Asırlık Deniz Feneri Turizme Kazandırılıyor

MEHMET KUMCAĞIZ - Samsun Turizm Derneği Başkanı Dilek Genç, Samsun'un en kuzey noktasındaki Bafra Burnu'nda 1880'de Fransızlar tarafından inşa edilen ve 4 kuşaktır aynı ailenin bekçiliğini yaptığı deniz fenerinin turizme kazandırılması için çalışma başlattıklarını söyledi.

Genç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kızılırmak'ın denize döküldüğü mevkideki fenerin tarihi ve kültürel bir değer olduğunu bu nedenle de turizme açılması gerektiğini söyledi.

Bafra Deniz Feneri'nin tarihi kadar, bekçiliğini 4 kuşaktır aynı ailenin yapmasının da ayrı bir özellik olduğunu belirten Genç, şunları anlattı:

'Fenerin tarihine bakıldığında çok güzel bir hikayesi var. İlk kez 1880 yılında gemiyle Fransa'dan bir bütün halinde getirilmiş. Bu fenerin dünyada üç örneği var. Biri Amerika'da diğeri İrlanda'da bir tanesi ise burada bulunuyor. Kurulduğunda denizde olan bu fener, 1919 yılında denizden 500 metre karaya doğru, şimdiki yerine alınmış. Bulunduğu arazinin delta olması nedeniyle demir boru kazıklar çakılarak bunun üzerine yapılmıştır. Silindirik çelik kule çevresinde çelik çatma profillerle tamamen çelik konstrüksiyon olarak inşa edilmiş. Bugün hala işlevini sürdürüyor. Böylesine tarihi bir kültürel miras olan deniz fenerinin Kızılırmak Deltası'nın bir bağlantısı olarak turizme kazandırılmasını istiyoruz. Bunu için tanıtım faaliyetleri sürdürüyoruz. Bu konuda Samsun Büyükşehir Belediyesinden de katkı bekliyoruz.'

- Asırlık fenerin 4 kuşaktır bekçiliğini yapıyorlar

Bafra Deniz Feneri'nde bekçilik yapan ve emekli olan Fikret Özkan (53) ise 1919'da fenerin taşınması sırasında işçi olarak çalışan dedesi Recep Özkan'ın daha sonra orada bekçilik yapmaya başladığını, ardından da sırayla oğulları ve torunlarının bekçilik görevini sürdürdüğünü söyledi.

Kendisinin fenerin üçüncü kuşak bekçiliğini yürüttüğünü ve emekli olduktan sonra da bekçilik görevini kardeşinin yapmaya başladığını dile getiren Özkan, şöyle konuştu:

'Bafra Deniz Feneri, Osmanlı döneminde 1880 yılında Fransız müteahhitler tarafından Kızılırmak'ın denize döküldüğü yerdeki delta üzerinde Halisburnu mevkisine inşa edilmiş. Daha sonra yöre fenerden dolayı Fener köyü adını almıştır. 1919 yılından bugüne kadar da dedelerim, amcalarım, babam, ağabeylerim burada görev yaptı. Ben nöbetimi tamamladım ve kardeşime devrettim. Ondan sonra uygun görürlerse görev ağabeyimin oğlunda olacak. Buraya her gün çok sayıda insan geliyor. Feneri gezmek istiyor. Fenerin önünde fotoğraf çektiriyorlar. Bizlerden fener hakkında bilgi alıyorlar. Aynı zamanda tarih araştırmacıları ve öğrenciler de gelip inceliyor.'

Özkan, fenerin kulesinin denizden yüksekliğinin 25 metre olduğunu ve her 5 saniyede bir ışık verdiğini ifade ederek, ilk olarak gaz yağı daha sonra asetilen gazıyla çalışan fenerin şimdi ise elektrik enerjisiyle faaliyet gösterdiğini vurguladı.