Recep Akdağ, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ)'nin akademik yılı açılış törenine katıldı. Bakan Akdağ, burada yaptığı konuşmada, üniversitelerde yaşanan başörtüsü sorunu ve bu konudaki tartışmalara yönelik açıklamalarda bulundu.
Akdağ, şunları kaydetti: "Hala 2010 yılında kılık kıyafeti konuşuyoruz. Üzülerek ifade ediyorum, bu aslında bizim üniversite karakterimizin geri olduğunu gösteriyor. Öğrenciler şöyle giyinebilirler mi? Giyinemezler mi? Bunu tarif etmeye bunu belirlemeye benim ne hakkım var. Değerli öğrenciler, bunu çok net olarak söylüyorum. Bunu belirlemeye benim hakkım yok, bu sizin özgürlük alanınızdır. Bu her insanın özgürlük alanıdır. Ayıp değil midir yani, 2010 yılında biz insanlara nasıl giyineceklerini, nasıl oturacaklarını, nasıl kalkacaklarını öğretmeye çalışıyoruz. Hatta bunların talimatını veriyoruz. Böyle şey olur mu? Bunu kabullenmek imkânsız. Birazcık dünyayı bilen herkes, 2010 yılında Türkiye'nin geldiği kalkınmış seviyesi ile özgürlük ve demokrasi tasavvurunu yan yana getirdiğinde, yer yer özgürlük ve demokrasilerin geride kaldığını gösteriyor.''
Yetişkin bir insanın kendi kararlarını kendisinin vermesi gerektiğinin altını çizen Akdağ, ''Ben 12 Eylül ihtilalı olduğu zaman gencecik bir tıp fakültesi öğrencisi idim. Arkadaşlarımız alındılar, hapislere götürüldüler, işkencelere tabi tutuldular, çok üzüldük. Bundan birkaç sene sonra, hemen 1–2 sene sonra, birlikte oturduğumuz, arkadaşlık ettiğimiz, güldüğümüz, oynadığımız, çalıştığımız, birbirimize not verdiğimiz, not aldığımız arkadaşlarımızın önüne kısıtlamalar getirildi. Bir kısım arkadaşlara dediler ki 'Senin başın örtülü artık bu okula giremezsin', çok büyük ruhsal yıkıntılarla yan yana kaldık. Düşünün birlikte okuduğunuz, size destek olan, bir arkadaşınız bir gün okula girememeye başlıyor. Böyle bir gerekçeyle. Siz bunları yaşamadığınız biz hep yaşadık. Böyle bir arkadaşınıza diyorlar ki sen artık bu sınıfa giremezsin. Neden? 'Senin yaşam biçimin şu şekildedir.' Bu kabul edilemez. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Yanlış anlaşılmasın sadece meselenin başörtüsü kısmını konuşmuyorum. Senin kulağında küpe var, erkek öğrenci için, favorin uzun okula giremezsin, sen mini etek giyiyorsun böyle giremezsin bu okula. Allah Allah ne yapıyoruz. Yetişkin bir insan bırakın kendi kararını kendisi versin.'' diye konuştu.
Bakan Akdağ, ayrıca, üniversite hastanelerinin borçlarına dikkat çekti. Akdağ, hastanelerin bu borçlarının ödenmesi için bir kanun maddesi çıkarttıklarını söyledi. Akdağ, hazineden para yardımında bulunacaklarını ancak yapısal dönüşüm gerçekleştirme şartı aradıklarını dile getirdi.
VALİ ÖZÇİMEN: AİBÜ EĞİTİM KOMPLEKSİ HALİNE GELDİ
Daha sonra konuşan Bolu Valisi İbrahim Özçimen ise AİBÜ'nün tamamıyla eğitim kompleksi haline geldiğine vurgu yaptı.
AİBÜ Rektörü Prof Dr. Hayri Coşkun da üniversitenin fiziki ve sosyal durumu hakkında bilgi verdi. Rektör Prof. Dr. Coşkun, şunları kaydetti: ''1992 yılında kurulan üniversitemiz, kuruluşundan bu güne İzzet Baysal Vakfı'nın desteğiyle hızla büyümüştür. 17 yıldır yöremiz ve ülkemiz gençliğinin yetişmesine büyük katkıları olmuştur. Geldiğimiz dönem içerisinde Diş Hekimliği Fakültesi, Bolu Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Yabancı Diler Meslek Yüksekokulu ve en son Yeniçağa Yaşar Çelik Meslek Yüksek Okulu'nun açılmasıyla üniversitemizde fakülte sayısı 7'ye, yüksek okul sayısı 5'e ve meslek yüksek okulu sayısı 5'e yükselmiştir."
İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal da AİBÜ Tıp Fakültesi'nde sorunların olduğuna vurgu yatı.
Konuşmaların sonunda Sağlık Bakanı Akdağ'a Vali Özçimen tarafından çiçek ve çini tabak takdim edildi. Bakan Akdağ, kendisine verilen çiçeği üniversiteye yeni kayıt yaptıran öğrenciler adına bir bayan öğrenciye verdi. Törene, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Tarım ve Köy İşleri eski Bakanı Sami Güçlü, Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Ak Parti Bolu milletvekilleri, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, AK Parti Bolu İl Başkanı Ali Ercoşkun ve çok sayıda davetli katıldı.
