Bahçeli: 'Bu Hezeyanlar Başbakan'ın Son Çırpınışlarıdır'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan'ın senaryo gereği sahte gözyaşı dökmesinin riyakarlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası olduğunu belirterek, "Başbakan bu konuda da kendisini aşmış, bilinen riya ve takiye özelliklerinin ötesine geçerek bir siyasi sahtekarlık tiyatrosunun aktörü olarak Türk milletinin karşısına çıkmıştır" dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan'ın senaryo gereği sahte gözyaşı dökmesinin riyakarlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası olduğunu belirterek, "Başbakan bu konuda da kendisini aşmış, bilinen riya ve takiye özelliklerinin ötesine geçerek bir siyasi sahtekarlık tiyatrosunun aktörü olarak Türk milletinin karşısına çıkmıştır" dedi.
Başbakan Erdoğan'ın 20 Temmuz 2010 günü AK Parti Meclis Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada ağlamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, bu konuşmanın siyasi tarihe kara bir ilkesizlik, riyakarlık, siyasi sahtekarlık ve münafıklık örneği olarak geçeceğini savundu. Türk milletinin yalan gözyaşları döken Başbakan'ın siyasi tükenişinin hazin tablosunu ibretle izlediğini kaydeden Bahçeli, "Türkiye'yi etnik temelde bölmeyi amaçlayan PKK açılımının ve AK Parti'nin sekiz yıllık yıkım dönemindeki
yolsuzluk ve hırsızlıklarının hesabının yargı önünde görüleceği siyasi mahşer günü çok yakındır. Siyasi ihtiras ve korkuların ruhunda yarattığı kasırgaların etkisi altındaki Başbakan'ın marazi ruh halinin nedeni budur. Bu hezeyanlar Başbakan'ın son çırpınışlarıdır" dedi.
Başbakan'ın Anayasa değişikliği konusundaki gizli amacı ve niyetinin 'etnik bölücülüğün önünü açmak ve yolsuzlukların hesabını vermekten kaçmak' olduğunu öne süren Bahçeli, "Bu nedenle bütün ümidini Türk milletini son bir kez aldatarak referandumda evet çıkmasını sağlamaya ve kendisini koruma altına alacağını hesapladığı yandaş yargı düzenlemesini yaparak hazin akıbetten kurtulmaya bağlamıştır. Bunun için hiçbir ahlaki ve vicdani ölçü tanımadan bütün yalan ve riya malzemesini bu son çırpınışında cepheye
sürmüştür. Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir sahnesidir. Grup konuşmasında 'Trajik bir siyasi tarihi önünüze getireceğim, bu dram olacak' diyen Başbakan aslında kendi dramını sahneye koymuştur. 12 Eylül 1980 askeri darbesinde darağaçlarında ve işkencelerde hayatlarını kaybedenlerin hatıralarına sığınan Başbakan'ın hem ülkücü hem de devrimci özelliklerini bugüne kadar içinde gizlediği bu vesileyle anlaşılmıştır. Ancak, bunu 30 yıl nasıl sakladığı, bu bastırılmış duyguların
ruhunda nasıl bir tahribata yol açtığı tam olarak anlaşılamamıştır. Psikiyatrinin alanına giren bu ilginç durumun konunun uzmanlarınca incelenmesi yararlı olabilecektir" diye konuştu.
Ülkücü şehit Mustafa Pehlivanoğlu'nun son mektubunu bazı pasajları atlayarak kürsüde okuyan Başbakan'ın senaryo gereği sahte gözyaşı dökmesinin riyakarlığın ve ilkesizliğin zirvesi, son noktası olduğunu söyleyen Bahçeli, "Başbakan bu konuda da kendisini aşmış, bilinen riya ve takiye özelliklerinin ötesine geçerek bir siyasi sahtekarlık tiyatrosunun aktörü olarak Türk milletinin karşısına çıkmıştır. Başbakan'a okurken kürsüde ağladığı ülkücü şehidimizin son veda mektubunda atladığı şu satırları
hatırlatmak istiyorum. 'Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki, Mustafa'lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah'a inananlarındır. Bunun için hiç üzülmeyin. Cenazemin arkasından ağlamayın, günahtır. Sizden ricam ağlamayın.' Başbakan'ın aynı gün Hakkari Çukurca ve Van'da PKK terör saldırıları sonrası toprağa düşen yedi şehidimiz karşısında bu kadar duygulanmaması, gerçek niyetlerin ne olduğunu bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur" dedi.

Başbakan'a seslenen Bahçeli, "Dün Meclis'te ülkücü şehitler için döktüğünüz sahte gözyaşlarının bir damlası ile aynı gün ocaklarına ateş düşen yedi şehidimizin muhterem annelerinin döktüğü gözyaşlarının bir damlasının vicdan laboratuarında samimiyet testinden geçirilmesi sonucu ortaya çıkacak ahlak ve dürüstlük raporu karşısında yüzünüz kızaracak mıdır? Türk milleti Başbakan'ın Anayasa değişikliğini pazarlamak için utanmadan sergilediği bu siyaset kalpazanlığının, bu milli irade dolandırıcılığının gerçek
nedenlerini ve arkasındaki çirkin yüzü elbette görecek ve hükmünü verecektir. Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökerek siyasi münafıklığın şahikasına çıkan Başbakan'ın ve kahraman Özel Harekat mensuplarını milliyetçi oldukları için bıyıklarından hareketle aşağılamaya yeltenen yardımcısının başını çektiği 'AK Parti Yalan Kumpanyası'nı bekleyen akıbet, 12 Eylül 2010 günü milli irade duvarına çarpmaktır. Türk milliyetçileri ve ülkücü camia, şerefli hatıralarını ebediyete kadar yüreklerinde yaşatacağı
aziz şehitlerimizin ruhları ile birlikte 12 Eylül 2010 günü Başbakan'ı referandum sandığı başında bekliyor olacaktır" şeklinde konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile