Bakan Eker, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) geleneksel ödül töreninde yaptığı konuşmada, Antalya EXPO 2016'nın düzenleneceği alandaki ağaçlandırma çalışmalarının bugün başladığını söyledi.
EXPO'da ilk adımın küçük ama büyük adımların habercisi olduğunu vurgulayan Eker, Antalya EXPO'nun çocuk ve çiçek temasıyla yapılacağını anımsattı. Tarım sektörünün önemine işaret eden Eker, tarımı sadece kırsal alanda yaşayan insanların ihtiyaçlarını giderdikleri bir sosyal alan olarak görmediklerine değindi. Tarımı stratejik bir sektör olarak ele aldıklarını belirten Eker, şöyle konuştu:
"Fütüristler, 21. yüzyılda dünyada üç temel mücadele konusu olacağını söylüyor; gıda, enerji ve su. Eğer suyun yüzde 75'inin esas gayesi gıda üretmek olan tarım için kullanıldığını dikkate alırsak, o zaman bu mücadele konuları ikiye düşüyor. Yani gıda ve enerji. Biz bu anlayışla, stratejik yaklaşımla tarım sektörünü ele aldık."
- "Ölen bir sektör bu kadar büyümez"
Eker, Antalya'da 35 bin kayıtlı çiftçi olduğunu, bu çiftçilere bugüne kadar yaklaşık 500 milyon lira hibe verdiklerini açıkladı.
Bakan Eker, kendisinden önce söz alan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın hayvancılığın öldüğü yönündeki sözlerini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"10 sene önce Antalya'daki yüksek verimli kültür ırkı sığır sayısı, 14 bin, 2012'de 64 bin. Yüzde 357 artış var. Bu, sadece Antalya ilinde. Merinos koyunu 3 binden 36 bine çıkmış. Yerli koyun, 224 binden 321 bine çıkmış. Bu, Antalya ilindeki sığır ve koyun sayısı, başka bir şey değil. Ölen bir sektör bu kadar büyümez. Türkiye'de 10 sene önce yaklaşık 7,5 milyon insanın tarımda çalıştığı ama bütün bu üretim karşısında 23 milyar dolar tarımsal üretim hasılası elde ettiği bir ülkeydi. Bugün bu 62 milyar dolar. Saha aynı. Aynı alandan 10 sene önce 23 milyar dolarlık tarım ürünü elde ediyorduk, bugün 62 milyar dolar. 10 sene önce 23 milyar dolar tarım hasılası ile Türkiye dünyanın 11. büyük ülkesiydi, Avrupa'nın 4. büyük ülkesiydi. Bugün Avrupa'nın birinci, dünyanın 7. büyük ülkesi haline geldi. Türkiye tarım ürünü ihracatında net ihracatçıdır. Sadece gıdadaki dış ticaret fazlamız, son 10 yılda 43 milyar dolardır. Yani Türkiye, ürettiğiyle 75 milyon insanın karnını doyuruyor. Antalya, turist ağırlıyor. 33 milyon turistin karnını da doyuruyor. Türkiye, üstüne de yılda 15 milyar dolar ihracat yapıyor, gıda ihracatı yapıyor. Tek başına bir ürünün ticareti asla o ülkenin tarımı veya hayvancılığının, gelişmişliğinin veya geri kalmışlığının göstergesi değildir."
- Kılıçdaroğlu'na Hollanda eleştirisi
Eker, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir süre önce, Antalya'nın Hollanda'dan daha büyük olduğunu, buna rağmen tarım ihracatında bu ülkenin daha yüksek rakamlara sahip olduğunu söylediğini belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun ifadelerinde bazı yanlışlar olduğunu savunan Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hollanda, Antalya'dan küçük değil, büyüktür. Hollanda, 86 milyar dolar tarım ithalatı yapıyor. Kendi ürettiği sadece 12 milyar dolar. Dışarıdan alıyor, tabiri caizse tüccar millet, akıllı millet, hiç itirazım yok. Elin taşıyla elin kuşunu vuruyor. İthal ediyor, işliyor, satıyor. O ithalat yapıp geri ihraç edince başarılı oluyor, biz Türkiye'de işleyip geri satıp ihraç kazandırdığımızda, döviz kazandırdığımızda bizimki, 'Eyvah öldük, bittik, yok olduk, biz bunları bile ithal ediyoruz' oluyor. Bu yaman bir çelişkidir."
Eker, Antalya'nın süt üretiminin 125 bin tondan 220 bin tona çıktığını, tarımsal ihracatın ise 87 milyon dolardan 429 milyon dolara yükseldiğini bildirdi.
Bakan Eker, 2002'de üreticinin, 76 ton mısır üretip traktör alırken bugün 58 ton mısır üretip traktör alabildiğini kaydetti.
2002'de 84 ton buğday ile traktör alınırken 2013'te 54 ton buğday ile traktör alındığını belirten Eker, "2002'de 2,5 ton süt ile bir çamaşır makinesi alınıyordu bugün 1,1 ton süt ile çamaşır makinesi alınıyor. Bu, hangi ürünle alacağınızla alakalı bir şey. Bunu tek başına bir gösterge gibi alıp söylemek bizi bir yere götürmez" dedi.
Türkiye'nin her geçen gün biraz daha şeffaflaştığını dile getiren Eker, şunları söyledi:
"Bütün bu değişim, dönüşüm sürecini 10 yıl içinde yaşadık. Hala da değişim ve dönüşüme ihtiyacımız var. İçinden geçtiğimiz süreç bile aslında bunun hala ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar ileri gitmesi gerektiğini bize söylüyor. Bu kaçınılmaz ama o yaşayacağız dönüşümü de engelleyemeyiz. Bütün ülkelerin istihbarat teşkilatları çalışır. Programları, çalışmaları vardır, ABD'nin Başkanına sorulduğunda, 'siz falanca ülkenin şansölyesini dinliyor musunuz?' diye, söylediği şey şu: 'Dünyada istihbarat örgütlerine olan ihtiyaç azalmadı' diyor. Dünyada bütün istihbarat örgütleri, ulusal çıkarlar doğrultusunda birtakım çalışmalar yaparlar. Buna da yani isterseniz mitoloji deyin, isterseniz efsane deyin, isterseniz başka bir şey deyin. Sonuçta o kanunu, hukuku çerçevesinde yapılması gereken ne ise onu ülkenin çıkarları doğrultusunda yapıyor. Yani bunu da sorgulamak, tutup bir şekilde deşifreye kalkışmak veya 'istihbarat örgütünün şu faaliyeti var' demek, ülkemizin çıkarlarıyla ne kadar bağdaşır onu da ben kamuoyunun ve milletin takdirine bırakıyorum."
- Diğer konuşmalar
Antalya Valisi Sebahattin Öztürk ise Antalya'nın turizm ve tarımda Türkiye'nin göz bebeği olduğunu ve alternatifinin bulunmadığını kaydetti.
Antalya'da sanayi ve ticaretin de geliştiğini belirten Öztürk, "Gerek serbest bölgemiz gerek organize sanayi bölgelerimiz hem istihdamda hem büyüklükte hem de ihracatta çok büyük bir ağırlığa sahip. Bunu sağlayan müteşebbislerimize millet olarak şükran borçluyuz" dedi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, salonda muhalefeti temsil eden tek siyasetçi olduğuna işaret etti. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu'nun Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi görevi sırasında önemli başarılar elde ettiğini hatırlatan Akaydın, "Şimdi Avrupa Birliği ilişkilerimizde de önemli işler yapacağına inanıyorum. Yeni fasıllar açacak inşallah. 2004'te bayram ettik, '2013'te kesin girdik' dedik. Sene 2014. Sayın Bakanım, size teşekkür ediyorum. Fasıllar açıldıkça sizi alkışlayacağız ama şu Şanghay Beşlisi nereden çıktı, ben bunu izah etmekte güçlük çekiyorum. Dünya da bunu anlamıyor" diye konuştu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in de "stratejik işler yapan bir insan" olduğunu belirten Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendisinin televizyon konuşmalarını heyecanla dinlerim. Çok olumlu veriler sunar. Doğru ama ben çıkarılan Bütünşehir Yasası'ndan dolayı köylüleri de ziyaret ediyorum. Antalya, Türkiye'de turizmde olduğu gibi tarımda da bir numaralı il. Bu insanlardan artık ben de sorumluyum. Köylü diyor ki 'Eskiden 1 litre mazotla 3,5 kilo buğday alıyordum şimdi 6,5 kilo alıyorum. Eskiden 1 kilo süt satıyordum, 2,5 kiloya yakın yem alıyordum şimdi 1 kilo yem alıyorum'. Elma, portakal, nar üreticisi bahçelerini söküyor. Pamuk ekim alanları yarı yarıya azaldı. Seracılar eskiden 1 dönüm sera bir aile geçindirirken bugün 5 dönüm sera ile bir aileyi geçindirir durumdalar. Hayvancılık bitti. Çok iyi teşvik verdiniz ama et ithal ediyoruz. 3,5 milyon hektar arazi, tarımsız. Tarlalar boş. Size diyorum ki ne olur Antalya'yı çıkarken 5'er dakika köylere uğrayın, 'bu belediye başkanı yalan söylüyor mu?' diye sorun. Tablo bu."
Akaydın, Suriye'ye insani yardım malzemesi taşıyan tırlara ilişkin ise "Şu insani malzeme yardımı yapan tırlarımız, mitolojik efsaneye döndü, Türkiye'yi terk ederken kapılarını açsınlar. İnsani yardımı kamuoyunun gözünden saklayacak ne mitolojik tarafı var sayın Bakan'ım" dedi.
Atso Geleneksel Ödül Töreni
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, dünyada bütün istihbarat örgütlerinin, ulusal çıkarlar doğrultusunda birtakım çalışmaları olduğunu belirterek, "Buna da yani isterseniz mitoloji deyin, isterseniz efsane deyin, isterseniz başka bir şey deyin. Sonuçta o kanunu, hukuku çerçevesinde yapılması gereken ne ise onu ülkenin çıkarları doğrultusunda yapıyor. Yani bunu da sorgulamak, tutup bir şekilde deşifreye kalkışmak veya 'istihbarat örgütünün şu faaliyeti var' demek, ülkemizin çıkarlarıyla ne kadar bağdaşır onu da ben kamuoyunun ve milletin takdirine bırakıyorum" dedi.