Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cangir: AB’ye Girmek Çok Önemli

Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Mehmet Cangir, Avrupa Birliği’ne girmenin hem Türkiye hem de AB ülkeleri için büyük kazanımlar sağlayacağını kaydetti.

Nevşehir Valiliği AB Projeler ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi Genel Koordinatörü Serkan Başar başkanlığındaki uzman bir heyet tarafından oluşturulan AB Yolunda Kapadokya’nın Dünü, Bugünü ve Yarını Projesi ve Avrupa Birliğine Uyum Stratejik Planı tanıtım toplantısı yapıldı.Valilik Konferans Salonu'ndaki toplantıya Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Mehmet Cangir, Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş, Garnizon Komutanı Jandarma Albay Turgay Aras, Vali Yardımcısı İbrahim Süha Karaboran ve Mustafa Kemal Keskin, Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Kaya, Nevşehir Valiliği AB Projeler ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi Genel Koordinatörü Serkan Başar ile birlikte kaymakamlar, ilçe ve belde belediye başkanları ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

Toplantının başlangıcında Nevşehir Valiliği AB Projeler ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi Genel Koordinatörü Serkan Başar, proje hakkında ayrıntılı bilgilendirme yaptı.Avrupa Birliği Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Mehmet Cangir ise Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesinin önemi ve elde edilecek kazanımlar konusunda bilgi verdi. Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın bakanlık bürokratlarına daima " AB süreci yerelde başlar" dediğini aktaran Cangir, kendilerinin de bu yönde bütün yerel yönetimleri, sivil toplum örgütlerini sürece katılmaları yönünde teşvik ettiklerini söyledi.

AB Bakanlığı olarak kendilerine gittikleri her yerde “ AB uyum süreci neden önemli, AB bizim için önemini devam ettiriyor mu, buradan biz ne kazanıyoruz” şeklinde sorulara muhatap oldukların belirten Müsteşar Yardımcısı Dr. Mehmet Cangir şöyle konuştu: "Öncelikle sonda söyleyeceğimi başta söyleyerek soruya cevap vermeye çalışayım. AB süreci önemlidir. 21. yüzyıla büyük bir dinamizm ile girdik. Bunun nedeni de soğuk savaş şartları ve iki kutuplu dünyanın sona ermesinden sonra ülkemiz çok boyutlu kendi tarihini ve coğrafyasını baz alarak oluşturduğu dinamik, çok yönlü bir dış politika ile girdi. AB de bu çok yönlü ve dinamik dış politikanın önemli bir ögesini oluşturmaktadır. Tarihsel açıdan da baktığımız zaman yürüyüşümüz yüzyıllar boyunca hep batıya olmuştur. Dünya tarihçisi Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı Devleti'nin, 16. yüzyıldan itibaren Avrupa'nın hukuki olarak parçası olduğunu ifade ediyor. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile devam ettiği sürece çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyoruz. Bu nedenle de 40 yılda yapılamayan reformları son 10 yılda gerçekleştirdik. Ülkemiz AB'ye girdiğinde karar alma mekanizmalarında güçlü bir biçimde yer alacaktır."AB Parlamentosu’nda ülkelerin nüfuslarına göre temsil edildiğini kaydeden Cangir, " Şu anda en fazla Almanya 99 milletvekili ile yer alırken en az olan Malta 5 milletvekili ile temsil ediliyor. Türkiye üye olduğu takdirde Almanya ile aynı sayıda milletvekiline sahip olacak. AB'nin asıl karar organı olan Bakanlar Konseyi'n de ülkeler nüfuslarına göre temsil ediliyor. İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya'nın 29'ar oyu var. Burada bir kararı bloke edebilmek için 91 milletvekiline sahip olunması gerekiyor. Biz de üye olduğumuz takdirde 29 oya sahip olacağız. Yani üye olduğumuzda sıradan bir üyesi olmayacağız. Ekonomik ve demokratik olarak kendine güvenen, karar alma mekanizmalarında güçlü şekilde yer alan önemli bir ülke olacağız. Önümüze konulan engellemelerden bunu anlıyoruz. Bunu bilen bazı ülkeler AB üyeliğimize sıcak bakmıyorlar." şeklinde konuştu.

Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş ise AB uyum sürecinde asıl kazananın Türkiye ve Türk insanı olduğunu ifade etti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile