Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, tüketim harcaması, ağırlıklı olarak bankadan kredi çekmeye dayanan bir tüketim harcamasıysa oradan gelen büyüme konusunda endişeli olduklarını belirterek, ''Önce üreteceğiz, Sonra tüketeceğiz. Önce hak edeceğiz, kazanacağız, Sonra harcayacağız'' dedi.
Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) aylık olağan meclis toplantısına katılan Babacan, burada yaptığı konuşmada, devlet, hükümet doğruları yaptıktan Sonra, iş dünyasında da dinamizm olduktan Sonra korkacak bir durum olmadığını söyledi.
Bundan 6-7 ay önce İsveç'in aşağı yukarı tüm büyük şirketlerinin ortağı olan bir aileye konuk olduklarını anlatan Babacan, burada Türkiye'nin neler yaptığına ilişkin, söz konusu şirketlerin yöneticilerine bilgi verdiğini ifade etti. Burada bir yöneticinin kendisine, ''Biz Avrupa'da önemli bir şeyi kaybettik, o heyecan, o ruh, o girişimcilik... Bizim önceki nesillere bakıyoruz, farklıydı ama artık şu anki nesilde bu kalmadı fakat bir de Türkiye'ye bakıyoruz ki o heyecan, o her şeyden önemli'' dediğini anlatan Babacan, Türkiye'yi şu anki durumuna bu heyecanın getirdiğini bildirdi.
İstihdamın 4,7 milyon arttığı Türkiye'de, Son 3 yılda devletin bu rakama katkısının sadece 200 bin kadar olduğuna dikkati çeken Babacan, ''Çünkü bu istihdamdaki net artış. Bu 4,7 milyon net artışın içindeki devletin payı yaklaşık 200 bin. 3 yılda biz 200 bin kişi net artış sağladık, 4,5 milyonunu ise Türk özel sektörü sağladı'' diye konuştu.
Ali Babacan, Türk özel sektörünün, bunu ülkedeki güven sayesinde sağladığını söyledi.
''Önce üreteceğiz, Sonra tüketeceğiz''
Halkın da geleceğine çok güvendiğine ve günlük hayatına, alışverişine aynen devam ettiğine değinen Babacan, şöyle konuştu:
''Ancak burada çekindiğimiz bir konu var, o da şu; tabii ki insanlar günlük ihtiyacını karşılayacak ama tüketim harcaması, ağırlıklı olarak bankadan kredi çekmeye dayanan bir tüketim harcamasıysa biz oradan gelen büyüme konusunda endişeliyiz. Önce üreteceğiz, Sonra tüketeceğiz. Önce hak edeceğiz, kazanacağız, Sonra harcayacağız. Kredilendirme tabii ki olacaktır.
Eğer, bizim bankacılık sistemimiz üretim için kredi veriyorsa ve buradan büyüme geliyorsa burada hiçbir problem yok, eğer bankalarımız ihracat için kredi veriyorsa, burada da sorun yok, Sonuna kadar destekliyoruz. Eğer yatırım içinse Sonuna kadar destekliyoruz. Vatandaş bir konut alacakmış, bir şey alıyor, bir varlık. Yani duman olup gitmiyor para. Karşılığında bir varlık oluşuyor, buna da varız ama kredi çekip tüketimi artıracak şekilde bir harcama... Bu noktada ölçülü gitmek durumundayız.''
''Geçen yılın büyümesi yüzde 2 küsur çıkacak''
Ali Babacan, uyguladıkları politikayla geçen yıl iç tüketimin artmadığını ama bunun yanında ihracatın artış gösterdiğini söyledi.
''Geçen yılın büyümesi yüzde 2 küsur çıkacak. Önümüzdeki hafta tam rakamı TÜİK açıklayacak, bizim beklentimiz bu civarda'' diyen Babacan, bunun hemen hemen tamamının ihracattan, üretimden gelen bir büyüme olduğunu ifade etti. Babacan, bu yıl ise dış taleple iç talebin daha dengeli olacağını bildirdi.
''Sağlıklı büyüme güven ortamında gerçekleşiyor''
Türkiye'de durum böyleyken, birçok ülkede korkunun çok büyük olduğuna ve güven ortamının tamamen sarsıldığına işaret eden Babacan, ''Ne yapsalar yaramıyor, ne kadar teşvik verirlerse versinler halk korkuyor, harcamıyor. 2009, 2010... Vergileri düşürdüler, harcama çekleri dağıttılar, neler neler yaptılar. Tüm o verdikleri teşvikler borcu artırdı ama büyümeye yaramadı'' dedi.
Babacan, sağlıklı bir büyümenin güven ortamında gerçekleştiğini söyledi.
''Eş kefaleti sorununu yeni kanunla çözüyoruz''
Babacan, Son 1 yıllık dönemde Türkiye'de özellikle yapısal reformlar açısından çok önemli gelişmeler olduğunu, Türk Ticaret Kanunu'nda 80 küsur maddeyi değiştirmek durumunda kaldıklarını ifade etti.
Borçlar Kanunu'nda da bir değişiklik yapıldığını aktaran Babacan, şunları kaydetti:
''Borçlar Kanunu'nda problem nispeten daha azdı, 7-8 maddelik bir değişiklik yaptık ama en Son şu anda Meclis'te görüşülen, bu eş kefaleti konusunu hallettik. Biliyorsunuz yeni Medeni Kanunumuz karı kocayı mal, mülk konusunda bazı şartlar altında ortak gibi kabul ediyor. Madem ailenin malı, mülkü ortak, o zaman eşlerden birisi birine kefil olacaksa öbürünün haberi olsun diyor. Bence işin özü doğru, mantık olarak doğru. Çünkü çok aile faciaları da yaşanıyor. Şimdi bu devam edecek ama eğer, adamın kendi şirketiyse, kendi ortağı olduğu şirketse, zaten kendi işiyse o zaman eşin rızası aranmayacak. Bizzat kendi sahip olduğu şirketle ilgili bir kefaletse ki şu anki rahatsızlığın önemli kısmı oradan. O zaman bu gerekmeyecek. Dolayısıyla bu yeni kanunla bu durumu çözüyoruz.
Ayrıca, esnaf kefalet kooperatifleri var biliyorsunuz. Orada kooperatif yapısı var, herkes birbirine kefil oluyor üçlü, beşli gruplar. Dolayısıyla orada da zaten bir kefalet halkası olduğu için risk oldukça düşük. Bir de o tür yapılar içinde olan kefalette de eş rızası aranmayabilir dedik. Genel Kurul'da dün ilk iki bölümü tamamlandı, bugün de inşallah diğer iki bölümü tamamlanacak ve bu gece itibariyle yasalaşmış olacak. Bunu da bu şekilde inşallah çözmüş oluyoruz.''
Babacan yüzde 2'nin üzerinde bekliyor
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) aylık olağan meclis toplantısında bankadan kredi çekmeye dayanan bir tüketim harcamasından gelen büyümeye karşı olduğunu söyledi. Yıl sonunda büyüme beklentisinin de yüzde 2 nin üzerinde olacağını aktardı.