Partisinin grup konuşması için kürsüye çıkan Bahçeli , konuşmasının büyük bir bölümünü terörlü mücadele ve OHAL tartışmalarına ayırdı . Bahçeli , OHAL talebine karşı çıkılmasını eleştirdi . Bahçeli , " Geçmişte Olağanüstü Hal uygulanırken yanlışlar yapılmış olabilir . Bunlar hükümetlerin ayıbı ve hatasıdır . Bu yanlışların olması bu tedbirin yanlış olmasını gerektirmez . Uygulayanın sorumluluğunda olan icraatlardan yasa maddesinin sorumlu tutulması mantıktan uzak bir anlayışın ürünüdür . Elbette ki hiçbir devlet ve hükümet , olağan yöntemlerin haricinde bir yetki ile ülkesinin bir bölümünü yönetmek istemeyecektir ve doğal olan budur . Ancak olağan tedbirlerle önlenemeyecek gelişmeler karşısında , başka türlü sağlanma imkânları kalmamışsa milletinin huzur ve esenliği , devletinin birliği ve beraberliği için Olağanüstü Hal ilanına başvurmak da yasaldır . Türkiye , bölücü terörün acımasız yüzüyle karşı karşıya kalmış bir ülkedir ve teröre karşı verdiği mücadele haklı ve meşrudur . Aksini söylemek bölücülüğe hizmet demektir . " ifadelerini kullandı .
" OHAL ' İ BİZ KALDIRDIK "
Bahçeli , Başbakan ' ın " OHAL ' i biz bitirdik " yönündeki sözlerine de tepki gösterdi . Tarih vererek , OHAL ' in kaldırılması ile ilgili süreci anlatan Bahçeli , şunları söyledi : " Son kaldırma kararını TBMM ' ne teklif eden partimizin de ortağı olduğu 57 . Cumhuriyet hükümetidir . Bu görüşmenin TBMM ' deki oturum tarihi 19 Haziran 2002 ' dir . Son kalan iki ilde ise uzatılması için yine 57 . Cumhuriyet Hükümetince karar alınmadığından 30 Kasım 2002 tarihinde o sırada görevi devralmış 58 . hükümet dönemine rasgelen tarihte bütün yurtta OHAL son bulmuştur . Başbakan Erdoğan ' ın OHAL ' in " kendileri tarafından kaldırıldığı " ifadesi yalandır . Başbakanın bu iddiası boştur . Gerçeklere aykırıdır . OHAL ' in kaldırılması terörün bitmesi nedeniyledir . Başbakan ne kadar inkâr ederse etsin , yandaşları konjonktürel bir durum derse desin , gerekçesi ne olursa olsun , ortada olan gerçek teröre binlerce insanını kurban vermiş bir ülkede 2002 yılında sıfır denecek kadar az bir kayıpla iktidarı devralmış olmasıdır . Başbakanın 2002 yılını baz alarak " sıfır terör " yalandır ifadesi ise külliyen yalan ve saptırmadır . Bir tek şehit bile bizim için son derece önemli , değerli ve yeri doldurulamayacak bir evladımızın kaybıdır . Biz onları istatistiki bilgi olarak asla görmeyiz ve göremeyiz .
Onları Başbakan Erdoğan gibi " yan gelip yatmakla suçlayamayız , kelle diyerek hakaret edemeyiz . Ancak 2002 yılında şehitlerimizin sayısı altıdır , yalnızca bir eylemde bile on Mehmetçiğin hayatını kaybettiği bugünle mukayese bile etmek mümkün değildir . Başbakan bu iddiasında da çuvallamıştır . "
TERÖRLE İLİŞKİLENDİRİLMELERİNE TEPKİ GÖSTERDİ
Bahçeli , kendilerinin terör örgütünün dilini konuşmakla suçlayanlara cevap verdi . " Başbakanın ve yandaşlarının son haftalarda dile getirdiği bir başka iddia ise alçakça bir tavırla partimizi terör örgütünün diliyle konuştuğunu söyleyip kendilerinin yıkımdaki rolünü ve PKK ile işbirliğini gizleme çırpınışlarıdır . " diyen Bahçeli , " Bugün akıl sağlığı yerinde hiç kimsenin bizimle terör örgütünü aynı fotoğraf karesine almak gibi bir iddiası olamaz , olmaz . Bizim , vatan sevgimizi kimseye ispat etmek gibi bir arayışımız olmadığı gibi Başbakan ' a da bu konudaki samimiyetimizi elbette ki ispat edecek değiliz . Partimizin yıllardan beridir ülkemiz , milletimiz ve terör konusundaki yeri nettir , bellidir ve dost düşman , seven sevmeyen herkesin malumudur . Bunu hala anlamamışsa bu öncelikle Başbakan Erdoğan ' ın yaşadığı algı sorunu ve bulunduğu teslimiyet noktasından bizlere bakış açısıdır . Ancak ben , kendisine PKK ile tek yumurta ikizi gibi benzeşen yönlerini hatırlatmak ve bu yıkımda ardına düşenleri uyarmak isterim . " şeklinde konuştu .