Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TCK'da değişiklik yapan kanun teklifinin görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili bir af niteliği taşımadığını söyledi.
TBMM Genel Kurulunda, 'Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde söz alan AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, TCK'nın görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin maddesindeki, 'kazanç' ibaresinin, 'menfaat' olarak değiştirildiğini, böylece, yalnızca para ile ölçülen ekonomik kazanç algılamasının önüne geçildiğini ifade etti. Köylü, 'menfaat' tanımlamasının, para dışındaki çıkarları da kapsayacağını söyledi.
Hakkı Köylü, görüşülen teklifin bir 'af' ya da 'cezada indirim getirdiği' yönündeki eleştirilerin yanlış olduğunu dile getirdi.
Eleştirileri yanıtlamak üzere söz alan TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da kanunların, toplumsal ihtiyaçlara ve gelişen değerlere uygun olması gerektiğini, yapılan değişikliğin de bu kapsamda olduğunu söyledi. İyimaya, şu anda Türkiye'nin, görevi kötüye kullanma suçları bakımından, gelişmiş ceza hukuku sistemlerine göre çok geride olduğunu belirtti.
Teklifte öngörülen düzenlemede amacı, ihtiyacı aşan bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden İyimaya, 'Büyük reformun, akılcı reformun aynen Almanya'da, Fransa'da olduğu gibi, ceza ve suç adaletine uygun olan modernleştirmenin, görev olduğunu düşünüyorum' dedi.
-'724 SUÇ DOSYASI VAR'-
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da teklifle ilgili 'maydanoz' tabirinin kullanıldığını anımsatarak, 'Güzel söylemişim. Tam yerinde olmuş. Hukuk literatürü ile ilgili bilgisi olanlar bu işi bilirler. Bu, torba maddedir' dedi.
Görüşmelerde, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin eleştirilere de yanıt veren Kuzu, şunları söyledi:
'O telefon görüşmesi 2004 yılında yapıldı. Bu dinleme yasa dışı dinlemeydi. Bu kürsüye çıkıp yasa dışı bir dinlemenin kullanılmasını, hukuk namusu ile bağdaştıramıyorum. Bu telefon görüşmesi yapılmıştır. Sayın Belediye Başkanı benden dosyaları istemiştir, vermemişimdir. Birisi telefon açmış, ben de bilgi vermişim. Bundan doğal daha ne olabilir? Bir suç görmüş gibi konuşulmasını yakıştırmıyorum.
Bu arada şu an komisyonda 724 suç dosyası var. Bunun içinde her siyasi partiden var. Parti liderleri bile var.'
Bazı muhalefet milletvekilleri, Kuzu'nun, söz konusu suç dosyalarına ilişkin ifadelerine tepki gösterdi. Kuzu ile bazı milletvekilleri arasında tartışma çıktı. Bunun üzerine Başkanvekili Akşener, birleşime ara verdi. Tartışma, verilen arada da bir süre devam etti.
-'DÜZENLEME AF NİTELİĞİNDE DEĞİL'-
Hükümet adına konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, teklife ön yargılı yaklaşmak yerine teknik detaylar üzerinde durmanın yararlı olacağını söyledi.
Konuşmalarda özellikle yolsuzluk üzerinde durulduğunu belirten Arınç, yolsuzluğun bir felaket, bir kanser olduğunu, bir toplumu batırabileceğini ifade etti. Arınç, buna karşı olmanın her yurttaşın ve her siyasetçinin görevi olduğunu vurguladı.
Muhalefet partilerinin, konuşmalarda yolsuzluk üzerinde durmasının kendisini sevindirdiğini ifade eden Arınç, AK Parti iktidarının da yolsuzluklarla mücadeleyi esas ve ilke edinmiş bir siyasi parti olduğunu dile getirdi.
Teklifte yapılan değişikliğin 'birilerini korumak amacına yönelik olduğu' iddialarına da yanıt veren Arınç, şöyle dedi:
'Yaklaşık 2 milyon kamu görevlisi var. 2008 yılı itibarıyla 257. maddeye aykırılıktan açılan dava sayısı 11 bin civarında. Yani yaptığımız düzenleme, en azından binleri ilgilendiren düzenleme. Belli bir şahsa odaklanarak, 'o kişi hakkında özel bir kanun çıkartılıyor' demek, çok haklı sayılmaz. Yaptığımız değişiklik, kanunun uygulanmasında, maddi karşılık olmasa bile menfaat sayılan unsurların da bu suçu oluşturabileceğine yönelik.
Bu af niteliğinde olsa herkesi kurtarmak olurdu, suçu cezasız bırakmış olurdu. Bu, af niteliğinde bir düzenleme değil.
Mesela telefon dinlemeleri konusunda büyük bir sorumsuzluk yaşandığını görüyoruz. Yasal dinlemelerin ötesinde, herkesin eline geçirdiği kanunsuz birtakım imkanlarla insanların özel hayatlarına, kişilik haklarına tecavüz ettiğini görüyoruz. Elimizdeki yasa değişikliği ile buna ilişkin cezaları artırıcı bir hazırlık yaptık. Bütçe dolayısıyla belki Ocak ayına kadar gelemeyecek.
Toplumsal ihtiyaç öyle bir noktaya gelir ki, cezaları artırabilir ve suçun unsurlarını değiştirebilirsiniz.'
Bu arada, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in 'Vicdanınız rahat mı' diye sorması üzerine Arınç, 'Yaptığımız düzenleme vicdani kanaatime tıpa tıp uygundur' dedi.
Düzenlemenin, ceza indirimi ya da suçları cezasız bırakmak anlamına gelmediğini ifade eden Arınç, 'Yapılan değişiklik, yüksek olarak öngörülen cezaların hakkaniyete uygun şekilde indirilmesidir. Çok muhtelif kararlar vardı. TCK'da, görevi kötüye kullanma suçu genel ve tamamlayıcı bir suç tipi olarak öngörülmüş. Kamu görevlilerinin herhangi bir eylemini bile bir mahkeme hakiminin bu maddeye aykırı görmesi ve ceza takdir etmesi mümkündür. Bu durumda mahkemeler kıyas yoluna gidiyor. Bu hükmün kapsamına, çok basit eylemler de girebiliyor. Suçu oluşturan eylemlerin açıkça belirlenmediği bir maddede, yüksek cezaların öngörülmesi, ceza adaleti anlayışının temel ilkelerine hakkaniyete uygun değildir' diye konuştu.
08.12.2010 00:04:46
Arınç: Düzenleme Af Niteliğinde Değil Tbmm - 07.12.2010
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, TCK'da değişiklik yapan kanun teklifinin görevi kötüye kullanma suçuyla ilgili bir af niteliği taşımadığını söyledi.