İzmir'de, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanığın yargılandığı ve beraatle sonuçlanan "askeri casusluk" davasına ilişkin, eski İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, savcı Zafer Kılınç ve hakim Atilla Rahman'ın da olduğu 12 şüpheli hakkında "görevi kötüye kullanma" suçlamasıyla iddianame hazırlandı.
Eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele, davanın beraat eden sanıkları Bilgin Özkaynak, Coşkun Başbuğ, İsmail Volkan Şahin, Özcan Celep, Andaç Keskin, Onur Süer, Taner Güçlü, Doğan Şahin ve Mustafa Ufuk Kök gibi isimlerin mağdur olarak yer aldığı iddianamede eski hakimler Rahman, Serdar Ergül, İsmail Kurt, Cahit Kargılı, Dilek Öztürk, Mehmet Ayan ile eski İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kavak, eski cumhuriyet savcıları Ali Çelik, Kılınç, Hüseyin Alaybay, Mehmet Sedat Erbaş ve Mustafa Kayın'a "görevi kötüye kullanma" suçlaması yöneltiliyor.
İddianamede FETÖ adına faaliyette bulunan şüphelilerin, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) başta olmak üzere bazı kamu görevlilerini itibarsızlaştırma gayesiyle hareket ettikleri belirtiliyor.
"Silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 9 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edilen eski İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Rahman ile eski üye hakimler Öztürk ve Kurt'un, sanıkları uzun süre tutuklu bırakarak mağdur ettikleri kaydedilen iddianamede, "(Şüphelilerin) Kamuoyunda "İzmir askeri casusluk davası" olarak bilinen dava üzerinden karara bağlanan evrakın soruşturma ile kovuşturma sürecinde usul ve yasaya aykırı işlem tesis ederek mesleğin şeref ve onurunu bozan, mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte eylemde bulundukları anlaşılmıştır." tespiti yer alıyor.
Eski hakim Ergül'ün, nöbetçi olmadığı halde, nöbetçi hakimin bilgisi dışında, aralarında Kösele'nin de bulunduğu 20 TSK personeli hakkında tutuklama kararı verdiğine işaret edilen iddianamede, Ergül'ün "birbirine tekrar eden şablonlarla" şüphelilerin tahliye taleplerini reddettiği aktarılıyor.
Zafer Kılınç'ın ise ABD'den gönderilen e-maille başlattığı soruşturmada ev ve iş yeri aramalarında ele geçirilen "hukuka aykırı" delilleri temel kabul ettiği anlatılan iddianamede, "Pandora veri tabanını içeren dijital materyallerin bulunduğu ev aramalarında genelde şüphelilerin ikametgahlarında olmamaları, suç unsuru içerdiği iddia olunan materyallerin sürekli siyah poşet içinde bulunması" gibi kuşku uyandıran hususları araştırmadan iddianame düzenlediği belirtiliyor.
- Davanın geçmişi
"Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma" iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan soruşturmada aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmıştı.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yargılama sonucu Şubat 2016'da tüm sanıkların beraatine hükmetmişti.
Sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 şüpheli tutuklanmış, 5 zanlı daha sonra tahliye edilmişti. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "bir numaralı sanık" olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.
Dava dosyasındaki sanık sayısı, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya'ya kurulduğu iddia edilen kumpas davasının da birleştirilmesiyle önce 83'e, birleşen başka dosya nedeniyle de 91'e yükselmişti.
'Askeri Casusluk Davası'nın Savcı Ve Hakimleri Hakkında İddianame
İzmir'deki askeri casusluk davasının savcı ve hakimleri ile eski İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak hakkında 'görevi kötüye kullanma' suçlamasıyla iddianame hazırlandı İddianameden: '(Şüphelilerin) Kamuoyunda 'İzmir askeri casusluk davası' olarak bilinen dava üzerinden karara bağlanan evrakın soruşturma ile kovuşturma sürecinde usul ve yasaya aykırı işlem tesis ederek mesleğin şeref ve onurunu bozan, mesleğe olan genel saygı ve güveni gideren nitelikte eylemde bulundukları anlaşılmıştır'.