'avrupa'dan Bir Yunus Çıkarsa, O Çoğalır Avrupa'ya Sığmaz'

Köln'de eğitim ve yayın faaliyetleriyle tanınan Yunus Emre Kültür Akademisi'nin (YEK) düzenlediği sempozyumda YEK Başkanı Mustafa Can'ın yanı sıra, Yunus Emre uzmanları Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Tatcı ve tarih araştırmacısı yazar Abdülkerim Erdoğan birer sunum yaptı. Sempozyuma katılan Köln Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu Adnan Hayal, bu tür kültürel faaliyetleri sonuna kadar desteklediklerinin altını çizdi.Araştırmacı Abdülkerim Erdoğan, Köln'e geldiklerinden beri kendilerini gurbette gibi hissetmediklerini belirterek, “Aslında dünya hayatı bizim için bir gurbet ama bir de kendini tanımayan için kendisi, kendisine gurbettir, ayrıdır. Yunus'larımız bize, gurbeti nasıl çevireceğimizi, nasıl kendimizle barışık olacağımızı öğreten ve insanlık dini dediğimiz her dilde konuşan büyüklerimizdir.” dedi.

Yunus ve erenlerin “Bir lokma, bir hırka” prensibine de açıklık getiren Erdoğan, “Bir lokma, bir hırka; üretmek ama kendi için değil, insanlık için üretmek, çalışmak anlamına gelir.” ifadesini kullandı.Doç. Dr. Mustafa Tatcı ise “Bu alemin yaratılmasında maksat bir Adem'dir. Yunus gelmiş geçmiş, söyleyeceğini söylemiş, tecrübelerini bizimle paylaşmış. Bir tek temenni bırakmış; benim içimden bir Yunus çıksın diye. Köln'den veya Avrupa'dan bir tane Yunus çıkarsa, o Yunus gittikçe çoğalır, Avrupa'ya sığmaz hale gelir. Tıpkı Anadolu'da olduğu gibi. Köln'de Sarı Saltuklar, Yunus Emre'ler vardır, ama Köln'ün içinden bir Sarı Saltuk, bir Yunus Emre çıkarılması söz konusudur. İnşallah çabalarla, kendimizden çıkmasa da torunlarımızdan, ki bizim genetiğimiz, mayamız sağlamdır. İçinde Allah aşkı vardır, besmele vardır. İçimizden mutlaka bir Yunus çıkacak.” diye konuştu.

Tatcı, insanın içinde hakikat hazinesinin bulunduğunu belirterek, Yunus gibi erenlerin ona ulaşmak için yaptıkları iç yolcuğu tasvir etti. Tatcı, “Bütün ibadetlerden maksat kendi özümüzü, hakikatı tanımaktır. Yunus'un yaptığı felsefe midir, hayır haldir. Hakikati çözmek için soracak bir şey kalmayana kadar her şeye sormuş, ‘Sordum sarı çiçeğe' demiyor mu? En sonunda kendimiz çıkıyor karşımıza. Ama biz kendi hakikatimizi ancak anadilimizle çözebiliriz. Yunus bizim ezeli hakikatimizin dilidir. O dünyaya ilik ve hikmet avcılığına gelmiştir.” şeklinde konuştu.