'Asıl eksen değiştiren Avrupa'

'Asıl eksen değiştiren Avrupa'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu eksen tartışmalarına tepki gösterdi: 'Eksen Ankara'da'

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin "eksen değiştirdiği"ne yönelik eleştirileri "objektif ve iyi niyetli bulmadığını belirterek, "Eksen nerede, eksen Ankara'da" dedi.

Davutoğlu, bu iddialarda bulunanların Türkiye'nin AB ve NATO'yu görmezden geldiğine dair nesnel, akademik, bilimsel veriler sunması gerektiğini ifade ederek, "Asıl eksen değiştiren Avrupa. Oyunun kurallarını, Avrupa'nın kurallarının eksenini, adalet konseptinin eksenini değiştirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

Davutoğlu, Mayflower Otel'de, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) düzenlediği "Türk Siyasetinin İlkeleri" konulu konferansta konuştu.

Türkiye'nin dış politikası için "eksen değişikliği" ya da "Yeni Osmanlıcılık" gibi nitelemelerin kullanılmasını eleştiren Davutoğlu, ülkelerin dış politikalarının, uluslararası alanda değişen koşullara ayak uydurulması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin NATO'daki rolünün AK Parti döneminde genişlediğine ve geliştiğine, AB sürecinde de önemli mesafe alındığına dikkati çeken Davutoğlu, AB ile ilişkilerde son 1963-2003 yılları arası ve 2003'ten günümüze kadar gelen dönemin karşılaştırılması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "AB sürecinde 6 yılda, 40 yılda yapılamayan birçok şey yaptık" dedi.

Türkiye'nin NATO'ya son 6 yılda, Soğuk Savaş döneminde olduğundan daha fazla katkı sağladığını ifade eden Davutoğlu, "Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini sosyalist aday kazansaydı, Kıbrıs'ta Annan planı kabul edilseydi ve planı kabul etmeyen Rumlar cezalandırılsaydı şu anda Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin çok daha farklı olacağını" bildirdi.

Davutoğlu, "Asıl eksen değiştiren Avrupa. Oyunun kurallarını, Avrupa'nın kurallarının eksenini, adalet konseptinin eksenini değiştirmeye çalışıyorlar. Barışa 'evet' deyip de cezalandırılan Kıbrıslı Türkler dışında başka bir toplum var mı? Nerede adalet ekseni?" dedi.

Davutoğlu, Türkiye'deki gelişmeler görülmeden suçlamalar yapıldığını ve yanlış algılamalar yaratılmaya çalışıldığını belirterek, "Burada siyaset ekseni değişikliği tartışmaları konusunda iyi niyet görmüyorum, objektif bulmuyorum. Türkiye'nin AB ve NATO'yu görmezden geldiğine dair nesnel, akademik, bilimsel veriler sunmalılar, mevcut Türk dış politikasının AB ve transatlantik hedeflerle uyumlu olmadığını göstermeliler" diye konuştu.

-"KOMŞULARLA SIFIR SORUN"-

Türkiye'nin dış politikasının 3 temel ilkesini, krize yönelik olmayan vizyoner yaklaşım, tutarlı sistematik çerçeve ve "yumuşak güç" olarak sıralayan Davutoğlu, vizyoner yaklaşım sayesinde Türkiye'nin Balkanlar'dan Orta Doğu'ya ve Afrika'ya kadar uzanan bölgede etkin olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, Tac Mahal'deki birçok rengin yarattığı bütünlüğün dış politikada da uygulanması gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin geçmişle kıyaslandığında bugün çok daha "yumuşak güç" olduğunu belirtti.

Davutoğlu, Türk dış politikasının "işleyen ilkelerine" de değinerek, bunları "güvenlikle özgürlük arasında dengenin sağlanması", "komşularla sıfır sorun", "sadece komşularla değil, tüm bölgede aktif diplomasi", "küresel ilişkilerde uyumluluk" ve "uluslararası örgütlere aktif katılım" olarak sıraladı.

"Komşularla sıfır sorun" ilkesinden bahsederken, Atatürk'ün "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözünü hatırlatan Davutoğlu, "aynı kaderi paylaştıkları" komşularla entegrasyon politikasının önemine işaret ederek, bu ülkelerle ilişkilerde sağlanan ilerlemelerden örnekler verdi.

