Bakan Demir, kayıp olan Salim Bilgin'in akrabalarını Gündoğdu Balıkçı Barınağı'nda ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Bakan Demir'e Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Milletvekili Ali Bayramoğlu ve Emniyet Müdürü Şammaz Demirtaş ile diğer yetkililer de eşlik etti.
Bakan Demir, burada yaptığı açıklamada, 12 kişinin hayatını kaybettiği heyelanlarda halen 1 kişinin kayıp olduğu kaydetti. Son yıllarda yaşanan sel ve heyelanlarda iklim değişikliğinin de etkisi olduğunu belirten Demir, "Geçen yıl Ordu, Rize, Giresun ve Trabzon'da büyük afetler oldu. Allah böyle acılar vermesin. Milletimize baş sağlığı diliyorum.'' dedi.
Afet bölgelerinde dere yataklarına yapılaşma olduğunun görüldüğünü ifade eden Demir, "Son yıllarda iklim değişikliğinin de etkisiyle özellikle dere yataklarına yakın, sahillerdeki yapılaşmalar ciddi anlamda risk oluşturuyor. Dere yataklarındaki yapılaşmayı dönüştürmemiz ve iyileştirmemiz gerekiyor. Dere yataklarının üzerinde kurulmuş kentlerde dönüşümü sağlamamış gerekiyor. Dere yatağında kurulan her yapılaşma ciddi anlamda risk altında. Karadeniz bölgesinde de ciddi heyelan riskleri ile karşı karşıyayız. Heyelan risklerini mühendislik çalışması ile büyük ölçüde hesaplamak mümkün. Bu doğrultuda heyelan riski altında olan yapılaşmalarımızı dönüştürmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Çayın da, kökleri derin olmayan ve kayaya kökü sirayet etmeyen bir bitki olduğuna dikkat çeken Demir, şöyle devam etti:
"Bölgedeki kayaların üzerindeki toprak kalınlığı da genellikle 70 santimetre veya 1 metre civarında. Çay ekilen yerlerde uzun süreli yağış olması durumunda toprak suya doyup ağırlaşıyor. Köklerle kayaya tutunamadığı için küçük, orta veya büyük çaplı heyelanlar meydana geliyor. Geçen yıl Rize bölgesinde küçük ve orta çapta bin 400 heyelan tespit ettik. Bunlar can kaybına neden olmadı; ama ciddi toprak kaybına neden oluyor."
Bakan Demir, benzer tespitlerin daha önceleri de yapılmasına rağmen tedbir alınmadığı eleştirilerine ise şu sevabı verdi:
"Eleştiri yapmak kolay. Türkiye'de 1999 depreminden sonra depreme dayanıklı yapı stoku ve yapılaşmalara çok dikkat edildi. Şu anda hızlı biçimde dönüştürme çalışmalarımız devam ediyor. Toplu Konut İdaresi vasıtasıyla ciddi dönüştürme çalışmalarımız oluyor. Bugün karşılaştığımız afet büyüklükleri ile geçmiştekiler bir değil. Evlerinde oturan vatandaşlarımızın da gayretine ihtiyacımız var. Arzumuz şu ki, kendi elimizden yaptıklarımızdan bu tür ölümlerle karşılaşmak hoş değil. Dünyayı yeniden inşa etseniz vefat eden kardeşlerimizi geri getiremeyiz."