012'de fanatik Budistlerin öncülük ettiği şiddet olaylarında çoğu Müslüman binlerce kişi vahşice katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti. Olaylarının ardından on binlerce Arakanlı Müslüman ülke içindeki kamplara kapatılmıştı.

Sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmış ve 10 bine yakın kişiyi katletmişti.

Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 350'den fazla köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken, 700 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden komşu Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı.

- Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Birleşmiş Milletlere (BM) göre, 25 Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 725 bine ulaştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayınladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Bangladeş, ülkedeki Arakanlı mültecinin yurtlarına dönüşü için Myanmar ile vardığı anlaşmayı uygulamaktan vazgeçerken, uluslararası medya ve yardım kuruluşlarının Arakan bölgesine girişini ciddi oranda kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri yerine getirmedi.

BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.

İnsan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanların gerekli güvenli ortam sağlanmadan Myanmar'a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.