'Asgari Ücrete Devlet Katkısı Kayıt Dışılığı Azaltabilir'

Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, asgari ücrette gerçekleşmesi beklenen artışla ilgili olarak, "Biz mevcut sistemde yüzde 7'lik kısmın devlet tarafından karşılanmasıyla kayıt dışının azalabileceğini, karşılanmazsa artabileceğini düşünüyoruz" dedi.

MÜSİAD Genel Başkanı Olpak, yeni hükümete ilişkin beklentilerini açıkladığı basın toplantısının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Olpak, çözüm sürecinin, huzur ortamının sağlanması ve terörün bitmesi anlamında, devamının tartışılmaz şekilde öncelikleri arasında olduğunu belirterek, "Bunu yaparken terör ile vatandaşı birbirinden ayırmak lazım" diye konuştu.

Asgari ücrette gerçekleşmesi beklenen artışa ilişkin bir soru üzerine Olpak, işletmelerin üzerindeki yüklerin kaldırılmasıyla gelişmenin sağlanabildiği örneklerin iyi incelenmesi gerektiğini dile getirdi.

Olpak, asgari ücret yükünün sektör ve devlet ile eşit paylaşılmasını istediklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Hiçbir şeyi alamamak gibi bir riskle karşı karşıya olduğumuz için burada bari yarısını almaya çalışalım noktasındayız. Öyle rakamlar telaffuz ediliyor ki; neredeyse 'bu yükü zaten siz karşılarsınız' konusuyla karşı karşıya kalınabiliyor. Ben bunun doğru olmadığını söylemek isterim. Kademelendirme yapılarak, küçük işletmelere daha fazla pozitif ayrımcılık sağlanmalı. Devletin ilave yük noktasında elini taşın altına koyması gerektiği tartışılmaz."

Olpak, bin 300 lira asgari ücretin olduğu durumda, mevcut asgari ücretin üzerine, işletmelere kişi başı 456 lira ilave ödeme çıkacağını belirterek, sözlerini söyle sürdürdü:

"Yüzde 30'luk zammın 3'te 1'ini biz kendi beklentilerimizle ödemeye hazırlanıyorduk ama 150 lira, 450 lira olunca gerçekten ciddi bir sorun oluyor. Önerimiz; ya asgari geçim indirimine oynayacaksın ki,  o birçok parametreyi değiştiriyor ya da SGK primlerine bakılacak. İşletmeler, SGK primlerinin yüzde 20,5'ini iş veren payı, yüzde 14'ünü de işçi payı olarak ödüyor. Yüzde 20,5'lik payda bir talebimiz yok.

Yüzde 14'lük işçi payının yüzde 7'sini devlet en azından belli bir süre işsizlik sigortasından karşılayabilirse Hazine'ye geçici yükü karşılatmamış oluruz. Belli bir süre diyoruz çünkü sürekli oradan karşılanması da İşsizlik Sigorta Fonu'nun içini boşaltabilir. Bu arada başka bir kaynakla karşılanması da gündeme gelebilir."

- "Devlet tarafından karşılanırsa kayıt dışı azalabilir"

Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir başka öneride daha bulunduklarını anlatan Olpak, "Şu anki mevcut asgari ücretin brüt karşılığı bin 560 lira. Bu ücrete yıl başında yüzde 10 zam gelir böylece bin 700 lira yapar. Biz bin 700 lirayı yine devletimize ödeyelim. Siz bunun istediğiniz kadarını çalışana verin. İsterseniz bin 700 liranın hepsini verin. Bu da ilginç bir öneri" diye konuştu.

Olpak, bu önerinin pratik olarak uygulamasının Maliye Bakanlığı ve Hazine tarafından hoş karşılanmayabileceğini belirterek, "Burada söylenmek istenen; işletmeler, çalışanın eline geçecek miktarla ilgili bir sorunla karşı karşıya değiller. Amacımız, çalışanımızın daha yaşanabilir rakamları alabilmesi ama yükü de devletle paylaşalım" ifadelerini kullandı.

Asgari ücretin devlet katkısı olmadan karşılanması durumunda, 2 risk bulunduğuna işaret eden Olpak, şu değerlendirmeleri yaptı:

"İşletmeler ayakta kalamadıkları takdirde kayıt dışına kaçacak. Biz mevcut sistemde yüzde 7'lik kısmın devlet tarafından karşılanmasıyla kayıt dışının azalabileceğini, karşılanmazsa artabileceğini düşünüyoruz. İkinci olarak, iş yerlerinin kapanmakla karşı karşıya kalması. Geçtiğimiz günlerde bazı işletmelerimizin 31 Aralık'tan önce bu yüklerden kurtulabilmek için toplu iş çıkarmalarında izin almak için SGK'ya başvurduğunu öğrendik. Bir anda kıdem tazminatları da yüzde 30 artacak. Hükümetimizin buna makul bir şekilde yaklaşacağını tahmin ediyorum."

Olpak, ayrıca şu anda bin 400 lira ücret alan birinin asgari ücret bin 300 lira olduğunda bu ücretinden memnun olmayacağına işaret ederek, "O da kendine göre bunun bin 800-bin 900 lira seviyelerinde olması gerektiğini arzu edecek. Bu durum, taşınabilir bir yük olmaz" şeklinde konuştu.

- "Rusya ile ilişkiler karşılıklı görüşmelerle  sonuca bağlanabilir"

Olpak, Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili bir soruyu, "Rusya ile ticaret konusunda tedirginiz. İş dünyası olarak tedirgin olmadığımızı söylemek mümkün değil. Türkiye ile Rusya ilişkileri değerlendirildiğinde hem ikili ilişkilerimiz hem de bugüne kadar yaşananlar bir olaydan etkilenecek ve kenara atılacak sığlıkta değil" şeklinde yanıtladı.

Olpak, tedirgin olmakla birlikte iki ülkenin liderlerinin karşılıklı görüşmeleriyle konunun bir sonuca varılabileceği  kanaatinde olduklarının altını çizdi.

Olpak, böyle bir olayın yaşanmasının kimse tarafından arzu edilemeyeceğini belirterek, "Düşürülen uçağın kimliği ya da hangi devlete ait olduğunun, uçağın düşürülmesine kadar bilinmediği söylendi. Bu Rusya'nın özellikle karşıya alınmadığı noktasında önemli. Hiç iş yapmazsanız hiç hata yapmazsınız. Madem ki ülkemizin bu konuya yaklaşımı sınır güvenliği noktasındadır, bu muhataplarımıza iyi anlatılabilir kanaatindeyim" diyerek sözlerini tamamladı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile