Babacan‘dan Chp Ve Mhp‘ye Ekonomi Eleştirisi

 Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ‘‘CHP ve MHP iktidara gideceğine inanıyorsa öncelikle ortaya sağlam bir ekonomi politikası koymaları lazım. En büyük projeleri sözüm ona aile sigortası ama bunda da hesap hatalarını görüyorsunuz

Babacan, Kanal 7 televizyonunda katıldığı bir programda, ekonomiye ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

‘‘Dün Paris‘te G20 Bakanlar Toplantısına katıldınız. Yeni bir küresel kriz havası mı var?‘‘ şeklinde soru üzerine Babacan, bu toplantının amacının yeni bir krizin nasıl önleneceğine yönelik olduğunu belirtti. Dünya ekonomisi açısından risklerin büyük olduğunu ifade eden Babacan, riskli alanlarla ilgili doğru politikaların üretilmemesi halinde ciddi sorunların ortaya çıkabileceğini söyledi.

Babacan, G20 Toplantısının iyi geçtiğini, beklediklerinden daha iyi noktada konsensüs oluştuğunu kaydetti. Ekonomik açıdan başarı sağlanması için siyasi istikrarın önemine işaret eden Babacan, Avrupa‘daki bir çok ülkede bütçe açığını düşürmek için vergilerin artırılması, harcamaların kesilmesi gerektiğini, ancak bunu yapabilecek güçte ve kararlılıkta hükümetlerin olmadığını kaydetti.

G20‘nin dün aldığı kararların çok önemli olduğunu ifade eden Babacan, borçla ilgili, bütçe açığı, cari açık ve rezervlerle ilgili göstergeler oluşturup ve belli kriterler geliştirip, G20 ülkelerinin bu göstergeler ve kriterler çerçevesinde hareket etmesiyle ilgili karar alındığını anımsattı. Bunun ilk defa olduğuna işaret eden Babacan, ‘‘İlk kez küresel ölçekte ekonomik kriter göstergeleri konuluyor. Yaptırım mekanizmalarını da içeren bir gösterge seti oluşturuldu. Bizim ısrar ettiğimiz konular da sonuç bildirgesine girdi‘‘ diye konuştu.

Bakan Babacan, Türkiye ekonomisinin ise kendi içinde çok sağlam olduğunu, ancak dışarıdan gelebilecek ciddi bir krizin Türkiye‘yi etkileyebileceğini söyledi.

-YARIN 2001 KRİZİNİN 10. YIL DÖNÜMÜ-

Türkiye‘nin 10 yıl önce 21 Şubat 2001‘de en büyük ekonomik krizi yaşadığının hatırlatılması üzerine Babacan, o dönem siyasette olmadığını babası ile birlikte ticaretle uğraştıklarını anlattı. İş dünyasında olduğu için 2001 krizinin olumsuz etkilerini çok iyi görebildiğini ifade eden Babacan, o dönem yılların birikimini bir gecede kaybeden iş adamlarının olduğunu belirtti. 

Babacan, ‘‘O dönem ekonomiyle ilgili şöyle yapmaları, böyle yapmaları gerekir diye tepkileriniz oluyor muydu?‘‘ şeklindeki soruya, ‘‘Benim siyasete girmemin en önemli sebeplerinden bir tanesi 2001 krizidir‘‘ yanıtını verdi. Bakan Babacan, Türkiye‘de o yıllarda 22 bankanın kayıtlardan silindiğini, ülkenin çok şey kaybettiğini kaydetti. 

Son 10 yılda Türkiye‘de uygulanan reformlar ve ekonomik politikalara da değinen Babacan, ekonomide her şeyin başının güven olduğunu, bugün güven göstergelerinin tarihi rekor seviyelerine ulaştığını belirtti. Hükümeti devraldıklarında kişi başına düşen milli gelirin 3 bin küsur dolar civarında olduğunu, bugün bu rakamın 10 bin doların üzerine çıktığını anlatan Babacan, ‘‘Biz devraldığımızda bütçe açığı yüzde 12 idi. Bu yılki merkezi hükümet bütçesi için koyduğumuz hedef ise yüzde 2,8. Nereden bakacak olursanız olun siyah ve beyaz gibi ayrı ayrı iki durum‘‘ dedi.

-İŞSİZLİK DÜŞÜŞ HIZI YÜKSEK-

Babacan, işsizlikle ilgili bir soruyu yanıtlarken, işsizlikte 2009 yılındaki yukarı doğru sıçramanın küresel krizin sonucu olduğunu söyledi. O dönemde sanayi üretiminin düşmesine bağlı olarak işsizliğin arttığını anlatan Babacan, ‘‘2009 yılında işsizliğin arttığı noktadan aşağı düşüş hızında şu anda dünyadaki bir kaç ülkeden birisiyiz. 2010 yılının son çeyreğine göre işsizlik 2,1 puan düştü ve 1 milyon 113 bin ilave istihdam oldu. Türkiye işsizliği düşürme ve yeni istihdam oluşturma noktasında dünyanın en iyi ülkeleri arasında‘‘ dedi.

Şu anda dünyada günlük 1 doların altında gelire sahip olan insan sayısının yaklaşık 1 milyar olduğunu ifade eden Babacan, şöyle konuştu:

‘‘Son 6 ayda 44 milyon kişi daha açlık sınırının altına düştü çünkü gıda fiyatları yükseldi. 2006 yılından bu yana Türkiye‘de 1 doların altında olan vatandaşımız yok. Biz, devraldığımızda hükümeti günlük 2 doların altında geliri olanlar yüzde 3‘tü. Şu anda binde 2‘ye düştü. Binde 2 de bizim o vatandaşlarımıza ulaşamamamızın bir sonucu. Yani bir şekilde bu vatandaşlarımız devletin sağladığı imkanlardan haberdar değil ya da bilmiyor ya da ulaşamamış. Yani devletin kaynağı olmadığından değil. 

Meksika‘da 2 doların altında geliri olan nüfus yüzde 8, Brezilya‘da yüzde 12, Çin‘de yüzde 36. Rusya‘da 1 doların altındaki nüfus yüzde 2. Çünkü parası olmadığından değil, vatandaşına ulaşamamış.‘‘

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile