Antalya Ticaret Borsası (ATB) Mart ayı Meclisi, Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan başkanlığında toplandı. Toplantıda, yönetimin bir aylık çalışması hakkında meclis üyelerine bilgi verildi.
Nefes kredisi canlılığı
Toplantıda yaptığı konuşmada, hükümetin yılbaşından bu yana uygun faizli krediye erişim ve vergi kolaylıkları sağladığını hatırlatan Çandır, Antalya Ticaret Borsası’nın da nefes kredisi adıyla 8.5 milyon TL fon oluşturarak üyelerinin finansmana erişimlerini kolaylaştırdığını belirtti.
Çandır, şunları kaydetti:
"Bu uygulamalarla ticari hayatın hareketlenmesi ve ekonomik büyümenin yeniden ivme kazanması hedeflenmektedir. Yapılan uygulamalar kısmen de olsa piyasaya bir canlılık getirmiştir. Ancak, kredi kullanımı, eğer büyümeye duyarlıysa sağlıklı bir finansman kaynağı olma özelliğine sahiptir. Örneğin, son 10 yılda, kredi kullanımı ile ekonomik büyüme arasındaki bağa baktığımızda görüyoruz ki, en iyi yılımız 2011 yılı olmuştur. 2011 yılında 2.7 birimlik kredi kullanımı artışına karşılık, 1 birimlik büyüme artışı yakalamışız. Sonraki yıllarda ise bu bağ giderek zayıflamıştır. 2016 yılı itibariyle kredi büyümesi artışı ile ekonomik büyüme artışı arasındaki bu bağ, ortalamadan iki kat uzaklaşarak, zayıflamıştır."
"Karşılıksız çekte ülke geneline göre iyi durumdayız"
Karşılıksız çek-senet tutar ve adetlerinde 2017 yılının ilk iki ayını değerlendiren Çandır, "Ülkemizde protestolu senet adedinde yüzde 6.5 oranında, tutarında ise yüzde 32 oranında artış görülmüştür. Antalya’da ise adet olarak yüzde 2,5‘lik artış, tutarda ise yüzde 82 oranında artış söz konusudur. Yani Antalya’da 2017 yılının ilk iki ayında yoğun olarak yüksek hacimli senetler protestoya uğramıştır. 2017 yılı ilk iki ayında karşılıksız çek adedi ve tutarında ise Türkiye’de yüzde 16’lık adet azalışına karşılık, tutarda yüzde 14’lük bir azalış görülmektedir. Antalya’da ise aynı dönemde adette yüzde 9.5’luk, tutarda ise yüzde 25.5’lik bir azalış söz konusu olmuştur. Yani Antalya yılın ilk iki ayında karşılıksız çeklerde ülkemiz durumuna göre daha iyi bir performans göstermiştir" diye konuştu.
"Tarım, işsizliği azaltıyor "
Batı Akdeniz Bölgesi’nin ülke nüfusunun yüzde 3.8’ine sahipken, toplam istihdamın yüzde 4,15’ini sağladığına dikkat çeken Ali Çandır, ülke istihdamının tarım sektöründe yüzde 5.20’sini, sanayi sektöründe yüzde 2.5’ini, hizmet sektöründe ise yüzde 4.60‘ını sağladığını belirtti.
İşssizlik rakamları hakkında açıklama yapan Çandır, "Ülkemizde işsizlik 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5.8’lik artış göstererek yüzde 10.9’a çıkmıştır. Bölgemiz ve kentimizde ise işsizlik, 2015’e göre yüzde 20 oranında yüksek bir artışla yüzde 11.5 olarak gerçekleşmiştir. Resmi rakamlara baktığımızda tarımın işsizliği ülkemizde yüzde 2.1, Antalya’da ise yüzde 2.5 oranında azaldığını görmekteyiz. Nitekim, tarım dışı işsizlik ülkemizde 2015’e göre yüzde 5’lik artış göstererek 2016 yılında yüzde 13’e yükselmiştir. Bölgemiz ve kentimizde ise 2015 yılına göre yüzde 17’lik bir artışla yüzde 14 olarak gerçekleşmiştir."
"Antalya’da 10 çiftçiden 8’i üretimden vazgeçti"
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) istihdam izleme bültenini değerlendiren ATB Başkanı Çandır, 2016 yılında bir önceki yıla göre Antalya’nın 48 bin kişi azalışla sigortalı ücretli çalışan sayısının en çok azaldığı il olduğunu, 8 bin kişi azalışla 4/a sigortalı ücretli kadın çalışan sayısının en fazla azaldığı il, son bir yılda esnaf sayısı (-3.282) en fazla azalan 3’üncü il ve çiftçi sayısı (-3361) en fazla azalan 4’üncü il konumunda yer aldığını söyledi.
Çandır, "Yani Antalya’da her 100 çiftçiden 8’i üretimden vazgeçmiştir. Bu rakamlar, bir yılı aşkın süredir ısrarla meclisimiz ve bulunduğumuz her ortamda dile getirmekte olduğumuz ’Antalya Yaklaşımı’ önerimizin haklı bir talep olduğunu maalesef teyit eder durumdadır" ifadelerini kaydetti.
"Tarım toprakları kayboluyor"
Ali Çandır, Meclis’te tarım toprakları kaybını da değerlendirdi. TÜİK verilerine göre Antalya’nın her geçen yıl tarım topraklarını kaybettiğini söyleyen Çandır, "Antalya’da 2000’li yılların başında her 100 dekar alanın 20 dekarı tarım alanı iken, bugünlerde 18 dekara kadar gerilemiştir. 30 bin futbol sahası büyüklüğünde alan kaybeden kentimizde, her nefes alışımızda 10 metrekare tarım alanımız inşaat ve kentleşmeye kurban edilmiştir. Ülkemizde ise geçen 2000’li yıların başından bugüne 2 milyon 420 bin futbol sahası büyüklüğünde tarım alanı kaybolurken, her gün 8 futbol sahası tarım alanımız yok olmuştur. Tüm bu kayıplar sonrası 12 Aralık 2016 Bakanlar Kurulu kararıyla 49 ilde 141 ovanın tarımsal sit alanı ilan edilmesini tarım sektörü için çok önemli görmekteyiz" diye konuştu.
Ovaları betondan kurtaranlara teşekkür
Tarım Konseyi toplantısına katılan Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun Bakanlar Kurulu’nca bölgede belirlenen 7 ovaya ek olarak 2 ovanının daha tarımsal sit alanı ilan edileceğini duyurduğunu anımsatan Çandır, "Tarımsal sit alanı olarak ilan edilen Serik Ovası, Manavgat Ovası (karayolu güneyi), Bozova, Söğüt Ovası, Demre Ovası, Zümrütova, Kumluca Ovası ve valiliğimizin önerisiyle eklenen Kınık ve Manavgat (karayolunun kuzeyi) ovalarımızın tarım dışına çıkmasına engel olan herkese teşekkür ediyoruz. Bu fırsatla hükümetimizden, bölgemiz ve Antalya’nın tarımsal varlığına büyük bir tehdit oluşturan, taş ve maden ocakları konusunda da düzenlemeler yapmasını bekliyoruz. Çünkü Antalya’nın en büyük sermayesi doğasıdır" dedi.
Çandır, Meclis konuşmasında Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX ve serfe adı altında düzenlenen etkinlikleri de değerlendirdi. YÖREX’in 10 yıllık bir emeğin ürünü olduğunu belirten Çandır, "YÖREX projesiyle biz on iki bin yıllık kültürümüzün ve birikimimizin ürünleri olan el emeği, damak tadı ve tabii varlıklarımızın hakkını hukukunu koruyarak tanıtılmasını, yayılmasını ve ticari bir değer oluşturmasını hedefledik. Bu uğurda 81 ilimizin tüm oda ve borsalarını, kalkınma ajanslarını, kooperatiflerini ve diğer sivil toplum örgütlerini YÖREX kapsamında yılda bir kez Antalya’da bir araya getirmeyi başardık. Hemşehrilerimiz ile yerli ve yabancı misafirlerimizi YÖREX çatısı altında ticari menfaat gözetmeden buluşturduk. Hedefimiz, YÖREX’le 12 bin yıllık muhteşem zenginliği ticari hayatımıza kazandırarak gelecek kuşaklara aktarmaktır" diye konuştu.
Çakma yöresel etkinlik eleştirisi
Yöresel ürünleri ekonomik değer olarak görürken son dönemlerde kentin her yerinde ve daimi olarak, festivali, kermes, sergi, pazar, tanıtım günleri adı altında etkinlikler düzenlendiğine dikkat çeken Çandır, "Bu etkinliklerin büyük bir bölümünde herhangi bir standart ya da hijyen koşulu sağlanmadığı gibi tamamen ticari menfaat amacıyla düzenlenmektedir. Bu durum bir taraftan yöresel ürün tanımına ve kapsamına aykırılık teşkil ederken, diğer taraftan da kayıtlı ve vergiye tabi esnafımıza da büyük zararlar vermektedir. Üst kurumumuz olan TOBB’a ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığına resmi başvuruda bulunarak, bu konuda düzenleme yapılmasını talep ettik. Bakanlığımızın da bu konudaki düzenlemeyi tamamlamak üzere olduğunu biliyoruz. Bu düzenleme çıkıncaya kadar Antalya’daki yerel yöneticilerimizden de adeta sektör haline gelen, bu etkinlere engel olmasını talep ediyoruz" açıklamasında bulundu.
"Rus ve Türk çiftçisi öksüz kaldı"
Ali Çandır, dış ticaretle ilgili de açıklamalarda bulundu. Komşular ve diğer ülkelerle yaşanan olumsuzlukların tarımsal ticareti doğrudan etkilediğini kaydeden Ali Çandır, Rusya Federasyonu ile yaşanan kriz sonrasında devletlerarası ilişkilerin normal seyrine gelmesine rağmen, tarımsal ticarette gerginliklerin bir türlü aşılamadığını vurguladı. Çandır, "Tarım ürünlerine yönelik yasakların ve kısıtlamaların hala devam ediyor olması hem Türk hem de Rus çiftçisini adeta öksüz bırakmıştır. Bir an önce ticari ilişkilerimizin de normal seyrine gelmesini bekliyoruz" dedi.
Antalya Ticaret Borsası öncülüğünde kentteki tüm kurum ve kuruluşların sahip çıktığı Antalya’nın akciğeri Zeytinpark’ın ürünleri ve doğasıyla halkın kullanımına açıldığını belirten Çandır, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine yönelik Doğada Öğren projesinin devam ettiğini belirtti.
Çandır, "Öğrencilerimiz ve halkımıza yönelik oluşturduğumuz 2 kilometreden 8 kilometreye kadar 7 ayrı parkur oluşturduk. Zeytinpark’ı öğrencilerimiz ve halkımızın kullanımına açtık. Okullardan sınıflar halinde, halkımızdan ise oluşturacakları gruplarla yürüme teknikleri ve doğru nefes alma teknikleri eğitimleri vermeye başladık. Zeytinpark’ta 20.000 zeytin ağacından elde ettiğimiz zeytin, zeytinyağı, sabun gibi ürünlerimizin de satışına devam ediyoruz. Tüm Antalyalıları, kentimizin akciğeri konumundaki Zeytinpark’ın aktivitelerine katılmaya, ürünlerinden satın almaya davet ediyoruz. Bu çabamızda bizi yalnız bırakmayıp Antalya’ya nefes olan herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Ali Çandır, 16 Nisan’da halk oylamasına sunulacak anayasa değişiklik paketiyle ilgili de konuştu.
Çandır, halkın demokratik haklarını kullanarak sandık başına gitmeye çağırırken, siyasilerden gerilim ve kutuplaşmaya meydan vermeden, bütünleştirici bir çalışma yürütmelerini istedi. Çandır, "Halk oylaması sonrası yatırım ortamının artacağı, ekonomiye ve üretime odaklanılacağı bir dönemi arzuluyoruz" şeklinde konuştu.
"Hayvan borsası için şirket kuruldu"
Meclis’te yıllardır Antalya’nın gündeminde olan ancak bir türlü hayata geçirilmeyen Hayvan Borsası da gündeme geldi. Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, 10 yıldır kent gündeminde olan Hayvan Borsası’nın kurulması için uzun süredir çalışma yürüttüklerini belirterek, projenin hayata geçirilmesi için gerekli olan şirketin Antalya Hayvancılık Ticaret Anonim Şirket adıyla kurulduğu müjdesini verdi. Şirketin yüzde 70’inin proje ortağı Büyükşehir Belediyesine devrini öngördüklerini bildiren Çandır, "Projenin hızlı ilerlemesi için buna ihtiyaç var" dedi.
Çandır, Meclis’ten Antalya Hayvancılık Ticaret A.Ş’deki borsa hissesinin yüzde 70’inin Antalya Büyükşehir Belediyesine bedelsiz devri için Meclis’ten yetki isterken, meclis üyeleri oy birliğiyle hisse devri için yönetime yetki verdi.
"Üretici ithalatla terbiye edilmemeli "
Sektörel konuların da gündeme geldiği mecliste, üyeler et ithalatını değerlendirdi. ATB Meclis Üyesi Ata Sönmez, ette girdi maliyetleri yükselirken etin kilogram fiyatının düşürülme çabalarını anlayamadıklarını belirtirken, "24 liraya dana kesiyoruz, 26-27 TL bandının aşağısı zaten kurtarmıyor. İthalatla et sektörünü terbiye etmeye çalışırlarsa üretim tamamen durur ette tamamen ithalat bağımlısı bir ülke haline geliriz" dedi.
Meclis Üyesi Adnan İngeç, etteki KDV’nin beyaz eşya ya da mobilyada olduğu gibi düşürülmesi ya da tamamen kaldırılması gerektiğini söyledi.
İngeç, "KDV indirilir ya da kaldırılırsa et fiyatı otomatik olarak 4 lira kadar düşer. Halk ucuza et tüketir. Et lüks tüketim malzemesi değil özellikle çocuklarımızın tüketmesi gereken temel gıdadır" diye konuştu.
ATB Başkanı Çandır, üreticinin ithalatla terbiye edilmesi anlayışının yanlış olduğunu belirterek, ithalat kolaylığından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.
2010 yılından beri et ithal edildiğini ve sektörün sıkıntısının çözülemediğini belirten Çandır, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in hayvancılığı teşvik eden politikaları savunmasına karşın alınan ithalat kararının bürokrasiyle ilgili olabileceğini söyledi.
Çandır, Et ve Süt Kurumundan piyasayı düzenleyici ve iyileştirici çalışmalar yürütmesini beklediklerini vurguladı.
ATB Başkanı Çandır Açıklaması 'Antalya'da 100 Çiftçiden 8'İ Üretimden Vazgeçti'
Antalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) istihdam izleme bültenine göre, Antalya’nın 2016 yılında, bir önceki yıla göre 48 bin kişi azalışla sigortalı ücretli çalışan sayısının en çok azaldığı il olduğunu söyledi. Çandır, 100 çiftçiden 8’inin üretimden vazgeçtiğini kaydetti.