ATSO Haziran Ayı Meclis Toplantısı Yapıldı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Haziran ayı Meclis Toplantısı yapıldı.

ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, ATSO Haziran ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada odanın çalışmalarının yanı sıra kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünya ekonomisinde durgunluğun devam etmesinin ihracat ve turizmi olumsuz etkilediğini kaydeden Budak, “Ancak petrol ve diğer emtia fiyatlarının düşmesi, dünyada paranın çok, faizlerin düşük kalması, kur ve enflasyon baskısını azalttığı için Türkiye’nin lehine oluyor.

Geçen yıl yüzde 8.5 büyüyen ekonomimiz bu yıl yüzde 2-3 arasında büyüyor. İhracat ve turizmde duraklama, faiz oranlarının yükselmesi ile bu yavaşlamayı yaşıyoruz. Tüketici kredilerinde altı aylık artış sadece yüzde 4, bu da iç piyasaya yansıyor” dedi.

Türkiye’de ücret artışlarının sınırlı, devletin yatırımları ve borcun az olduğunu belirten Budak, “Nüfus artışı ve Orta Doğu’ya ihracatın artması bir büyüme yaratabiliyor. Ama buna bakıp, Türkiye çok iyi diyemiyorum. Kamu bütçesi iyi ama halen Devlet yatırımlarının yetersiz kaldığını görüyoruz. Okul ve derslik sayısının yetersiz kaldığı il ve ilçeler var. Çocuklar üniversitede ve sonrasında bir iş bulana kadar ailelerin sırtında. Hapishanelerde yer yok, koşullar kötü. Avrupa ülkelerinde devletler aşırı borçlu, çünkü sağlık, eğitim, sosyal harcamalar yüksek. Türkiye’de kamu borcu düşük, çünkü devlet bu işlere fazla para harcamıyor. Türkiye’de gelir seviyesi Almanya’nın dörtte biri, ama akaryakıt, elektrik, bazı gıda malları, bütün dayanıklı tüketim malları fiyatları vesaire Avrupa seviyesinde. Devletin her alanda kendisini yenilemesi gerekiyor.Dolayısıyla bugün iyiyiz deyip, daha köklü reformlar yapılmazsa, gelecekte bizde de sorunların arttığını görürüz. Türkiye’nin mutlaka tasarruf oranını artırması, maliyetleri düşürmesi, yeniliğe ve eğitime önem vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Avrupa’da önemli bir sorunun sanayide istihdamın azalması olduğunu ve benzer bir sorunun Türkiye’de görüldüğünü kaydeden ATSO Başkanı Budak, Türkiye’de son 1.5 yılda sanayi sektörünün sadece 60 bin istihdam oluşturduğunu, son aylarda ise yatay seyrettiğini ifade etti.

Hizmet sektörünün ise 1 milyon istihdam oluşturduğunu söyledi.

Sanayi sektörüne dönük olarak teşvik paketi nihayet resmileştiğini, teşvik sisteminin doğru yönde değiştiğini belirten Budak, “Antalya birinci bölge olarak en düşük düzeyde teşviklerden yararlanabilmektedir. Fakat, turizm, madencilik, deniz ve demiryolu taşımacılığı, 20 milyon lira üzerindeki ilaç ve savunma sanayi yatırımları, test merkezleri, büyük fuar merkezi, eğitim yatırımları ve AR-GE yatırımları 5. bölge teşviklerine tabidir. Yeni paket OSB’lerdeki yatırımlara biraz daha ek avantaj sağlamıştır. Bölgesi ne olursa olsun, ilaç, tıbbi alet, elektronik, makine, otomotiv yan sanayi gibi bazı sektörlerde, 50 milyon liradan başlayarak büyük ölçekli yatırım teşviklerinden yararlanmak mümkündür. Ayrıca, ithalatın yüksek olduğu mallara dönük büyük yatırımlar katma değer de yüksek ise stratejik yatırım sayılmaktadır ve teşvikler de yüksektir. Bu teşvikler bu yıl içerisinde yapılan yatırımlar için geçerlidir. Elbette teşvik paketi önemlidir, önemli bir adımdır, ama unutulmamalıdır ki, teşvik ekonomi için vitamindir, ilaç değil. Yani teşvik sorunları ortadan kaldırmaz. Sadece yatırım yapmak isteyenleri biraz daha iştahlandırır” ifadelerini kullandı.

