Bakan Demir, heyelandan etkilenen Gündoğdu beldesinin Dağınıksu Mahallesi'nde incelemelerde bulunduktan sonra gazetecilere açıklamada bulundu.
Beldede zarar gören bölgeleri ziyaret ederek yerinde inceleme yaptıklarını ifade eden Demir, "Çok kısa sürede yaraları sarma noktasında büyük mesafe kat edilmiştir. Burada çalışmalarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi.
Yapılan çalışmaların, afetin ortaya çıktığı anda çok daha büyük, ileri derecede can kayıpları ve zayiatlara uğramayı da önlediğini ifade eden Demir, şöyle devam etti: ''Nihayetinde boşaltılan bir yerin daha sonra çökmesiyle birlikte oradaki vatandaşlar kurtarılmış oldu. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri 3 helikopterle ilk andan itibaren katkı sağladı, 11 kişi tahliye edildi. Herkes üzerine düşeni yaptı. Ramazan'ın da ruhuna uygun bölge halkı, afete uğrayan halkımız başta olmak üzere bölge halkı çok büyük bir dayanışma sergiledi. Bugün artık hayatı normale döndürme çalışmaları yapılıyor." diye konuştu.
Bölgedeki hasar tespit çalışmalarına da başlandığını dile getiren Bakan Demir, sonuç itibariyle çok büyük bir afetle karşılaşıldığına işaret ederek, şunları söyledi: "Daha fazla kayıplara uğrayabilirdik. Allah, buna benzer afetlerden bizleri korusun ama bizim de afetlere karşı duyarlı olmamız gerekiyor, daha hassas olmamız gerekiyor. Dere yataklarında, heyelan olabilecek yerlerde, heyelanın önünde olabilecek bir şekilde yapılanmamak lazım. Burada örneklerini gördük. Özellikle su, önüne çıkartılan engeli tanımıyor, kabul etmiyor. Eğer o engeli alıp götürmesi gerekiyorsa alıp götürüyor, gerekmiyorsa etrafından dolaşıyor. Mutlaka su gelirken kendisiyle birlikte malzeme de getiriyor.''
Heyelan ve selin bölgede nedenlerini sıralayan Bakan Demir, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bölgedeki çay bahçeleri büyük ölçüde akmış. Çay bitkisinin kökleri çok zayıftır, kayalara işlemiyor. Dolayısıyla o yoğun çay bitki örtüsü de toprakta çok az miktarda toprak bırakıyor. Oradan suyu sünger gibi alttaki toprağa alıyor. Toprak o suyu yükleniyor. Yüklenince kayaların üzerinde hamur gibi akıyor. Çok sayıda yüzlerce, binlerce akıntı var bu bölgede şu anda. Bunun için ne yapıp edip bu yamaç arazilerdeki çay bitkisini mutlaka dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Bölge halkı da buna inansın ve katkı sağlasın. Bizim bu konuda bir tedbir alma ihtiyacı olduğunu da düşünüyorum. Özellikle İl Özel İdaresi.''
Bölgenin özel statüye tabi olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını da hatırlatan Bakan Demir, ''Özel statü diye bir şey yok. Vatandaşın yaraları sarılacaktır, hükümet yaraları mutlaka saracaktır.'' ifadelerini kullandı. Bakan Demir, vatandaşların oturdukları konut ve iş yerlerinde orta, hafif ve ağır hasarlı olanların mutlaka tespitinin yapılacağını, bunlarla ilgili mutlaka bir katkı sağlanacağını da sözlerine ekledi.
