Avustralya Doları‘nda Rekor Yükseliş

Avustralya Doları, geçtiğimiz haftaki kısa bir tereddüt ve düşüşün ardından özellikle Amerikan Doları karşısında yeniden yükselişe geçti. Geçtiğimiz cuma günü 1 Avustralya Doları 102.29 Amerikan Doları seviyesine ulaşarak, yine rekor seviyeye ulaştı.

    2011 yılının ilk günlerine 102.56 Amerikan Doları seviyelerinde başlayan Avustralya Doları, geçtiğimiz haftalarda kısa bir süre için 1 Amerikan Doları seviyesinin altına düşmüş olmasına rağmen yükselişini sürdürüyor. Avustralya Doları’ndaki bu son sıçrama uluslararası marketlerde Japonya depreminin oluşturduğu dalgalanmaya da bağlanıyor. Japon Bankası’ndaki kırılgan durum ve endüstrileşmiş 7 ülkenin felaket sonrasında Japon Yeni’ni kontrol altında tutma kararı almış olmaları Avustralya Doları’na yaradı.

Dünyanın belli başlı büyük merkez bankalarının Yen’deki kontrolsüz artışı dengelemek için hep birden piyasalara Japon Yeni sürmeleri son 10 yıldan bu yana ilk defa yaşandı. Amaç Japon Yeni’nde oluşabilecek bir istikrarsızlık nedeniyle, zaten deprem, sel ve nükleer felaketle sarsılmış olan Japon ekonomisine toparlanmak için süre kazandırmaktı. Piyasaya sürülen bu Japon Yenleri Avustralya Doları’nın Yen karşısında da değer kazanmasını sağladı.

    Bu arada geçtiğimiz ay Avustralya Doları’nın ABD Doları karşısında bir ara 97 sente kadar düşmüş olması uzmanlar tarafından Queensland ve Viktorya eyaletlerinde yaşanan sel baskınlarına da bağlanıyor. Para değerlerini etkileyen bir diğer faktör de, özelde Libya ile genelde bütün Ortadoğu ülkelerindeki karmaşa ve Portekiz’in borçlarının ürkütücü seviyelere varmış olması nedeniyle, altının onsunun 1447.82 Amerikan Doları gibi rekor bir seviyeye yükselmesi olarak açıklanıyor. Amerikan Doları‘nın altının karşısında değer kaybetmesi anlamına gelen bu durum, elinde altın stokları ya da madenleri bulunan ülkelerin para değerlerinin artmasına neden olabiliyor. Ancak yine de Avustralya Doları uluslararası piyasalardaki yatırımcılar açısından riskli para birimleri arasında sınıflandırılıyor. Nedeni ise bu yükselişlerin ülkenin ekonomik gücünden ziyade piyasalardaki iyimser beklentilerden de kaynaklanabiliyor olması.