Askeri Casusluk Davasında 'Terfi' Oyunu
Aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık hakkında 'askeri gizli bilgi ve belge bulundurma' suçlamasıyla açılan ve şubat ayında tüm sanıkların beraatiyle sonuçlanan davada, soruşturmada görev alan 4 polis, müdahillik taleplerinin reddedildiği gerekçesiyle Yargıtaya temyiz incelemesi başvurusu yaptı Başvurunun, dosyanın açık kalması ve subayların YAŞ terfilerinin engellenmesini hedeflediği iddia edildi Beraat eden 2 numaralı sanık emekli Albay Başbuğ: 'Bunu ferdi yapmıyorlar, akıl hocaları ve bir yerlerden aldıkları talimatı uyguluyorlar. Bunların hepsi son çırpınış, son denemeler' 'İnşallah süreç hızlı ilerler ama şuraya (YAŞ) az bir süre kaldı. Bu arkadaşlarımızın mağduriyetleri devam edecek. En iyi ihtimal önümüzdeki seneyi bekleyecekler. İnşallah Genelkurmay bunları dikkate alır'
Söz konusu başvurunun, dosyanın açık kalmasını ve subayların 'YAŞ terfilerini engellemeyi' amaçladığı öne sürüldü.
Davanın asker sanıklarının avukatlarından Murat Ergün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TSK Personel Kanunu'na göre herhangi bir davada tutuklu yargılanmış personelin kesinleşmiş beraat kararı olmadan terfi listesine giremediğini belirterek, söz konusu başvuruyla davanın asker sanıklarının YAŞ'ta ve ağustostaki terfilerde rütbe almasının engellenmeye çalışıldığını belirtti.
Davada savcılık makamının mahkemenin verdiği beraat kararını temyiz etmediğini, tam da bu sırada müdahil olmak isteyen polislerin 'sahneye çıktığını” dile getiren Ergün, 'Esastan değil, usül yönünden temyiz ediyorlar. Çünkü davanın tarafı değiller. 'Biz neden taraf olamadık' diyorlar. Dava konusu isnat edilen suçla ilgileri yok, suçun zarar göreni değiller. Dolayısıyla müşteki olamazlar. Kararın kesinleşmesini engelliyorlar' diye konuştu.
Ergün, Yargıtayın başvuruya sadece müdahillik talebi üzerinden usulden bakacağını, dolayısıyla beraat kararının kesinleşmesinin uzun sürmeyeceğini ifade etti.
- 'Süreç uzasın istiyorlar'
Davanın iki numaralı sanığı emekli albay Coşkun Başbuğ ise örgütün dosyayı açık tutarak süreci uzatmayı ve zaman kazanmayı hedeflediğini savundu.
Temyiz başvurusunda bulunan polisleri 'yavuz hırsız' olarak tanımladığını anlatan Başbuğ, 'Bu örgüt o kadar arsız ki her yolu deniyor, hiçbir değer yargısı yok. Dava bitmiş, mahkemeye müşteki olarak katılma talebinde bulundular, mahkeme bunu reddetti. Elinden geleni ardına koymama mantığıyla bu reddi gerekçe göstererek temyiz başvurusunda bulunuyorlar. Bunun ilk sebebi davayı geciktirmek. Ola ki bir yerlerde örgütün son kazıntıları kaldıysa ya da rüzgar dönerse dosya açık kalsın, süreç uzasın istiyorlar' dedi.
- 'Son çırpınışlar'
Başvuru yapanların aldıkları talimatı uyguladıklarını ileri süren Başbuğ, 'Bu örgütte net olan husus, hepsinin gözü dönmüş durumda olması. Hiçbir şey yıldırmıyor. Belgeleriyle, ispatıyla, delilleriyle her şey ortaya konuldu. Buna rağmen o son umudu deniyorlar. Bunu ferdi yapmıyorlar, akıl hocaları ve bir yerlerden aldıkları talimatı uyguluyorlar. Bunların hepsi son çırpınış, son denemeler' diye konuştu.
Başbuğ, askeri casuslukta yargılanan subayların hepsinin 'pırıl pırıl ve önü çok açık olan subaylar' olduğunu dile getirerek aralarında generalliğine kesin gözüyle bakılan subayların bulunduğuna işaret etti.
Temyiz başvurusunun bu subayların terfilerini engelleyeceğine dikkat çeken Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Her ne kadar itibarları iade edilse de görevlerine iade olsalar da, şu an için bu dava gerekçe gösterilerek terfileri durduruluyor. Şura kararına elbette etkisi olacaktır. Bunun hesabının yapıldığına yürekten inanıyorum. İnşallah süreç hızlı ilerler ama şuraya (YAŞ) az bir süre kaldı. Bu arkadaşlarımızın mağduriyetleri devam edecek. En iyi ihtimal önümüzdeki seneyi bekleyecekler. İnşallah Genelkurmay bunları dikkate alır.'
- Dava
'Gizli bilgi ve belge bulundurma' iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010'da gelen ihbar maili üzerine başlatılan ve aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkililer, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlanmış, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi şubat ayında tüm sanıkların beraatine karar vermişti.
Söz konusu davaya yönelik kumpas soruşturması kapsamında ise İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosundan Sorumlu Başsavcı Vekili Okan Bato'nun hazırladığı ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı toplam 68 sanıklı iddianame de 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.