Bakan Bağış, temaslarının ardından Paris'te yerleşik basın mensuplarıyla Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği rezidansında bir araya geldi.
Kısa zamanda olumlu görüşmeler yaptığını vurgulayan Bağış, Fransa'nın 22. fasıl üzerindeki engeli kaldırma kararının ardından Türkiye'nin Avrupa Birliği Komisyonu'na 22. fasılla ilgili olarak bir eylem planı sunduğunu açıkladı.
Bağış, söz konusu faslın operasyonel, mali, teknik, hukuki, idari boyutları bulunduğunu belirterek, süreç hakkında da bilgi verdi.
Bakan Bağış, Türkiye ile Fransa arasında uzun bir süreden sonra ısınmaya başlayan diplomatik bir hava olduğunu, görüşmeler sırasında bu havanın nasıl daha da güçlendirileceği konusunun ele alındığını belirtti.
Cumhurbaşkanı François Hollande'ın olası Türkiye seyahati konusunun da gündeme geldiğini anlatan Bakan Bağış, "2013 yılında Hollande'ın kapsamlı bir Türkiye ziyareti yapma arzusunu bize bir kez daha yinelediler. Bu seyahati önemsiyoruz. Çünkü Sayın Hollande'ın bizzat gelip Türkiye'deki gelişmeleri kendi gözleriyle takip etmesi, Türkiye'nin Fransa için olduğu kadar Avrupa için önemini idrak edebilmesi açısından çok önemli" diye konuştu.
-"Türkiye'yi hiçbir güç tutamaz"
OECD'nin Türkiye ile ilgili yaptığı araştırmanın sonuçlarını da basın mensuplarıyla paylaşan Bakan Bağış, Türkiye'nin 2050 yılında Avrupa'nın en büyük ikinci ekonomisi olacağını vurguladı. Bugün itibarıyla Türkiye'nin yılda ortalama 877 saat çalışan bir ülke olduğunu, Almanya'dan kişi başı yılda 464 saat, Japonya'dan 149 saat, ABD'den 90 saat daha fazla çalıştığını söyleyen Bağış, "Biz böyle çalışmaya devam edersek, Türkiye'deki çözüm süreci başarıyla sonuçlanırsa Türkiye'yi hiçbir güç tutamaz" dedi.
Bağış, Paris'te ayrıca, sanatçı Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney'in mezarlarını ziyaret ettiğini söyleyerek, "Türkiye'nin bugün yaşadığı demokratik, şeffaf ve özgür ortamın hayallerini kuran, ama o hayallerinin gerçekleştiğini göremeyen Ahmet Kaya'nın mezarını ziyaret etme ve dua etme imkanımız oldu" ifadesini kullandı. Bağış şöyle devam etti:
"Bizim kültürümüzde 'Ölülerinizi hayırla yad ediniz. Arkalarından iyi konuşunuz' tavsiyesi vardır. İnsanların hayatlarında hataları olabilir. Yanlış algılamaları olabilir. Kendilerini ifade etmekte yanlışlara düşmüş olabilirler. Ancak hayatını kaybetmiş kişilerin arkasından hayırla konuşmamız gerekir."
-"Gurbette mezarda yatmak çok daha zor"-
Kendisinin de 17 yıl boyunca gurbette yaşadığını ve bu nedenle "gurbetçi psikolojisi"ni çok iyi bildiğine dikkati çeken Bakan Bağış, şöyle konuştu:
"Bu kadar iyi bilmeme rağmen dün o mezarlıkta çok ciddi bir burukluk yaşadım. Gurbette yaşamak çok zor, ama gurbette bir şehir mezarlığında yatmak daha zor olsa gerek. Orada tanımadığınız insanlarla yan yana yatmanın kendi kültürünüzden, kendi milletinizden, kendi değerlerinizden uzak bir mezarın içerisinde bulunmanın eminim zorlukları vardır. Tabii, hiçbirimiz öbür tarafı bilmiyoruz. Oradakiler neler yaşıyor, neler hissediyor bilmiyoruz, ama bizim değerlerimizin birtakım öğretileri var. Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun."
Dün ayrıca Musevi cemaatinin liderinin kendisiyle görüşmek talebi olduğunu ve kaldığı otelde bir araya geldiklerini anlatan Bağış, "Hükümetimizin farklı inanç gruplarına yönelik attığı adımları takdirlerini dile getirdiler. Türkiye 2 milyar avro değerindeki gayrımülkü sahiplerine iade etti. Bunun Türkiye'nin imajına katkı sağladığını görüyoruz. Bu bir lütuf değil, bir hakkın iadesidir" dedi.
Senato ve Ulusal Meclis'teki AB Komisyonu ve Dostluk Grubu Başkanları ile dün akşam yemeğinde bir araya geldiklerini anlatan Bakan Bağış, milletvekillerinden Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde lağvedilen Fransa-Türkiye dostluk grubunun yeniden kurulması talebinin geldiğini, Türkiye'ye döndükten sonra konunun muhataplarıyla görüşüp gelen talebi aktaracağını söyledi.
