Bakan Babacan: 'Kur Rejimini Tartışmaya Açmayız'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kur rejimini asla sorgulatmayacaklarını ve asla tartışmaya açmayacaklarını söyledi.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) 8. Başkanlar Kurulu toplantısı TUSKON'a bağlı 7 federasyon ve 150 dernek başkanının katılımıyla gerçekleştirildi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın TUSKON üyeleriyle bir araya geldiği toplantıda, ekonomiden siyasete Türkiye'nin gündemini belirleyen birçok konu masaya yatırıldı.
Toplantıda konuşan Babacan, Türkiye'nin dünyada artık gittikçe bölgesel bir güç küresel bir aktör haline gelmesinde özel sektör ve sivil insiyatifin büyük rolü olduğunu söyledi. Konuşmasında dünya ekonomisinin çok sıradışı bir dönemden geçtiğine değinen Babacan, 2009 yılının dünya ekonomisi için kayıp yılı olduğunu, finansal kriz, ekonomik kriz, sosyal sorunlar, siyasi sorunlar zincirinin oluştuğunu belirtti.
Dünya ekonomisinde dünya savaşı döneminde uygulanacak politikaların uygulandığına dikkat çeken Babacan, "Merkez Bankaları çok yüksek miktarda likiditeyi piyasaya sunuyor, trilyon dolar mertebesinde bilançodaki genişlemelerle bu krizi yönetmeye çalışıyor ve bankacılık sektörü olağanüstü müdahalelerle büyüyor. Bu politikalar komple bir çıkışı önlemek için uygulanabilir ama uzun süre devam ettirilmesinin kalıcı etkileri olacaktır. Merkez bankalarının kriz öncesi seviyesine dönmesi yıllar alacaktır. Bugün
bir karar alsalar bütün bu tedbirleri geri alsalar, o anda dünyanın ekonomik büyümesini sürdürmesi mümkün olmaz" dedi.

"TÜRKİYE'NİN RİSK PRİMİ İTALYA İLE BAŞA BAŞ"
Avrupa'da bankacılık sisteminin devletlerin desteğiyle ayakta durduğunu kaydeden Babacan, "İspanya, Portekiz, İrlanda Türkiye'den daha yüksek risk primine sahip. Ancak bunu o ülkelerin kredi derecelerine bakarak göremiyorsunuz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da derecelendirme ihtiyacı ortaya çıktı. Akşamdan sabaha 3 derece birden notu kırılıyor. Peki bir gecede mi bozuldu o ülkenin ekonomisi? Türkiye'nin kredi notu, kendinden çok daha riskli olarak algılanan ve fiilen bu işlerin ticaretini yapanlar
tarafından daha düşük görünüyor. Gerçek oyuncular bunu böyle görmüyor. İtalya ve Türkiye'nin risk primi baş başa gidiyor" diye konuştu.
Kriz öncesi aldıkları tedbirler sayesinde bankaların hiçbirinde sorun yaşanmadığını aktaran Babacan, taviz vermeden tüm bankalara aynı kuralların uygulandığını ifade etti. Özellikle İmar Bankası olayının dünya bankacılık tarihinde vaka olarak incelenmesi gereken bir durum olduğuna işaret eden Babacan,"Türkiye'nin krizden tek bir bankaya tek bir kuruş aktarmak durumunda kalmaması bugün dünyada konuşuluyor. Bankacılıkla ilgili zamanında aldığımız tedbirler Türkiye'yi bu türbülansta önemli şekilde korudu"
dedi.