-"İSLAMCI POLİTİKA" İDDİASI-


Davutoğlu, ABD'deki bazı çevrelerin "Türk dış politikasının İslamcı bir politika yürüttüğü, komşularla sıfır sorun ilkesini de bu politikayı gizlemek için kullandığı" şeklinde yaklaşım üretenlerin "coğrafya bilmediğini" belirterek, Türkiye'nin komşularından sadece 4'ünün Müslüman olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, "Suriye ve İran ile ilişkilerimiz gelişiyor, Yunanistan ve Gürcistan'la azalıyorsa, o zaman bir gerekçeniz olabilir. Tutarlılık ilkesini dini ve etnik kökenlerine bakmadan tüm komşularımıza uyguluyorsak, o zaman kimse bizi eleştiremez" dedi.

Türkiye'nin riskli ve krizlerle dolu bir coğrafyada yaşadığına değinen Davutoğlu, ABD'deyken bile bölgedeki krizlerle uğraştıklarını, bölge liderlerinden telefonlar aldıklarını anlatarak, "Cep telefonunuzun neredeyse ofisiniz de orada. Krizlerden kaçamazsınız. Sizi nerede olursanız olun bulurlar. Uzaktan komşularınızla ilişkilerinizi kesin demesi kolay. Kusura bakmayın, bu bizim komşularımızla olan geleceğimiz, bu dış politikaya devam edeceğiz" diye konuştu.

-ERMENİSTAN İLE PROTOKOL-

Konuşmasında, Türkiye'nin bölgesindeki ağırlığını, sahip olduğu ekonomik gücü, barışı sağlama gayretlerinde oynadığı rolü anlatan Davutoğlu, Ermenistan ile imzalanan protokollerden de bahsederek, "3-4 yıl önce böyle bir şey olabileceğini düşünür müydünüz? Bu AB'ye uyumlu mu değil mi? Bu bir eksen değişikliği mi?" ifadesini kullandı. Ermenistan'ın Azeri topraklarını işgalinin "uluslararası kriterlere aykırı" olduğunu belirten Davutoğlu, "hiçbir sınırın kapalı olmadığı yeni bir Kafkasya istiyoruz" dedi.

Davutoğlu, Gümrük Birliği gereği AB'nin Türk iş adamlarına pazarlarını açması gerektiğini belirterek, Sırbistan, Hırvatistan ve Makedonya ile vize serbestliği getirirken, katılım müzakerelerini yürüten, dinamik bir ekonomiye sahip Türkiye'ye bu hakkın tanınmamış olmasını eleştirdi.

Vizyonlarının, "herkes için güvenlik, ekonomik entegrasyon ve çok kültürlülük" yönünde olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Eğer bir kriz varsa, bu kriz artık kaçınılamaz hale gelene kadar beklememeliyiz" dedi.

Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin "vizyona, yumuşak güce, tutarlı bir dış politikaya, evrensel bir dili temel alan ve hem doğu, hem batı, hem kuzey, hem güneyde bölgesel ve küresel barış ekseni yaratmaya çalışan bir anlayışı geliştirme çabası içinde olduğuna" işaret ederek, "Eksen nerede. Eksen Ankara'da" dedi.

-"İSRAİL, SADECE BÜYÜK BİR HATA YAPMAKLA KALMADI, FOSFOR BOMBALARI KULLANMAKLA SUÇ İŞLEDİ"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Gazze'ye saldırılarıyla büyük bir hata yaptığını belirterek, "Hatta İsrail, sadece büyük bir hata yapmakla kalmadı, fosfor bombalara kullanmakla suç işledi" diye konuştu.

Davutoğlu, Mayflower Otel'de, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) düzenlediği "Türk Siyasetinin İlkeleri" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Orta Doğu barış sürecinde aldığı aktif role değindi.

Bu konunun üç ayağını İsrail-Suriye, İsrail-Filistin ve İsrail-Lübnan ilişkilerinin oluşturduğunu belirten Davutoğlu, "Tüm bu alanlarda son 6 yılda çok zorluklar yaşadık. Türkiye'nin yapmak istediği şu; tüm bu 3 ayağa birbirlerini destekleyecek şekilde katkıda bulunmak" dedi.

Bu üç konunun birbiriyle bağlantılı olduğuna işaret eden Davutoğlu, üç ayak arasında yeni bir denge oluşturduklarını, ancak İsrail'in Gazze operasyonunun bu dengeyi bozduğunu belirtti.

Davutoğlu, "Evet, İsrail'i eleştiriyoruz. İsrail'in saldırılar ile büyük bir hata yaptığını düşünüyoruz. Hatta İsrail, sadece büyük bir hata yapmakla kalmadı, fosfor bombaları kullanmakla suç işledi" diye konuştu.

"Bölgemizde artık insani katliamlara hoşgörü göstermeyeceğiz" diyen Davutoğlu, Irak'ta da Sünni veya Şii olsun hiçbir terörist saldırıya hoşgörü gösteremeyeceklerini bildirdi.

-"OBAMA'NIN YAKLAŞIMI BÖLGE İÇİN KAZANÇ"-

Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni yaklaşımının bölge için büyük kazanç olduğunu da dile getirerek, "Umarım herkes bunu anlar ve bu doğrultuda çalışır" diye konuştu.

Türkiye ile ABD arasında, hem İsrail-Suriye hem de İsrail-Filistin konularında tam bir işbirliği olduğunu belirten Davutoğlu, "Bölgemizin gelecekte yeni gerginliklere ve insani trajedilere sahne olmaması için elimizden geleni yapacağız" dedi.

Türkiye'nin arabuluculuğunda İsrail-Suriye görüşmelerinin yeniden başlaması için her iki tarafın hazır olmasını umduğunu ifade eden Davutoğlu, Filistin'de de Hamas ve El Fetih arasındaki uzlaşının sağlanması için çabalarının sürdüğünü bildirdi. Davutoğlu, "Onlar arasında uzlaşı olmadan, İsrail-Filistin arasında gerçek bir barış olamaz" ifadesini kullandı.

-NÜKLEER SİLAHLAR-

Bir soru üzerine, Türkiye'nin dış ticaretinde komşu ülkelerin payının yüzde 8'den 32'ye çıktığını da hatırlatan Davutoğlu, Türk ekonomisinin krizden daha az etkilendiğini anımsatarak, bunda komşu ülkeleriyle olan ticaretindeki artışın etkili olduğunu kaydetti.

Davutoğlu, bir başka soru üzerine, nükleer sorun konusunda Türkiye'nin 3 ilkeye sahip olduğunu belirterek, bu ilkelere değindi.

Tüm ülkelerin barışçıl nükleer teknolojiye erişme hakkının bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, "Çünkü teknoloji bir ülkeye ya da bir gruba ait değildir. Teknolojide tekel olamaz. İsrail, İran, hangi ülke olursa olsun, Türkiye de dahil, nükleer teknoloji edinme hakkı vardır" dedi.

Nükleer silahlara karşı olduklarını belirten Davutoğlu, "Sadece bir bakan olarak değil, bir entellektüel, bir insanoğlu olarak da söylüyorum, nükleer silah sisteminin hiçbir haklı gerekçesi olamaz" dedi.

Nükleer silah kullanmanın doğal felaketlerden daha yıkıcı olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Hedefin, nükleer silahsız bir dünya olduğunu" kaydetti.

-"NÜKLEER İRAN DA, NÜKLEER İSRAİL DE İSTEMİYORUZ"-


Orta Doğu'nun zaten gerilimlerle ve anlaşmazlıklarla dolu bir bölge olduğuna, nükleer gerilimin bu anlaşmazlıklara bir yenisini ekleyeceğine işaret eden Davutoğlu, "Nükleer İran istemiyoruz, nükleer İsrail de istemiyoruz. Hangisinin daha kötü olduğuna dair seçenek sunulmamalı. Neden daha iyi bir seçeneğimiz olmasın? O da hiçbir yerde nükleer silah olmaması, barışçıl ilişkilerin hüküm sürmesi" dedi.

Davutoğlu, Türkiye olarak, nükleer silahlardan arınmış bir bölgenin yaratılması yolunda ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.

Sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile şeffaf olmasını istediklerini kaydetti. Davutoğlu, İran'a olası yaptırımlar konusunda da, Irak'taki deneyimlerini hatırlatarak, Irak'a uygulanan yaptırımların Saddam Hüseyin'i vurmadığını, Türkiye'yi ve insanları daha fazla vurduğunu kaydetti.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile