Bakan Eker, canlı yayınla Balıkesir ile birlikte İzmir, Bursa, Tekirdağ ve Ankara’da kurulu olan ‘çiğ süt analiz laboratuvarları’nın açılışını yaptı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ortaklığında yürütülen, “Çiğ Sütte Kalitenin Desteklenmesi Projesi” kapsamında; Balıkesir, İzmir, Bursa, Tekirdağ ve Ankara illerinde kurulu olan laboratuvarların açılışları Balıkesir İl Kontrol Laboratuvarı’nda Bakan Mehdi Eker tarafından canlı yayın bağlantısı eşliğinde yapılarak aynı anda hizmete verildi.
Balıkesir'deki törende önemli açıklamalarda bulunan Bakan Eker, şunları kaydetti:
"Türkiye son 10 yılda hayvancılıkta çok büyük yol katetti. Bu önemli gelişmenin ana merkezlerinden birisi Balıkesir. Gerek hayvan varlığı, gerek tarıma dayalı sanayi, gıda sanayi bakımından hem büyük bir potansiyele hem büyük ticari kapasiteye sahip. Sadece hayvancılık değil diğer tarımsal ürünler açısından da sebze, meyve üretimi açısından, zeytin ve zeytinyağı açısından da büyük potansiyeli olan bir ilimiz. İnsanlar eskiden sadece kendileri için üretim yaparlardı. Kendi için sadece üretim yapıyorsa bunun ölçeği ve standartları da ayrı olur. Ama büyük şehirlerde insanlar yaşamaya başladıktan sonra pazar için üretim söz konusu olduğunda o zaman yaptığımız iş çok daha farklı bir boyutta olmak zorunda. Ürettiğiniz işi bilgi ve teknoloji ile yapmanız lazım, kalite ve standarda önem vermeniz lazım. Pazarı, rekabeti, maliyeti, standardı dikkate almanız lazım. Çünkü o pazarda başkaları da olacak. Bunları dikkate almadan üretim yaparsanız onu sürdüremezsiniz. Bizim ülkemizde uzunca süre hayvancılık tarım sektörünün üvey evladı oldu maalesef. Ben 34 yıldır Tarım Bakanlığındayım. Neredeyse hayatımın çok büyük bir kısmı burada geçti. Hükümetlerin tarım desteklerini tayin ederken hayvancılığın ne kadar ihmal edildiğini çok iyi biliyorum. Bizim devletimiz 100 lira tarıma destek veriyorsa bunun 4 lirasını hayvancılığa 96 lirasını tarımla ilgili diğer faaliyetlere veriyordu. Böyle olunca hayvancılığın toplam tarım hasılası içindeki payı da ekonomisi ve tarımı güçlü ülkelerde olduğunun tam aksine çok düşük düzeyde. Hayvancılıktan elde edilen hasıla toplam tarım hasılasımızın dörtte biri bile değildi. Biz bunun tam tersine çevrilmesi gerektiğini düşündük. Ve hayvancılığa ayrılan o yüzde 4'lük payı biz her sene biraz daha artırmak suretiyle yüzde 29-30'lara çıkardık. Nitekim bu sene sadece hayvancılık faaliyeti için ayırdığımız destek yaklaşık iki buçuk milyar lira. Biz geldiğimizde bu sadece 83 milyon liradan ibaretti. Böyle bir yapıyla hayvancılığı geliştirmeniz elbette mümkün değildi. Bugün 8 milyon sığırın üzerindeki varlığımız soy kütüğüne kayıtlı. Biz devraldığımızda o destekler eski halindeyken bu 1 milyonun altındaydı. Bununla alınan bu tedbirlerle yeni destekleme anlayışı ve yeni strateji ile Türkiye'nin süt üretimi 8 milyon tondan 17 milyon tona çıktı. Son 10 yıl içerisinde biz yüzde 100'den daha fazla artırdık süt üretimimizi. Ürettiğimiz sütün sadece sayı olarak artırılması değil kalite bakımından da artırılmasını sağladık. Sütteki bakteri sayısının mutlaka