Kocaeli Sanayi Odası'nın meclis toplantısına katılan Çelik, Türkiye'de güzel şeyler olduğunu ama bazı kesimlerce görünmediğini ifade etti.
Karamsar ve kötü bakanın kötüyü, iyi bakanın iyiyi göreceğini belirten Çelik, eskiden ''müzmin münekkit'' diye bir kavram bulunduğunu, artık bu tür insanlara ''kronik eleştirmen'' denildiğini, eleştirecek bir şey bulamasalar ''Dünya niye güneşten küçüktür-'' diye şikayet edeceklerini kaydetti.
Mutsuz olmak, insanları mutsuz kılmak için özel gayret içinde olanlar bulunduğuna işaret eden Çelik, haset anlayıştan kurtulmak gerektiğini savundu.
Partisinin iktidarı dönemindeki ekonomik gelişmeleri değerlendiren Çelik, 2002'de Türkiye'nin 230 milyar dolarlık milli gelire sahip olduğunu, geçen yıl sonunda milli gelirin 800 milyar dolara yaklaştığını, 2012 bütçesinin 1,5 katrilyon lira düzeyinde gerçekleştiğini anlattı.
''Türkiye, dolar bazında yüzde 300 gibi bir artış sağladı'' diyen Çelik, ''Kişi başına düşen gelire bakıyorsunuz, 3 bin dolarlardan 10 bin doların üzerine çıkıldı. 2002'de asgari ücret 184 liraydı, o günkü şartlara göre 120 dolar ediyordu. Bugün asgari ücret 420 dolar, 750 liraya yaklaştı. Artış var mı, yok mu- Olmadığını söylemek insafsızlık olur'' şeklinde konuştu.
Alım gücüne bakıldığında Türkiye'nin iyi durumda olduğunu, en alt tabakadaki insan açısından bile Türkiye'nin iyi bir yolda gittiğini kaydeden Çelik, son 10 yılda büyüme oranının ortalama yüzde 5,3 olarak gerçekleştiğini hatırlattı.
Avrupa Birliği'ndeki büyümenin yüzde 1 olduğunu, ciddi bir daralma bulunduğuna işaret eden Çelik, şöyle devam etti:
''Aslında ihracatımızdaki problem de o. 2008 yılı krizi başladığında Avrupa Birliği'ne olan ihracatımız yüzde 56 idi, şimdi yüzde 38. Pazar, tüketim azaldı, ciddi anlamda daralma var. Başka pazarlar bulmamız gerekirdi. Avrupa'daki daralma ve küresel krize rağmen son 10 yılda ihracatımız 36 milyar dolardan 150 milyar dolara çıktı. 1980 - 2002 arası toplam 22 senede bu ülkeye doğrudan yatırım sermayesi olarak gelen para 14,8 milyar dolardı. Peki şimdi- Son 10 yılda gelen para 119,3 milyar dolar.''
-Borçlanma ve faiz rakamları-
''2002 yılından önce topladığımız her 100 lira verginin 103 lirası faize gidiyordu'' diyen Çelik, toplanan tüm verginin faize ödendiğini, yetmediğini, dışarıdan borçlanarak üzerine koyduklarını dile getirdi.
Hükümeti devraldıklarında ise her 100 lira verginin 86 lirasının faize ödendiğine dikkati çeken Çelik, ''Bugün bütçe gelirlerimizin, her 100 lirasının 15 lirasını faize veriyoruz. Bu, önemli bir gelişme. Hükümeti devraldığımızda devletin borçlanma faizi yüzde 62 idi, şu anda yüzde 8 ile borçlanıyor. Bunlar çok şükür, Türkiye'nin gerçekleştirdiği başarı öyküleridir. Enflasyon tekli rakamlara inmiş, çok iyi mi- Daha aşağılara inmesi gerekiyor, onun için gayret gösteriyoruz'' ifadelerini kullandı.
Çelik, şunları kaydetti:
''Ben bunları söylerken, 'her şey süt liman, gül gülistan, İsveç, İsviçre düzeyine çıktık' iddiamız yok. Biz görevi nerede aldık, şimdi nerede- Buna göre değerlendirmek insaf ölçüsüdür. 2002'de her 100 liralık milli gelirin 74 lirası borçtu, şimdi bu rakam 34,2 liraya geriledi. Amerika'nın milli gelirinin yüzde 107'si, avro bölgesinin ortalamasının ise yüzde 93,6'sı borç. Kimse karamsarlık pompalamasın, memleketimiz açısından felaket tellallığı yapmasın.''
Muhabir: Yunus Emre Günaydın - Tahir Turan Eroğlu
Yayıncı: Kemal Kaymak
''Avrupa'daki Daralma ve Küresel Krize Rağmen Son 10 Yılda İhracatımız 36 Milyar Dolardan 150 Milyar Dolara Çıktı''
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ''Avrupa'daki daralma ve küresel krize rağmen son 10 yılda ihracatımız 36 milyar dolardan 150 milyar dolara çıktı'' dedi.