Bizans Imparatorlugu’nun önemli yerlesim yerlerinden birisi olan, tarihi linyit kömürü madeni ve milyonlarca yil yasindaki kayalasmis agaç fosilleri ile gölleri, kar kuyulari, kireç kuyulariyla kentin önemli bir turizm ve kültür alani olan Dörtkonak köyünün ilk müzesi açildi.
Köy sakinlerinden Ali Kemal Turhan, dedelerinden kalan ve bir zamanlar köydeki sosyal, kültürel ve tarimsal yasamin tam ortasinda yer alan ve teknolojiye yenik düsen esyalari atmak yerine kullanilmayan baba evinin bir odasina istif ederek müzeye dönüstürdügü evinde sergilemeye basladi.
Köyün Turhanli mahallesindeki evde kurulan müzeye vatandaslar yogun ilgi gösterirken özellikle gurbetçi vatandaslar eski günlere özlemle müzeyi daha sik ziyaret ediyor.
En eski eserin yaklasik 100 yillik odun hizari oldugu müzede hamur teknesi, elekler, kalburlar, sepetler, cecim adi verilen kilimler, lüks ve gaz lambalari gibi 100’e yakin artik kullanilmayan eski malzeme bulunuyor.
“Atalarimizin yadigarina sahip çiktik”
Müze fikrinin uzun zamandir aklinda oldugunu kaydeden Ali Kemal Turhan, “Birçok tarihi eserimiz kayboldu. Kaybolmayanlari bir araya getirerek bir müze olusturdum. Atalarimizin yadigarina sahip çiktik” dedi.
Müzeyi kurdugu eski ev dedikleri yerde bu esyalarin bir kisminin zaten depolandigini kaydeden Turhan, “Eserlerin birçogunu geçmiste bilmeyerek atmistik. Kalanlari ben bir araya toplamistim. Simdi de sahip çikarak düzenli bir sekilde dizayn ederek müzeye çevirip sergilemeye basladik. Duyanlar gelmeye basladi.
Gurbetçi ve belli bir yasin üzerindeki vatandaslar daha çok geliyor. En eski eserimiz agaç tahta çekme hizari. Bu hizarla dedem babamlari büyüttü. Yaklasik 100 yillik var” dedi.
Müzeyi ziyaret edenlerin kendisine tesekkür ettigini anlatan Turhan, “Hatta bunu sosyal medya gruplarinda paylasinca satilik mi diye soran bile oldu. Hayir dedik, bunlar satilik degil. Bunlar parayla satilamaz. Gelen olursa ben yoksam ile ailem burada açip gezdirebilir. Simdi bunu daha gelistirecegim. Birçok arkadasim ve köylümden malzemeleri istedim, getirecekler” diye konustu.
Köy sakinlerinden Rukiye Çetin ise eski anilari bu müzeye biriktirdigi için akrabasi olan Turhan’a tesekkür ederek, “Buradaki eserlerin degerlerine paha biçilemez. Önceden buradaki esyalari kullaniyorduk biz. Hepsinin bir degeri ve anilari var” ifadelerini kullandi.
“Her eserde bir animiz var”
Müzedeki eserlerden babasinin da kullandigi odun hizarini anlatirken gözleri yasla dolan Çetin, “Odun hizariyla para kazanarak dedem, babam bize bakardi. Onu görünce çok duygulaniyorum. Annemin ekmek yaptigi hamur teknesi basta olmak üzere her eserde bir animiz var” seklinde konustu.
Insanlarin merakla gelip müzeyi gezdigini aktaran Çetin, sözlerini söyle sonlandirdi: “Gelip burayi merak edip geziyorlar. Herkesin gelmesini isterim. Hepsinin degeri farkli. Eski anilari tazelemek isteyenler buraya gelebilirler. Küçük çocuklarin da buraya getirilerek eskilerin nasil yasadigini göstermeleri iyi olur.”
Atmaya Kiyamadigi Eski Esyalarla Köy Evini Müzeye Çevirdi
Gümüshane’ye 18 kilometre uzaklikta bulunan Dörtkonak köyünde yasayan Ali Kemal Turhan, köyde artik kullanilmayan eski esyalari atmaya kiyamayinca baba evinin bir odasini müzeye çevirerek burada sergilemeye basladi.