azaltılması lazımdı, bunun birçok sebebi var. Sütteki temel besin değerlerinin artırılması lazımdı. Yağı, proteini, laktozu, besin değeri daha yüksek, sağlıklı, hijyenik ve daha temiz süt elde etmiş olmak için bu gelişmeleri sağladık. Biz daha düne kadar AB'ye süt satamıyorduk, çünkü ‘sizin süt sanayiniz, standartlarınız bize uygun değil’ diyorlardı. Biz kendi evimizin içini süpürdük. Gayretli bir şekilde çalıştık. Çiftçi kardeşlerimiz başta olmak üzere, çiftliklerde çalışan işçi kardeşlerimiz başta olmak üzere, Bakanlığımızın elemanları kısaca bütün sektörümüzün paydaşları elemanları el ele verip çalıştık, çabaladık ve AB'nin daha önceden önümüze koyduğu gerekçeleri ortadan kaldırdık ve Türkiye AB ülkelerine süt ve süt ürünü satabilecek hale geldi. Geçen mayıs ayından beri de satıyoruz. Bu çok önemli, bu bizim başarımız. İş sadece AB ülkelerine satmak değildi çünkü Ortadoğu ülkeleri de AB'ye süt satamıyorsunuz deyip almıyorlardı. Onlara dönük engeller de bu şekilde ortadan kalkmış oldu. Bu proje 5 ilde Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği ile Bakanlığımız arasındaki protokole istinaden yürütülüyor. İzmir ile birlikte Balıkesir, Bursa, Tekirdağ ve Ankara olmak üzere toplam 5 laboratuvar aynı anda bundan sonraki süreçte birlik üyesi belirlenmiş işletmelerdeki hayvanlardan alınacak sütle düzenli bir şekilde bunlar izlenecek, analizleri yapılacak, kayıtları tutulacak. Bu proje sayesinde kalite ve ıslah çalışmaları çok daha iyi bir noktaya gelecek. Tarım ve hayvancılıkla ilgili zaman zaman toplumda bilinmeden yanlış bilgiler veriliyor. Türkiye'nin tarım sektörüyle ilgili pozisyonu her gün biraz daha iyiye gidiyor. Türkiye'nin bütün çiftçilerinin bütün tarım hasılasının karşılığı 23 milyar dolardı, dünyanın 190 ülkesi içinde 11. sırasındaydı. Bugün Türkiye'nin tarım hasılası 62,5 milyar dolar, bununla dünya ülkeleri içinde Türkiye artık 7. sıraya yükseldi. AB ülkeleri içinde 4. sırada idi, bugün 1. sırada. Bu çok önemli. Avrupa'nın üç ülkesi Fransa, İtalya, İspanya bizim önümüzdeydi bu üçünü de geçtik. Şimdi sıra bu miktar ve hacim olarak geliştirdiğimiz tarımsal hasılayı daha nitelikli, kaliteli, daha hijyenik hale getirmek. Bunu yaparsak Türkiye'nin tarımı ve hayvancılığının kalkınmamızda daha çok etkisini hissedebileceğiz. Hayvancılığa verdiğimiz özel önem ve özel strateji ile Türkiye bugün 30 sene öncesinin sığır varlığını geçti. Türkiye'de ilk hayvan sayımı 1984'de yapıldı, üzerinden 29 sene geçti. 1984'teki ilk sayımda sığır varlığı 12 milyon 400 bin, bugün 14 milyon. O tarihte Türkiye'nin sığır varlığındaki kültür ırkı oranı sadece yüzde 3 iken bugün yüzde 40'ın üzerinde. Çok ciddi bir gelişme var. Küçükbaş hayvancılığı tarihte ilk defa biz destekleme kapsamına aldık. Küçükbaş hayvan varlığını 31 milyondan 36 milyona çıkardık. Türkiye hayvancılığa verdiği desteklemelerle önemli bir sıçrama yaptı hayvan varlığında."
BAKAN EKER'DEN BALIKESİR'E DESTEK MÜJDESİ
Bakan Mehdi Eker, Balıkesir'e destek müjdesi verdi. Eker, zeytin ve zeytinyağı üreticisine daha önce 50 kuruş olan desteği 75 kuruşa yükselttiklerini açıkladı.
Balıkesir'in ülke tarımında çok önemli ve özel bir yeri olduğunu kaydeden Eker, şöyle devam etti:
"Geçen sene Balıkesirli kayıtlı çiftçiye 190 milyon lira karşılıksız hibe desteği verdik. 2003-2012 tarihleri arasında ise toplam 1,4 milyar TL Balıkesir çiftçisinin devletten, hükümetten aldığı karşılıksız hibe destek tutarı. Biz burada tarıma dayalı sanayinin gelişmesinde Bakanlık olarak bazı yeni projeler hayata geçirdik. 81 tane tarıma dayalı sanayi tesisine yüzde 50 hibe destek verdik Balıkesir'de. Bunun 47 tanesi bitkisel ürün işleme paketleme tesisi, 17 tanesi hayvansal ürün işleme paketleme tesisi, depolama, koyun keçi, manda yetiştiriciliği, alternatif enerji ile çalışan projesi. Burada 600 bin lira sermayeye kadar yatırım tutarının yüzde 50'sini hibe verdik. Bunlarda da şu anda 870 tane kardeşimiz çalışıyor, istihdam ediliyor. Balıkesir için bir projemiz daha var. Tarım Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu 3 milyon avro yatırım tutarının yüzde 50'sini hibe destek veriyor. Şu ana kadar imzalanan sözleşme 52 tane. 17 tanesi süt üreten tarımsal işletme, 4 tane et üreten besicilik tesisi. Bunların yatırım tutarı 35 milyon 700 bin TL. 17 milyonu bunun karşılıksız hibe. Şu anda süt üreten tarımsal işletmelerden 6 tanesinin projesi tamamlanmış ve yatırım tutarı 7,2 milyon lira. Balıkesir biyoçeşitlilik açısından çok zengin. Güney ilçelerinde zeytin, zeytinyağı var. Diğer tarım ürünlerinden farklı olarak biz 50 kuruş olan zeytinyağı destekleme primini 75 kuruşa çıkarmak suretiyle Balıkesir'deki zeytinyağı üreticilerine de ayrı bir destek uygulaması getirdik. Kooperatiflerle de diğer desteklerle de biz Balıkesir çiftçisini destekledik, bundan sonraki süreçte de desteklemeye devam edeceğiz. Balıkesir'in hayvancılık açısından potansiyeli çok büyük. Son 10 yıl içinde yüzde 128 toplamda büyükbaş hayvan varlığındaki gelişme. Sadece kültür ırkı sığırda 119 binden 414 bine çıktı. Bu laboratuvar ile birlikte bölgedeki hayvancılık faaliyetinin daha profesyonel ve daha hijyenik olması söz konusu. Sonuç itibariyle tüketicinin daha hijyenik ve sağlıklı ürüne ulaşmasına katkı sağlayacak."
Törene katılan Uluslararası Hayvan Kayıt Komitesi Başkanı Uffe Lauritsen ise, bugünkü faaliyetle süt üretiminin gelişiminde önemli bir adımın altının çizildiğini kaydetti.
Dünyada beslenme konusunun önemini daha da artırdığını ve tüm toplumların artık daha güvenli ve daha düşük maliyetli gıda talep ettiğine dikkat çeken Lauritsen, Türkiye'den övgüyle söz etti. Lauritsen, "Sizin Avrupa, Ortadoğu ve Asya sınırında yaşayan gururlu insanlar olarak farklı kültürleri bir arada tutmak gibi önemli bir sorumluluğunuz bulunmaktadır. Hatırlatmamız gerekir ki bugün bu bölge Avrupa, Ortadoğu ve Batı Asya kültürlerini layıkıyla temsil etmektedir. Eminim ki süt üreticileri yalnız üretici olarak değil aynı zamanda gelecek nesillere bu kültürün taşıyıcıları olarak da sorumluluklarının bilincindedirler. İneğin memesinden laboratuvara giden bu yolda süt numuneleri kolayca yanlışa gidebilir. Deneyim, doğru sonuçlara ulaşmak ve yüksek kaliteyi gözetmek için en önemli başlıklardan biridir. Bu yeni laboratuvar ile Türkiye'nin bizim organizasyonumuz için önemli bir katılımcı ve teknik ekip olduğunu görmekteyiz" diye konuştu
Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Genel Başkanı Cemalettin Özden ve Balıkesir Valisi Ahmet Turhan'ın da kısa bir konuşma yaptığı törende, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker'e çeşitli hediyeler takdim edildi. Bakan Eker de ICAR Başkanı Uffe Lauritsen ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edip Uğur'a teşekkür plaketi verdi. Daha sonra sahneden sırasıyla Tekirdağ, Bursa, Ankara ve İzmir’deki laboratuvarların açılışları Bakan Eker'in telekonferans sistemiyle bağlanmasıyla açılışları yapıldıktan sonra, Balıkesir'deki laboratuvarın kurdelesi de Bakan Eker ve beraberindeki heyetle birlikte kesilerek, hayırlı olması temennisinde bulunuldu
Bakan Eker Balıkesir'de
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Balıkesir'de laboratuvar açılışına katıldı.