“Ekonomik alanda bir olumlu gelişme ise Ticaret Kanunu’nda hapis cezaları gibi konularda gerekli değişikliğin yapılmasıdır” diyen Budak sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bu konuda taleplerimiz önemli ölçüde karşılanacak gibi görünüyor. Burada çok yüksek gayret içinde olan TOBB ve değerli başkanına teşekkür ediyoruz. Biz hapis cezalarının kaldırılmasını savunurken, basit ekonomik kusurlarla ilgili olarak bunu savunuyoruz. Örneğin defter tasdiki eksik kalmış olabilir, internete gerekli bilgi konulmamış olabilir veya kasıt olmadan bir hata olabilir. Ama diğer taraftan piyasada dolandırıcılık kastıyla iş yapan elbette cezalandırılmalıdır. Bilerek dolandırıcılık yapan, yasak olan katkı maddesi kullanan, halkın sağlığını hiçe sayan, halkın ve çalışanın güvenliğini bilerek riske atan kişi cezasını çekmelidir. İşte son olarak Ankara’da dört kişi tüp patlamasıyla öldü. Tamamen ihmal, denetimsizlik ve kaçak çalışma olduğunu görüyoruz. Türkiye’de ticaretin düzgün yapılması önemli bir konudur. Zaten her alanda kötü paranın iyi parayı kovduğu bir durumdayız. Doğru iş yapan değil, yanlış iş yapan emsal oluyor. Bir kişi yanlış yaptığında emsal olup bütün sektörü bozabilmektedir. Dolayısıyla kaş yapayım derken göz çıkarılmamalıdır. Ticarette, işyeri açılışlarında mutlaka ciddi kurallar ve denetim olmalıdır. Piyasada dolandırma, hanutçuluk, kusurlu mal gibi sorunlara karşı gerekirse Kabahatler Kanunu gibi kanunlarla daha ciddi yaptırımlar getirilmelidir. “

EXPO YASASI

Antalya gündeminde en önemli konunun EXPO yasası olduğuna dikkat çeken Budak, “Yasa tasarısı Başbakanlık tarafından Meclise sunulmuştur, fakat tasarı bize göre eksik ve hatalıdır. Daha önce icra kurulunda görev alan kurumların, kurumsal hafızaları ve verdikleri emekler göz ardı edilerek yok sayılmıştır. Tasarıda bizlere sadece danışma kurulunda yer verilmiştir. Kanun tasarısında özellikle icra komitesinde özel sektör kurumlarına yer verilmemiştir. İleride bu durum Antalya’ya sıkıntı oluşturur. EXPO gibi organizasyonların olmazsa olmazı yerel katılımın tam anlamıyla sağlanmasıdır. Bu kadar önemli bir organizasyon siyasi ve bürokratik etkilerle, kişisel etkilerle sağlıklı bir şekilde yapılamaz. Yanlış bir yapı oluşursa bir fuar gibi yapılır ama Antalya’ya da Türkiye’ye de istenilen, beklenilen kalıcı faydayı sağlayamaz. Halbuki burada biz bu organizasyonun Antalya için büyük bir fırsat olduğunu söylüyoruz. Bu, bir bölgede sadece bir cazibe alanı yaratma projesi değil, kalkınma projesidir. Biz süreci ve görevlerimizi ifade ettiğimiz bir rapor hazırlayarak, 14 Antalya milletvekiline ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyelerine ilettik. Artık görev Meclisindir. Umarım bu eksiklikler orada giderilir” dedi.