-"Fransa'nın lütfu değil, hakkın iadesidir"-
Fransa'nın 22. fasılla ilgili kararını "bir hakkın iadesi" olarak yorumlayan Bakan Bağış, şunları kaydetti:
"Fransa'nın bir lütfu değildir. Bir hatadan dönülmesi, bir yanlışın son bulmasıdır. Diğer engelli fasılların açılması da çok önemlidir. Önemli olan fasıllar üzerindeki engeller değil, zihinler üzerindeki engellerdir. Türkiye'nin Avrupalı kimliğini tartışmaya açanlar herhalde son yıllarda yaşanan gelişmeler çerçevesinde ne büyük bir vahim hata içine düştüklerini anlamaya başlamışlardır."
-"İyi niyet gördüm"-
Bakan Bağış, bir soru üzerine 22. faslın açılmasının başlangıç olduğunu, Fransızların da aynı görüşü paylaştığının altını çizerek, Türkiye ve Fransa gibi büyük ülkelerin yön değiştirmesinin zaman alacağını, iyi niyet olması durumunda bu konuların zamanla gerçekleşeceğine yönelik inancını dile getirdi. Bağış konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dün üç kilit görüşmem vardı. Ben üçünde de iyi niyet gördüm. Asıl benim görmek istediğim buydu. Bir günde sorunları çözemezsiniz, ama karşılıklı olarak iyi niyet var mı yok mu- Bu bir göz boyama mı yoksa samimi mi- Bu benim açımdan önemliydi. Ben üç görüşmede de gerçekten Türkiye ile ilişkileri düzeltme arzusunu gördüm. Avrupa Birliği Bakanı Türkiye'nin önemini anlamış ve Türkiye'nin AB süreciyle ilgili detay bilgilere haiz, dersini çalışmış olarak karşımıza çıktı."
Bir başka soru üzerine Paris'te işlenen üç PKK'lı kadın cinayetine ilişkin görüştüğü Fransız İçişleri Bakanı Manuel Valls'den soruşturmaya ilişkin detayları istemediğini belirten Bağış, "Çünkü bizim ülkemizde herkesin her işe çok fazla müdahil olmasını bazı konuları komplike ettiğine şahit oldum. Türkiye'nin güçlü emniyet ve istihbarat mekanizması var. İstihbarat paylaşımında son 6-7 yıldır Fransa'nın ortaya koyduğu işbirliği birçok AB üyesi ülkeden çok daha iyi noktadadır" dedi.
-"Nöbetçi provokatörler devrede"-
Son dönemde Türkiye'de yaşanan olaylara da dikkati çeken Bağış, "Türkiye'nin huzura kavuşmasını istemeyenlerin, nöbetçi provokatörleri nasıl göreve çağırdığını hep beraber izledik" diye konuştu.
Etnik kökenine bakılmaksızın Anayasa önündeki eşit vatandaşlık haklarından sonuna kadar herkesin yararlanabilmesi için atılması gereken adımları atacaklarını vurgulayan Bağış, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışının bütün insanları kapsadığını kaydetti.
Bir başka soruya Bağış, Türkiye'de başlayan "çözüm süreci"ni sadece Fransa'nın değil, birçok AB ülkesinin de desteklediğini belirterek, "Terörle mücadelede her ülke atması gereken adımları atmalıdır. Avrupa'da en geniş uyuşturucu ve insan kaçakçılığı ağı PKK'nın kontrolünde. Bu yüzden PKK, Türkiye'nin olduğu kadar Avrupa'nın da sorunu. Biz nasıl El-Kaide ile zamanında 17 Kasım ile mücadelede işbirliği gösteriyorsak, Avrupa'nın da PKK, DHKP-C ve diğer terör örgütleriyle mücadelede işbirliğini ortaya koymaları gerekir" karşılığını verdi.
Ermeni iddialarının hatırlatılması üzerine Bağış, Türkiye'nin 2005'te arşivlerini açma kararı verdiğini ve Ermenistan'a da aynı çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, "Bu konuyu gündeme getiren Fransa gibi ülkelere 'şu an Azerbaycan'da yaşanan acıları önce çözün' diyoruz. Bugün çözülmesi gereken sorunları çözmezken bize 100 yıl öncesinin farklı versiyonlarını sunmayın. Biz oldu bittiyle karşı karşıya bırakılacak bir ülke değiliz. Bu konuları gündeme getiren ülkeler kendi tarihleri pirüpak değiller, 'tencere dibin kara ama seninki benden çok ama çok daha kara' derler" diye konuştu.
Ahmet Kaya'nın mezarının Türkiye'ye getirilip getirilmeyeceğinin sorulması üzerine ise Bakan Bağış, "Türkiye Cumhuriyeti büyük bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yatmak isteyen herkese yer vardır. Bu konuda karar merci o sanatçıların aileleridir. Aileleri arzu ederse Türkiye Cumhuriyeti, bütün evlatlarını bağrında barındırabilecek öz güvene sahiptir" ifadesini kullandı.
Muhabir: Ömür Üzelce
Yayıncı: Şermin Coşkun
Bakan Bağış Açıklaması
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Paris temasları kapsamında yaptığı görüşmelerde "iyi niyet" gördüğünün altını çizerek, "Bir günde sorunları çözemezsiniz, ama karşılıklı olarak iyi niyet var mı yok mu- Bu bir göz boyama mı yoksa samimi mi- Bu benim açımdan önemliydi. Ben üç görüşmede de gerçekten Türkiye ile ilişkileri düzeltme arzusunu gördüm" diye konuştu.