AYM'nin Bozduğu 'Hipnozla İşkence' Davası Yeniden Görüldü

Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuksuz sanık Emekli Albay ve Askeri Hakim Ahmet Zeki Üçok ve avukatlar duruşma salonunda hazır bulunurken, başka suçtan tutuklu şikayetçilerden İ.D. Ankara, Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi’nden, başka suçtan tutuklu şikayetçiler O.G. ile A.B. ise İzmir 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile duruşmaya katıldı.

O dönem Kayseri Barosuna bağlı serbest avukat C.G.(33) duruşmada tanık olarak dinlendi. C.G. mahkemedeki ifadesinde, "Kayseri Barosundan CMK ile zorunlu müdafi olarak atanmıştım. 2009 yılında Hava Kuvvetleri’nden askeri savcılıktan çağırdılar. A.B.’nin ifadesi alınmak için gittim. A.B.’nin ifadesini Ahmet Zeki Üçok alıyordu. Odada askeri hakim ve bir de katip vardı. 10 dakika sonra beni Barodan aradılar, A.B.’nin kendi avukatı geldiğini, benim oradan ayrılmam gerektiğini söylediler. Üçok’a söylediğimde, gelen avukatın içeri alınmasını belirtti.

Ancak A.B. kendi avukatını istemediğini, benim devam etmemi istedi, ben de devam ettim. İfade alınırken, herhangi bir hipnoz, kötü muamele, baskı, darp, cebir, psikolojik baskı görmedim. Hatta bir astsubayın albayın karşısında çok rahat olmasına şaşırmıştım" diye konuştu.

"Gülen’in kendi imajını koruduğu bir katliam var"

Emekli Albay ve Askeri Hakim Ahmet Zeki Üçok ise, Kayseri’deki hipnoz dava dosyasının fotokopi çekilerek, FETÖ lideri Fetullah Gülen’e gönderildiğini iddia ederek, "Bizzat Gülen tarafından benim işimin bitirilmesi için avukatlar tutuldu, Gülen’den talimatlar alındı. Gülen fotokopi dosyasını inceledi, bana bir ceza belirledi, buradaki hakim ve savcılar ceza verdi. Burada bir dava yok aslında. Gülen’in kendi imajını koruduğu bir katliam var. Fetullah Gülen cemaati 2009 yılında fakir çocuklara dinler arası diyalog için olimpiyatlar felan düzenleyen, ulvi amaçları olan tarikat, cemaat olarak biliniyordu ama biz Kayseri işkence davasında şunu gördük: Fetullah Gülen cemaatinin gerçek yüzü bu değil, gerçek yüzü TSK’nın ayrı bir hiyerarşik yapısı içerisinde illegal bir yapı, TSK’de namaz kılan kılmayan, Alevi, Sünni, kumar oynayanları fişleyen, gizlilik derecesindeki emirleri çalan, bu emirleri değiştirip, o zaman ki sözde terör örgütleri Ergenekon gibi örgütlerle ilişkilendirmeye çalışan bir illegal bir örgüt olduğunu tespit ettik" diye konuştu.

Mahkeme heyeti eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı Aralık ayına erteledi.

"Bizzat Fetullah Gülen’den talimat almışlar"

Mahkeme çıkışı Adalet Sarayı önünde gazetecilere konuşan Emekli Albay ve Askeri Hakim Ahmet Zeki Üçok, "Bu süreçte Fetullah Gülen cemaatinin kendi imajları ile örtüşmemesi nedeniyle bu davanın ters düz edilmesi gerektiğine karar verildi.

Bizzat Fetullah Gülen’in talimatıyla, bunu eski HSYK üyesi Kerim Tosun’un itirafçı olarak verdiği ifadelerden de anlıyoruz. O ifadelerde Fetullah Gülen’in talimatlarıyla bu dava hukuka aykırı şekilde, hukuk tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde, hipnozla işkence yapmak gibi bir uydurma suç ile ben ve diğer arkadaşımız bu davada ceza aldık. Ben 7.5 yıl hapis aldım, diğer arkadaşım 9 yıl aldı. Bu yüz karası davayı adı profesör olan adli tıptaki 7 tane bu örgütün mensubu hiçbir darp, cebir izi olmadığı halde bir karar verildi.

Yine Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde güya hepimizin Ankara’da hakimler var, dediğimiz yerde meğerse Ankara’da FETÖ’cüler varmış" dedi.

"Halkın üzerine ve meclise bombalar yağdırdılar"

Üçok, ayrıca TSK içerisindeki FETÖ’cülerle çok mücadele edildiğini belirterek, "Darbeden önce Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bulunan Fetullahçı Terör örgütü mensupları ’güneydoğudaki savaş, terörle mücadele azim ve irademiz kırılıyor, bunu yapmayalım’ diye uyduruyorlardı. Şimdi de TSK içerisinden FETÖ’cüler atılırsa TSK zayıflayacak gibi bir şey pompalıyorlar. Bu kesinlikle doğru değildir. TSK içinde vatan hainleri olacağına varsın zayıf olsun. TSK için görüyoruz ki onbinlerce başvuru, binlerce pilot olmak için başvuru var. TSK asla ve katta zayıf kalmaz. Eğer bu FETÖ’cüler içeride kalırsa TSK zafiyete uğrar. Komuta kademesinin en kısa zamanda savcılıktan, MİT’ten ve diğer kaynaklardan kendilerine bildirilen Fetullahçıları TSK’nın dışına atmalı. TSK’nın eski özlediğimiz, vatanı için ölen askerlerimize teslim etmesi gerekir. Özellikle hava üslerinin müthiş çok güçlü ateş gücü olan bir yere FETÖ’nün el atması çok mantıklı. Darbe girişiminde de gördük. Halkın üzerine ve meclise bombalar yağdırdılar. TSK bu örgütün temizlenmesi için çok ayak sürüyordu, çok direniyordu ve sonunda çok acı bir şekilde Türk halkı olarak bunun bedelini ödedik" diye konuştu.