Arınç: 'Bunu Bizim Konuşmamız Lazım'  Ankara

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Bir af, terörü sona erdirmek amacıyla bir yöntem olarak düşünülebilirse, bunu bizim konuşmamız lazım.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Bir af, terörü sona erdirmek amacıyla bir yöntem olarak düşünülebilirse, bunu bizim konuşmamız lazım. Ama bunu konuşma fırsatını bize tanımayan muhalefet, şimdi kendisi genel aftan bahsediyor' dedi.
Kanal 24'te Gündem Özel programına katılan Arınç, siyasette cesur olması gerektiğini belirtti.
Partisinin ve hükümetin önemli bir cesaretle bazı konuları konuştuğunu, 'demokratik açılım' sürecini başlattığını ifade eden Arınç, 'Bunun üzerine çok dayak attılar, çok yalan şeyler söylediler. Oysa amacımız, Türkiye'nin bütünlüğünü sağlayabilmek, örgütü eylem yapamaz hale getirmek, silahlarından arındırmak, ikincisi de demokratik hakların verilmesi suretiyle, bir kültür hakları, siyasal haklar noktasında olabildiğince Türkiye'de yaşayan farklı etnik kökenli insanların, farklı inanç gruplarının her birine eşit yaklaşabilmek' diye konuştu.
Bunun üzerine kendileri hakkında her şeyin söylendiğini, 'PKK ile müzakere etmeye oturdular', 'İmralı ile Apo ile şunla bunla bir araya geldiler' denildiğini belirten Arınç, muhalefetin hükümeti yıpratmak, iktidardan göndermek istediğini kaydetti. 
Arınç, 'Sizin iktidardan gitmeniz ve AK Parti'den sonra bir CHP-MHP hükümetinin veya bir yarım parti ile 2 buçuk parti koalisyonunun hesabını yapıyorlar' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 6 ay kadar önce Batman'da 'Genel af düşünülebilir' dediğini kaydeden Arınç,  Ankara'ya dönüşünde ise 'Ben o amaçla söylememiştim' açıklamasında bulunduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu'nun, Tunceli mitinginde de referandum paketine hayır denilmesi durumunda genel affı düşünebileceklerini dile getirdiğini belirten Arınç, milli birlik ve kardeşlik projesini gündeme getirdiklerinde, CHP ve MHP'nin 'Bunlar affı çıkaracaklar, Öcalan dışarı çıkacak, hatta Öcalan'ı milletvekili yapıp, parlamentoya sokacaklar' dediğini ifade etti.
Arınç, partisinin böyle bir şey düşünmediğini, bunun altyapısını hazırlamadığını, mevcut sistemine göre de bunun mümkün olmadığını söyledi. 

-AF TARTIŞMASI-

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, kendilerine, '(Teröristi) dağdan indirmenin ve dağa çıkışlardan vazgeçirmenin, silahtan arındırmanın en mantıklı, en doğru yolu af çıkarmaktır. Bunlar bu güvenceyi görmezse gelmez, silahlarını teslim etmezler, terör devam eder' denildiğini belirterek, şunları kaydetti:
'Bir af, terörü sona erdirmek amacıyla bir yöntem olarak düşünülebilirse, bunu bizim konuşmamız lazım. Ama bunu konuşma fırsatını bize tanımayan muhalefet, şimdi kendisi genel aftan bahsediyor. 
Kısa bir süre sonra genel seçimlerin yapılacağına işaret eden Arınç, 'Görülüyor ki AK Parti, yarın seçim olsa hangi partiye oy kullanırsınız, anketlerinde yüzde 42'ler, 43'ler bazında çıkıyor. Bu yine tek başına iktidar demektir. Ana muhalefet partisi yüzde 25-26'lar bandında. MHP yüzde 11'ler, 10,5'ler bandında' diye konuştu.
'CHP ve MHP'nin ulusalcılık noktasında çok iyi birleştiklerini' söyleyen Arınç, bunun MHP tabanında ciddi sarsıntıya yol açtığını kaydetti.
Arınç, şöyle konuştu:

-'BU HALK KENDİNE YAKIŞAN BİR CUMHURBAŞKANINI SEÇER'

Referandum sonuçlarını bir seçim sonucu olarak görmeyeceklerini vurgulayan Arınç, şunları söyledi:
'Yüzde 60 çıksa 'bu yüzde 60, AK Parti'nindir' demeyeceğiz. Bu bir seçim değildir. Bunu muhalefet kendi istediği gibi yorumlayabilir ama bizim bunu böyle yorumlama hakkımız yoktur. 'Evet dilenlerin hepsi AK Partili'dir' demek, 'evet' diyen diğer arkadaşlarımıza, dostlarımıza haksızlık olur. Ama dışarıda bunu böyle yorumlayan olabilir. Bunun ben söylemem ama başkası söylerse ağzını tutacak halimiz yok."
Siyaseti sosyolojik bir olay olarak nitelendiren Arınç, bunun matematik gibi olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
'28 Şubatta da onun öncesinde de her dönemde de siyasi mühendislik, toplumsal mühendislik projelerini birileri düşünürler. Bazen balyozun içine koyarlar, bazen kendileri düşünürler ama bunların hiçbirisi tutmaz. Çünkü halkın karar noktasında yapacağını, edeceğini ancak kendi sosyal dürtüleri yönlendiriyor, inancı karar veriyor. Siyaseti onlar şekillendiriyor. Şimdi birileri bir yerde bir hesap yapmış olabilirler. Bir tatbikat planı ortaya konmuş olabilir. Bu birlikteliği sağlayalım, bu partileri çıkartalım. Onlar AK Parti'yi güçsüzleştirsinler önce seçimde yıksınlar sonra da aynı blok Cumhurbaşkanlığı seçimi geldiğinde Sayın Gül gibi birisini değil, faraza Deniz Baykal gibi birisini cumhurbaşkanı adayı yapsınlar veya seçtirsinler. Gerçi Kılıçdaroğlu'nun kriterlerine pek uymuyor Sayın Baykal ama, yani bir başkasını. Yani bu halk cumhurbaşkanı seçecekse hiçbir kitaba girmez. Bu halk kendine yakışan bir cumhurbaşkanını seçer.'

02.09.2010 01:27:23
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile