2. Uluslararası Ahilik Sempozyumu'nun gala yemeğine katılmak için Kırşehir'e gelen Bakan Davutoğlu, Ahi Evran-ı Veli'nin türbesini ziyaret etti.
Daha sonra, Grand Terme Otel'deki gala yemeğine geçen Bakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, çok önceden planlayıp, bütün gününü Kırşehir'de geçirmeyi istediğini ancak acil gelişmelerin Ankara'dan ayrılmasını geciktirdiğini, bu kenti yaşamak için tekrar geleceğini söyledi.
''Kırşehir'e ben diyorum'' ifadesini kullanan Davutoğlu, Ahi Evran-ı Veli'nin hayatı ve düşüncelerini anlattı.
Ahmet Davutoğlu, şöyle konuştu:
''Ahilik 13'üncü yüzyıl için ne kadar geçerliyse, doğruysa ve insan ruhuna hitap etmişse bugün de bugün için de aynı şekilde geçerlidir. Hele küreselleşen dünyada daha da bir geçerlidir. Artık, Ahiliğin Çin'den, Latin Amerika'ya kadar küresel ekonomi içinde yeniden tanıtılmasına, tanınmasına ihtiyaç vardır. Dış politikamızın izlerinde de Ahiliğin izleri vardır ve olacaktır. Ahilik ne diyor; 'elini, kapını ve sofranı açık tut'. Bizim dış politikamız da bütün insanlığa, sahip olduğumuz birikimi açık tutmaya dayalı bir dış politika. Eğer birinin ihtiyacı varsa ve biz onun ihtiyacını bilmemize rağmen, o ihtiyaca cevap verecek imkan olmasına rağmen o ihtiyaca cevap vermek için harekete geçmiyorsak, Ahi olamayız.''
Ahi Evran-ı Veli'yi okuyanların, bilenlerin, dünyada zor durumda olan insanlar varken duramayacağını vurgulayan Bakan Davutoğlu, ''Bileceksiniz ki Somali'de kıtlıktan, zorluktan ızdırap çeken insanlar var. 'Acaba bugün yarına çıkmamı sağlayacak veya çocuğumu yarına çıkartabilecek yiyecek bulacak imkanım var mı, olacak mı' diye kaygılanan insanlar var. Ya da Arakan'da, 'bütün insanlık bizi unuttu ve biz yok olmaya mahkum olduk' diye düşünen insanlar var. Ve siz Ahi Evran'ı okumuşunuz. Elinizi sofranızı ve kapınızı açık tutun öğüdünü almışsınız. Durabilir misiniz- Gidersiniz Somali'ye, elinizde ne varsa paylaşırsınız. Sofranızda ne varsa paylaşırsınız. Geçen sene Başbakanımızla Somali'ye gittiğimizde, bu Afrika'da bir Türk devrimi olarak nitelendirildi'' dedi.
Davutoğlu, bütün Afrika'nın, minnetle, Somali'de bir yıl içinde yapılanları andığını bildirerek, derde düştüklerinde yanlarına gelecek kudretli bir Türkiye'nin olduğunu düşündüklerini aktardı.
Asırlardır birlikte yaşayan Halep'te, İdlip'te, Hama'da, Humus'ta, Lazkiye'de, Şam'da yaşamış olan ve Çanakkale'de beraber şehit düşen, Allahüekber Dağları'nda beraber savaşanlara Türkiye'nin kapılarını açık tuttuklarını dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Arakan'a gitmiştim, oradaki şehitlerin listesini görmüştüm. Orada da Şamlılar, Halepliler vardı. Kader bir çizgiyle Halep'i Antep'ten ayırdıysa, bizim zihnimizde Halep ve Antep ayrılmaz. Onun için eğer onlar bir ızdırap çekmişlerse ve onlara zulüm uygulanmışsa onların kadınları tecavüzden kaçarak kapımıza gelmişse onlar yiyecek ekmek bulamadıkları için bir lokma ekmek için sınırlarımıza dayanmışlarsa Ahi Evran bize diyor ki 'elini, sofranı ve kapını açık tut'. Elimiz de açık onlara, soframız da açık, kapımız da açık ve ebediyen açık olacak. Allah bize güç ve kudret versin. Devletimize ve milletimize zeval vermesin ki biz kimsenin eline, kapısına muhtaç olmayalım. Ama, kim bizim elimize, kapımıza ve soframıza gelirse bizim büyük şefkat ve merhamet elimizi onlara göstermeyi Allah nasip etsin. Bu bize Ahi Evran'ın mirasıdır.''
Bunu anlamayanların olduğunu ifade eden Bakan Davutoğlu, ''Bunu tenkit edenler olacak. Çünkü onlar Ahi Evran'dan nasiplenmemişler. Onlar vermeyi öğrenmemişler. Bu milletin bu mirasa sahip çıkarak en yakın komşusundan Suriye'den, Bosna'dan Kosova'dan, Irak'tan, Azarbaycan'dan Orta Asya'ya, Horasan'a kadar bütün gönül coğrafyamıza gönlümüzü açık tutmak. Bizim geleneğimizde kapımıza gelene kapımızı kapatmak yoktur'' diye konuştu.
Büyük millet olmanın bazı özellikleri olduğunu anlatan Bakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
''İster Bulgaristan'dan kaçan soydaşlarımız olsun, ister Bosna Savaş'ında sığınmak için Türkiye'ye gelen Boşnak kardeşlerimiz olsun, ister Kosava Savaş'ında 'Edirne'ye nasıl ulaşırım da kurtulurum' diyen kardeşlerimiz olsun, Saddam Halepçe'yi bombaladığında daha sonra zulüm ettiğinde sınırlarımızı aşan, dağları aşarak gelip Anadolu'ya sığınan Kürt kardeşlerimiz olsun, ister bugün Halep'ten gelip Türkmen, Arap ve Sünni, hangi kökenli olursa olsun hepsine elimizi kapımızı, soframızı açık tutacağız. Büyük millet budur. Büyük devletler böyle bir ahlakla kurulurlar.''
-Kosova Devlet Bakanı Yağcılar-
Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile Kırşehir'e gelen Kosova Devlet Bakanı Mahir Yağcılar da Kosova'dan sevgi, saygı ve muhabbet getirdiğini söyledi.
Türkiye'nin ne kadar büyük olduğunu, Türkiye dışında yaşayan soydaşlar olarak daha iyi anladıklarını vurgulayan Yağcılar, kendilerinin İslam ve Türklüğün nöbetçisi, Osmanlı ve eserlerinin de bekçisi olduklarını dile getirdi.
Kırşehir Valisi Özdemir Çakacak da Ahiliğin, Bakan Davutoğlu vesilesiyle dünyaya duyurulmasından büyük mutluluk duyduklarını belirterek, Ahiliğin sadece esnaf ve sanatkarların değil sosyal hayatı düzenleyen kurallar manzumesi olduğunu vurguladı.
Gala yemeğine, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, AK Parti Kırşehir Milletvekilleri Abdullah Çalışkan, Muzaffer Aslan, Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Kudret Saylam ve çok sayıda kişi katıldı.
Muhabir: Mustafa Önal - Abdullah Yıldız
Yayıncı: Tarkan Demir
Bakan Ahmet Davutoğlu Açıklaması
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Bizim geleneğimizde kapımıza gelene kapımızı kapatmak yoktur'' dedi.