ANTALYA BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR

Antalya’nın Her Şeye Rağmen büyümeye devam ettiğini, nüfusun arttığını kaydeden Budak, “Türkiye’de altı ayda KDV tahsilatı artışı yüzde 8 iken Antalya’da yüzde 19 dur. Yine Antalya’da kredi artışı yavaşlamıştır, fakat buna rağmen Türkiye’nin üzerindedir. Tarımsal ihracatımız üretim düşüşü ve fiyat artışının da etkisiyle yüzde 35 gibi bir oranda düşüş göstermektedir. Toptancı halimizde ortalama değer geçen yıla göre yüzde 42 artış göstermiştir. Bu da ihracatı düşürmüştür. Ama sanayi ihracatımızda artış devam etmektedir. Turizmde geçen yıla göre düşüş yüzde 8’e inmiştir. Eğer ciddi bir olumsuz etki olmazsa bu yüzde 8’in de altına düşer. Şimdi, bütün bu tabloya rağmen esnafın sorunları devam ediyor. Geçen hafta Yönetim Kurulu olarak toplantımızı Kemer’de yaptık, esnafla görüştük. Yerel yöneticilere Kemer’de ilçe merkezine daha fazla turist çekebileceğini düşündüğümüz öneriler götürdük” diye konuştu.

ANTALYA’DA KENT MERKEZİ ULAŞIM ALTYAPISI DEĞİŞMELİDİR

Antalya’da kent merkezi ulaşım altyapısının değişmesi gerektiğini belirten Budak, “Kendi başına otomobil kiralayıp Kaleiçi’ne gelmek isteyen turist gelemiyor. Bunun dışında mutlaka Antalya shopping center’ları ve işyeri enflasyonunu konuşmalı ve bazı adımlar atmalıdır. Mutlaka Kazım Özalp gibi caddelerde yeni bir kentsel doku inşa edilmelidir. Kent merkezi mutlaka bir kültür ve sanat merkezi kimliğine bürünmelidir. Kalekapısı’nda, Kaleiçi’nde, Kazım Özalp’te, Atatürk Caddesindeki ticaret bugünkü gibi hep birbirinin aynı ürünleri satan işyerleri olarak kaldıkça Antalya kent merkezi arzuladığımız noktaya gelemez. Bu ticaret bu haliyle artık sona doğru yaklaşıyor. Esnafımız işyerini, ürün ve hizmetini, iş yapma biçimini mümkün olduğu kadar değiştirmeli ve günün şartlarına uymalıdır” dedi.

TOPLU İŞYERLERİ PROJESİ

Geçen ay hem Akdeniz sanayi sitesinde hem de eski sanayide genel kurula ve toplantılara katıldığını, sanayi sitelerinde iyileşmelerin önemli olduğunu anlatan Budak, esnafın sorunları olduğunu söyledi.

“Artık siteler kapasitelerini çoktan aşmış durumdalar” diyen Budak, Toplu İşyerleri Projesi’nin her geçen gün daha acil bir konu haline geldiğini kaydetti.

EN ÖNEMLİ SORUN MARKALAŞMADIR

En önemli sorunun markalaşma olduğunu ifade eden ATSO Başkanı Çetin Osman Budak sözlerini şöyle devam etti: ”Bu çağda markalaşmayan kaybeder, ya da işi tesadüfe kalır. İster domates, portakal, ister gömlek, ister kebap, ister yatak sat, ama marka olmazsan işin şansa kalmıştır. Ama ne yazık ki, Antalya’da ticaret en ucuz mal rekabetine dönüşmüştür. 20 yıllık mağazaların giderek gerilediğini üzülerek görüyoruz. Halkın alım gücü kaliteli ürün alımını desteklemiyor. Gelen turistin profili ve gelme şekli kaliteli ürün ve hizmet satışını desteklemiyor. Kaliteyi ucuza sunmayı da biz beceremiyoruz. Hem işyeri çok açılıyor hem hep aynı şeyler satılıyor. SGK verilerine göre Antalya’da işyeri sayısı 2011 Şubatında 48 bin 500. 2012 Şubat’ında 54 bin 600. Bir yılda 6 bin artış. Önümüzdeki yıl bu sayı 60 bini aşacak, 4 yıllık artış yüzde 50 olacak. Bunun dışında bir de pazarlar var. Kredi kartı ile satış yapan işyeri sayısı zaten şu anda 68 bin. Artık belediyeler ve odalar birleşip üç dört yıllık bir eylem planı yapmalıyız. Özellikle kaçak çalışan işyerlerine bir disiplin getirmeliyiz. Antalya ticaretini hem esnafın hem Antalya’nın kazanacağı bir biçime getirmeliyiz. “
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile