Atom Kurumundan Rahatlatan Rapor

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Türkiye'de Çernobil sonrası radyasyon ve radyoaktivite ölçümlerinde değer düşüklüğüne dikkat çekip, 2010 yılı 20 yıllık derleme raporunda korkulan kanser ve radyasyon riskleri olmadığına yer verdi

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Türkiye'de Çernobil sonrası radyasyon ve radyoaktivite ölçümlerinde değer düşüklüğüne dikkat çekip, 2010 yılı 20 yıllık derleme raporunda korkulan kanser ve radyasyon riskleri olmadığına yer verdi.
20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazası olarak adlandırılan, Ukrayna'nın Kiev iline bağlı Çernobil kentindeki nükleer güç reaktörünün 4. ünitesinde 1986 yılında meydana gelen nükleer kaza sonrasında atmosfere büyük miktarda fisyon ürünleri yayıldı. Kazadan sonra yıllardır radyasyon ve kanser riskleri tartışmaları devam ederken, Türkiye'de onlarca insanin Çernobil kazası nedeniyle kansere yakalanıp hayatını kaybettiği iddia edildi. Türkiye genelinde çeşitli zamanlarda ölçümler yapan TAEK, 2010 yılı ölçüm ve
değerlerinde araştırılmaya açık ölçümlerde verilerin düşüklüğüne dikkat çekti. Bin civarında klasörden oluşan 20 yıllık TAEK Çernobil arşivinin taranması sonucu yeni verilerle birlikte en son rapor hazırlandı.
İhlas Haber Ajansı'nın (İHA) Türkiye'de Çernobil Sonrası Radyasyon ve Radyoaktivite Ölçümleri Çalışması'ndan derlediği bilgilere göre, kazadan sonra en son bilimsel veriler ışığında Türkiye geneli için yapılan hesap ve değerlendirmelerde yaşam boyu etkin doz değerleri kentlerde yaşayan yetişkinlerde ortalama olarak 1.28 mSv (radasyon birimi) ile 3.65 mSv, kırsalda yaşayan yetişkinlerde 1.37 mSv ile 4.49 mSv arasında değişiklik gösterdi. Bu değerler 3 aylık bebekler için 0.94 mSv ile 2.66 mSv, 1 yaş için
2.25 mSv ile 3.97 mSv arasında değişiklik gösteriyor. Havadaki radyoaktiviteden alınan dozun hesabında ise Ankara ve İstanbul'da yapılan hava ölçümü sonuçları kullanıldı. Bu değerlerin yoğun yağış alan bölgeler için daha düşük olması bekleniyor.
Nükleer kaza sonrası tiroit kanseri etkisinin artış göstereceği değerlendirmeleri kapsamında, yaşam boyu ortalama tiroit dozu değerleri 3 aylık bebekler için 10.71 mSv, 1 yaş için 37.22 mSv, 5 yaş çocuklar için 14.96 mSv, 10 yaş çocuklar için 7.86 mSv, 15 yaş için 5.89 mSv, yetişkinlerde 4.21 mSv olarak bulundu. Türkiye genelinde değerlendirildiğinde radyoaktif bulutun geçişi sırasında yoğun yağış alması nedeniyle Trakya'da Edirne-Eskikadın, İsmailce, Kapıkule ve Büyükdoğanca bölgeleri ile Doğu
Karadeniz'de Hopa-Pazar arasındaki kıyı bölgesi en fazla etkilenen yerler oldu. Kişisel etkin doz değerleri, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Fındıklı, Hopa, Arhavi, Pazar, Rize ve Of civarlarında diğer bölgelere göre daha yüksek çıktı. Ancak, bu bölge içerisinde birbirine çok yakın iki nokta arasında önemli farklılıklar hesaplandı. Edirne bölgesinde, kazayı takiben alınan önlemler ile bölge halkının aldığı dozun, Türkiye'nin diğer bölgelerinin doz düzeyine düşürülmesi sağlandı.
Çernobil kazası nedeniyle kazadan en fazla etkilenen Doğu Karadeniz Bölgesi'nde, kırsalda yetişkinlerin yaşam boyu alacakları etkin doz değerinin ortalaması 4.49 mSv olarak hesaplandı. Bu değer, tek bir akciğer tomografisinden alınan dozun yarısı civarında. 1986 yılında yürürlükte olan Uluslararası Radyolojik Korunma Komisyonu'nun (ICRP) 26 sayılı raporunda halk için izin verilen yıllık doz sınırı 5 mSv idi. ICRP'nin 1990 yılında hazırlanan 60 sayılı raporunda doz sınırları düşürülerek, halk için ardışık
beş yılın ortalaması 1 mSv olacak şekilde belirlendi. Özel durumlarda tek yıllık dozun 5 mSv'e kadar çıkabileceği hatırlatılırken, bu değerler ile karşılaştırıldığında Türkiye'de en fazla etkilenen bölgede halkın Çernobil kazası nedeniyle yaşam boyu alacağı dozun düzeyi halk için izin verilen tek yıllık değeri aşmıyor.
Türkiye genelinde alınan tiroit dozu değerleri, kazadan en çok etkilenen ülkelerdeki değerler ile karşılaştırıldığında çok düşük düzeyde kaldı. Trakya ve Doğu Karadeniz'de yerel olarak üretilen hayvansal gıdaları daha çok tüketen ve özellikle kaza sırasında bebek veya çocukluk çağında olan kişilerin dozlarının, ülke ortalamalarına göre daha yüksek olabileceği değerlendirildi. Kazanın sağlık etkileri ile ilgili gerçekçi verilere ulaşmak üzere Sağlık Bakanlığı ile yapılan işbirliği sonucunda kazadan en
fazla etkilendiği tespit edilen Edirne Eskikadın, Fındıklı, Pazar ve Ardeşen'de Sağlık Bakanlığı Kanser Savaş Daire Başkanlığı tarafından hane halkı taraması çalışmaları başlatıldığı belirtildi.

YAPILAN VE YAPILMASI GEREKEN ÇALIŞMALAR
Hane halkı tarama çalışmalarının Hopa-Pazar arasındaki bölgede, özellikle kaza tarihinde çocukluk çağında olan kişileri kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasının ve takibinin yapılmasının yararlı olacağının değerlendirildiği raporda şu önerilere yer verildi:
"Radyasyonun çevre ve insan sağlığı üzerine etkileri ile ilgili çalışmalarda daha gerçekçi doz hesaplarının yapılabilmesi için bölgesel ve yaşa bağlı gıda tüketim miktarları ve bölgesel yaşam koşullarına ilişkin daha kapsamlı istatistiksel verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Gıda ve çevre örneklerinde yapılmakta olan radyoaktivite ölçümlerinin ülke geneline yaygınlaştırılması lboyu ortalama tiroit dozu değerleçalışmaları sürdürülmelidir. Bir nükleer veya radyolojik kaza ve tehlike durumunda halk doğru
bilgilendirilmeli ve yanlış yorumlara neden olabilecek bilgilerden sakınılmalıdır. Bu konuda bilim çevreleri ve basına önemli sorumluluklar düşmektedir. Paniğin sonuçlarının kazanın sonuçlarından daha ciddi olumsuzluklara neden olabileceği unutulmamalıdır."

ETKİ 40 YIL SONRA DA KENDİNİ GÖSTERECEK
Kazadan başta eski Sovyetler Birliği ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm kuzey yarımküre etkilendi. Türkiye de kazadan diğer bazı Avrupa ülkeleri gibi etkilenen ülkelerden biri oldu. Çernobil'den en fazla etkilenen Beyaz Rusya, Rusya Federasyonu ve Ukrayna'da 20 yıldır sürdürülen çalışmaların geç sağlık etkileri ile ilgili en önemli sonucu, kaza sırasında çocukluk çağında olan ve yüksek iyot dozuna maruz kalan çocuklardaki tiroit kanserlerinde görülen artış olarak açıklandı. Japonya'ya atılan atom
bombalarından hayatta kalanlar üzerinde yapılan çalışmalardan, tiroit kanseri vakalarının ışınlanma sırasında 10 yaş ve altındakilerde görüleceği ve en yüksek riskin ışınlanmadan 15-29 yıl sonra ortaya çıkacağı, riskin 40 yıl sonrasına kadar bile yükselebileceği biliniyor. Ancak, kazadan en çok etkilenen ülkelerde tiroit kanserlerindeki artış, beklenenden önce görüldü. Kazadan en fazla etkilenen Beyaz Rusya, Rusya Federasyonu ve Ukrayna'da lösemi ve diğer kanser vakalarında önemli bir artış olmadığı
belirtiliyor.
(MDV-SA-CC-Y)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile