Bakan Dinçer: 12 Yıllık Eğitimle Bütün Çocuklarımızı Üniversiteli Yapacağız

Bütün çocukları üniversitelerde okutacaklarını belirten Dinçer, bunun için daha fazla üniversite açacaklarını, kapasiteyi daha da arttıracaklarını vurguladı. Dinçer, “Çocuklarımızı oradan mezun edeceğiz. Onların arasından rekabet artıracağız. Önümüzdeki yıllarda yüksek öğretime olan talep büyük bir hızla artacak bunun şimdiden fark edilmesi lazım. Üniversitelerimizin buna göre tedbir alması lazım.” dedi.

Ömer Dinçer, AK Parti Eskişehir milletvekillileri Prof. Dr. Nabi Avcı, Salih Koca, Ülker Can, CHP Milletvekili Kazım Kurt, Eskişehir Valisi Dr. Kadir Koçdemir ile Osmangazi Üniversitesi’nde 2012 – 2013 Akademik Yılı açılış törenine katıldı.

Bakan Dinçer, törende yaptığı konuşmada, 12 yıllık eğitimin ile üniversitelerin öneminden bahsetti. “Bugün ülkeler küresel üniversite yaklaşımıyla dünyanın her yerinden öğrenci çekmekle yetinmiyor, aynı zamanda bu süreci kurumsal olarak dünyanın muhtelif bölgelerine de taşımayı hedefliyor.” diyen Bakan Dinçer, burada amacın, sadece ekonomik çıkar değil, aynı zamanda dünyayı yakından tanımak ve dünyanın da kendilerini kültürel olarak yakından tanımasına imkan sağlamak olduğunu vurguladı. Bakan Dinçer, dolayısıyla yabancı öğrenci çekmek kadar kendi gençlerini dünyanın farklı bölgelerine kendi bölgelerindeki üniversitelerine göndermenin küreselleşen dünyanın yeni yaklaşımlarından birisi olduğunu kaydetti.

"10 YILDA YÜKSEK ÖĞRETİMDE OKULLAŞMA ORANINI YÜZDE 35’LERE ÇIKARDIK"Bir diğer yaklaşımın ise yüksek öğretime erişimin arttırılması ve talebin büyük oranda karşılanması anlamına gelen kitlesel yüksek öğretim eğilimi olduğuna dikkat çeken Bakan Dinçer, “Türkiye’de 10 yıllık sürede yüksek öğretimde okullaşma oranını yüzde 14’ten yüzde 33 ya da 35’lere kadar yükselttik. Bunu önemsemekle birlikte yeterli de görmüyoruz. Çünkü dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde okullaşma hedeflerinin yeniden yükseltildiğini ifade etmek lazım.” diye konuştu.

Özellikle 2010 yılından sonra hem Avrupa Birliği (AB)’nin hem Amerika’nın hem de uzak doğu ülkelerinin eğitimle ilgili yeni stratejilerini kurgularken daha çok yüksek öğretimin geliştirilmesi üzerine planladıklarını ifade etmekte yar gördüğünün altını çizen Bakan Dinçer, şöyle devam etti: "Aslında daha çok yüksek öğretim üzerine geliştiriyorlar fikri onların çok özel tercihinden değil. Çünkü olar çoğu kez ilk ve orta öğretimle ilgili okullaşmaya ve eğitime dair stratejilerinin önemli bir kısmını gerçekleştirmiş görünüyorlar. Bununla ilgili örnek vermek gerekirse; tüm dünyada 2009 yılında ortaöğretim okullaşma oranı yüzde 88. Buna Afrika, Güney Asya ve Latin Amerika ülkeleri dahil. Hepsinin 2009 yılındaki ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 88. Yüzde 90’ın üzerine çıkmak üzere tüm dünya hedef belirledi. Avrupa Birliği 2010’dan sonra kendi bölgesinde lise mezunu olanların oranını toplam nüfus içerisinde yüzde 90’ın üzerine çıkartma hedefinde.”"12 YILLIK EĞİTİMLE DAHA ORTA ÖĞRETİMDE DÜNYANIN GEÇTİĞİ HEDEFLERİ GERÇEKLEŞTİRMEK"Türkiye’de bu oranın yüzde 28 olduğunu, okullaşma oranının ise 2008’den sonra alınan çok yoğun tedbirlerden sonra sadece yüzde 67’ye yükseltilebildiğini işaret eden Bakan Dinçer, “ Bu rakamlarla aramızdaki eğitim açığını net bir şekilde görme imkânımız olur. Normal şartlarda biz eğitimi 12 yıla çıkartarak aslında daha ortaöğretimde bir takım dünyanın çoktan geçtiği hedefleri gerçekleştirmeyi öne almış durumdayız. Eğitim için yapılan bu yatırımların hepsinin ne kadar önemli olduğunu ve ne kadar yatırım yapma ihtiyacımız olduğunu göstermesi açısından da önemli.” ifadesini kullandı."ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA YÜKSEK ÖĞRETİME OLAN TALEP ARTACAK"“Bütün çocuklarımızı üniversitelerde okutacağız. Daha fazla üniversite açacağız ve kapasitemizi daha da arttıracağız. Çocuklarımızı oradan mezun edeceğiz.” ifadesini kullanan Bakan Dinçer, şunları kaydetti: "Onların arasından rekabet gücü yüksek olanlarla dünya sahasında mücadele edecek bir fırsatı yakalamayı çalışacağız. İşte 12 yıllık zorunlu eğitim ülkemize bu oranı süratle yukarı çekmesi sağlayacak olması bakımından büyük bir öneme sahip görünüyor. Önümüzdeki yıllarda yüksek öğretime olan talep büyük bir hızla artacak bunun şimdiden fark edilmesi lazım. Üniversitelerimizin buna göre tedbir alması lazım.”