"KUR REJİMİ DEĞİŞİRSE FAİZLER ALIR BAŞINI GİDER"
Türkiye'nin kamu borcu ve açıklarının düşürülmüş bir ülke olarak krize girmesinin de önemli olduğunu belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kur rejimini asla sorgulatmayız, asla tartışmaya açmayız. Dalgalı kur rejimi Türkiye'nin ekonomik istikrarının temel ayaklarından bir tanesidir. Sağlam kamu maliyesi, serbest kur rejimi ve yapısal reformlar üç temel ayaktır. Dalgalı kur rejiminin mutlaka devam etmesi gerekiyor. İleride olur da birileri vazgeçiyoruz der, o zaman Türkiye ekonomisinin istikrarından korkun. Bugün kur rejimi değiştirmeye kalktığınızda faizler de alıp başını gider. Türkiye sabit kur rejimini denedi, tarihin en büyük ekonomik
felaketlerinden biri yaşandı. Bunu deneyen birçok ülke aynı sonuçla karşı karşıya kaldı."
Bazı iş dünyası kuruluşlarının sürekli korku ve sıkıntı yansıttığını ancak İstanbul Sanayi Odası (İSO) üyelerini yüzde 30 kar açıkladığına dikkat çeken Babacan, ekonominin geleceğinin özel sektörde olduğunu söyledi. Orta vadeli planı uygulamaya başlamalarının ardından Türkiye'nin notunun değişmeye başladığını aktaran Babacan, "Türkiye'nin de kamu borcu hala yüksek. Yüksek borç, Türkiye'nin hala kronik bir sorunu ve nüksedebilecek bir hastalığı olarak görülüyor. Bu endişe var. Geçen sene maktu vergilerde
ölçülü artışlar yaptık, vergi indirimlerini geri çektik, tasarrufa gittik. Üç yıllık ilaç faturamızı sabitledik. Bundan sonraki dönemde de Türkiye'nin şu anda geldiği noktayı korumak, güven unsurunu sapasağlam yerinde tutmak hatta daha geliştirmek en önemli hedef olmalı. İnşallah bu yılın ikinci yarısında toplam milli gelir rakamları açısından kriz öncesi döneme dönmüş olacağız. Yüzde 5-6-7'lik büyüme rakamlarına er konuşulan rakamlarına ulaşacağımızı tahmin ediyoruz. Bankaların kredi hacmi 8-9 ayda 370
milyar dolardan 450 milyar dolara çıktı" dedi.
Anayasa değişikliği için yapılacak referanduma değinen Babacan, Türkiye'nin siyasi krizler nedeniyle 2007'de kan kaybettiğini ve 2008'de yerinde saydığını vurguladı.
Babacan, "Türkiye'nin öngörülebilir ülke olması bu anayasa değişikliğiyle inşallah mümkün olacak. Birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf hukuk devleti olmaya yolculukta bu anayasa paketi ileri bir adımdır. Biz birinci sınıf bir demokrasiyi hedefliyoruz, halkımızın ön planda olduğu, devletin insanın hizmetinde olduğu bir demokratik yapı arzu ediyoruz" dedi.

"ŞAMPİYONLAR LİGİNDE MÜCADELE EDİYORUZ"
Toplantıda konuşan TUSKON Başkanı Rızanur Meral ise, Türkiye'nin krizi çok iyi yönettiğini belirterek, bankacılık reformu, bütçe kontrolü, iş dünyası örgütlerinin ekonomi yönetimi ile yakın temasta çalışması sayesinde kriz sonrası hızlı bir büyüme sürecine girildiğini kaydetti.
Geçtiğimiz yasama döneminde ele alınamayan Mali Kural'ın meclisin açılması ile birlikte ele alınarak ülkenin geleceğinde uygulanacak parametrelerin belirlenmesinde gerekli olduğunu vurgulayan Meral, "Ekonomimiz küresel krizdeki performansı ile artık lig atlamış, şampiyonlar liginde dev ekonomilerle mücadeleye başlamıştır. Açık yüreklilikle söylemeliyim ki; Bizim iş dünyası olarak bu ligde sürekli yükseleceğimize inancımız tamdır. Ancak rakiplerimizle etkin bir mücadelede bulunabilmemiz için takdir
edersiniz ki; onlarla aynı şartlarda oynamamız gerekir. Rakiplerimize karşı ise en büyük dezavantajımız da hiç şüphesiz tıkır tıkır işleyen bir demokrasimizin olmayışıdır" dedi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile