Bahar yorgunluğu kabusunuz olmasın

Bahar yorgunluğu kabusunuz olmasın

İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'den Uzm.Dr. Bülent Yardımcı, bahar yorgunluğu ile nasıl baş edileceğini anlattı.

Her mevsim kendine özgü olarak daha sık görülen hastalıklara sahiptir. Örneğin kışın üst solunum yolu enfeksiyonları, yaz aylarında ise barsak enfeksiyonları daha sık görülür. İlkbahar ise havaların ısınmaya başlaması ve doğanın uyanışı ile beraber birçok insanın kendini daha iyi hissettiği bir dönemdir. Bunun yanında azımsanmayacak bir grup mevsim başında halsizlik, yorgunluk ve isteksizlik hissedebilir.

İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'den Uzm.Dr. Bülent Yardımcı, bahar yorgunluğu ile nasıl baş edileceğini anlattı.

Bahar yorgunluğu, halk arasında sık kullanılan bir terim olup, iklim değişikliğinin vücutta yarattığı yorgunluk hissi olarak tanımlanabilir. Aslında birçok nedenin bir araya gelerek yarattığı bir tablodur. Yorgunluk hissinin yanında uyku düzensizliği, iştan azalması, kas krampları, eklem ağrıları ve bayanlarda adet düzensizliği gibi belirtiler olabilir.

Halsizlik nedenlerinin başında meteorolojik etkiler gelir. Mevsim geçişleri öncelikle hormonal sistemimizi etkiler. Vücudun yeni çevresel değişikliklere alışması ve hormonal sistemin yeniden dengeye girmesi zaman alır. Bu durum çevreye uyum sağlamamızı zorlaştırarak dış etkenlerden daha çabuk etkilenmemize neden olur. Kış aylarında çoğunlukla daha hareketsiz bir yaşam sürüldüğünden ve alınan kilolardan dolayı ilkbaharla gelen hareketli yaşama uyum zorlukları olabilir.

Kirli hava, havadaki elektrik yükünün artışı ve iyon değişiklikleri de yorgunluk hissine neden olan diğer etkenlerdir. Ani ısı değişiklikleri ise adaptasyon sistemimizi zorladığı için mevsim başında bizi en çok etkileyen nedenlerden birisi olarak sayılabilir.

Mevsimin ruhsal etkileri en az fiziksel değişiklikler kadar önemlidir. Özellikle yoğun çalışan, stresi yüksek olan kişilerde ve depresyona eğilimi olanlarda yorgunluk hissi oluşabilir. Aslında, bahar yorgunluğunun büyük şehirlerde yaşayanlarda, çevre kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde, düzensiz ve stresli yaşama sahip olan bireylerde, kötü beslenenlerde daha sık görüldüğünü söyleyebiliriz.

Gözden kaçırılmaması gereken şey bahar yorgunluğu tablosunun uzun sürmediğidir. Sürekli yorgunluk ve genel durum bozukluğu bu belirtilerle seyreden ciddi hastalıkları düşündürmelidir. Tiroid hastalıkları, ciddi depresyonlar, kronik hastalıklar, kötü huylu hastalıklar atlanmamalıdır. Böyle durumlarda bir an önce doktora başvurulmalıdır.

Bahar yorgunluğuna karşı alınacak önlemler:

Bahar yorgunluğunun önlemleri daha bahar gelmeden alınmalıdır. İlk yapılması gereken şey, beslenme düzeninin ayarlanmasıdır. Her zaman sağlıklı beslenmeyi önermekle beraber, çoğumuz kış aylarında daha kalorisi bol, taze sebze ve meyveden fakir bir beslenme programı uygularız. Bu tarz beslenmeler kilo almamıza neden olur ve kalorisinin yüksekliğine rağmen enerji açısından daha kötüdür.

Öncelikle beslenmedeki sebze ve meyve miktarı arttırılmalı, yağ miktarı düşürülmelidir. Bir öğünde çok miktarda yemek yerine, ara öğünlerin olduğu düzenli bir beslenme programı uygulanmalıdır. Katkı maddelerini fazla miktarda içeren, yoğun kalorili, tuz ve yağdan zengin, pasta, kek, cips, tuzlu kuruyemiş vb. gıdalardan uzak durulmalıdır. Yüksek oranda glikoz içeren tatlı yiyecek ve içecekler daha az tüketilmelidir. Yeterli sıvı tüketimi de önemlidir. Günlük sıvı tüketimi ortalama 2 lt ve üstü olmalıdır. Çoğunlukla da su tercih edilmelidir. Süt ve süt ürünleri de tüketilebilir.

Kış aylarının diğer bir riski hareket azlığıdır. Hava şartları ve günün kısa olması hareketimizi kısıtlar. Yapılması gereken şey kış aylarında da özellikle yürümenin tercih edilmesi, imkan varsa spor yapmaya devam etmektir. Fakat günlük pratikte spor yapma oranının daha az olduğunu görmekteyiz. Kış sonuna doğru günün uzaması ve havanın biraz daha sıcak olmasından yararlanarak düzenli bir yürüyüş programı yapabiliriz. Hafta içinde fırsat buldukça, hafta sonlarında ise düzenli olarak yapılacak egzersizler ve spor aktiviteleri daha dinç olmamızı sağlayacaktır. Düzenli spor yapanlarda bahar yorgunluğunun daha az görüleceği muhakkaktır.

Ruhsal stresler bahar yorgunluğunun diğer bir nedenidir. İş hayatının kış aylarında daha yoğun olması, stres birikimine neden olmakta, fiziksel değişimlerin yaşandığı mevsim dönümlerinde sıkıntı hissi ve depresyona eğilim artmaktadır. Stresi azaltabilecek spor faaliyetleri, sosyal aktiviteler ve dış ortamda daha çok zaman geçirme yararlı olacaktır. Güneş ışınlarının ve aydınlığının ruhumuza olumlu etkileri olduğunu unutmamak gerekir.

Uyku düzeninin sağlanması diğer önemli bir konudur. Alışık olduğumuz uyku düzenini değiştirmemeliyiz. Herkesin ihtiyacı olan uyku miktarı farklıdır. Bahar aylarına girerken uyku düzeni bozulabilir. Alışık olduğumuz saatte yatağa gitmemiz ve ihtiyacımız kadar uyumamız gerekmektedir. Az uyumak kadar, aşırı uyku durumu da kendimizi daha kötü hissetmemize neden olabilir.

Alerji, Kalp Damar Hastalığı, Astım ve Şeker hastalığı gibi kronik rahatsızlıkları olanların ise mevsim dönümlerine girerken doktor kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Çünkü bu hastalarda oluşabilecek komplikasyonlar, bahar yorgunluğu gibi algılanabilir. Ayrıca ilaç tedavilerinin yeniden düzenlenmesi ile bu dönemi daha rahat geçirebilirler.

Destekleyici vitamin ve ilaçlar en çok merak edilen konulardan birisidir. Gerektiğinde bu ilaçlar kullanılabilir. Özellikle doğal ilaç olarak bilinen destek ürünleri kullanımının çok arttığı günümüzde bunların çoğunlukla kontrolsüz kullanıldığını görmekteyiz. Hangi destek ürünü olursa olsun daima doktora danışılarak kullanılması daha sağlıklı olacaktır.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile