Bakan Eker, ‘süt Üretim ve Tüketiminde Değer Zincir’ Konferansına Katıldı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, “İnsanlar susuyor, bilenler susuyor, bilmeyenler konuşuyor.

Bilenler susmaya devam ediyor. Bilenler sustukça, bilmeyenler yalan yanlış enformasyonla kirlilik yaratmaya devam ediyor. İnsanların yedikleriyle içtikleriyle sorunlu hale getiriyorlar” dedi.


Dünya Süt Günü etkinleri kapsamında bir Otel’de düzenlenen ‘Süt Üretim ve Tüketiminde Değer Zincir’ konferansına Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Harun Çallı ve davetliler katıldı.

“DESTEKLER İÇERİSİNDE HAYVANCILIK PAYI YÜZDE 30’LARA ÇIKTI”
Konferansta konuşma gerçekleştiren Bakan Eker, hükümetin destekleme politikalarıyla birlikte hayvancılık geliştiğini belirterek, “Devletin tarımsal destekleme politikasından neredeyse hiç istifade edemeyen hayvancılık sektörünün, toplam tarımsal desteklemenin sadece yüzde 4,4 hayvancılığa gidiyordu. Öyle bir destekleme politikasına Türkiye girmişti ki harcadığı 100 liranın sadece 4 lirasını hayvancılığa ayırıyordu. Biz bunu kökten değiştirdik. Bugün toplam destekler içerisinde hayvancılık payı yüzde 30’lara çıktı” şeklinde konuştu.

8,4 milyon ton süt üretiminden 18,2 milyon ton süt üretimine çıktıklarını belirten Eker, “Islah programlarıyla hayvan neslinin ıslah edilmesi, verimin artırılması. Bunu besleyen ve destekleyen diğer sektörlerin destekleme mekanizmalarının da devreye girmesiyle mümkün olduğunu” ifade etti.

Son 11 yılda hayvancılığa verilen destek ile 33 kat artığını ifade eden Eker, şunları söyledi:
“Biz 33 kat hayvancılığa verilen desteği artırmasaydık, Türkiye’de ne süt 18,2 milyon tona çıkardı ne de hayvan varlığı nicel ve nitel olarak 30 yıl öncesinin üzerine çıkmazdı.”

“TÜRKİYE’DEKİ SIĞIR VARLIĞI BUGÜN 14 MİLYON BAŞIN ÜZERİNE ÇIKTI”
İlk hayvan sayımı Türkiye’de 1984 yılında gerçekleştiğini değinen Eker, şunları aktardı:
“Bu yılda yapılan hayvan sayımında sığır varlığı 12 milyonun biraz üzerinde ve bunun sadece yüzde 3’ü kültür ırkından oluşuyor. 2002 yılına gelindiğinde sayısal olarak ciddi bir düşüş olduğunu biliyoruz. 10 milyon altına sığır varlığı düştü. Ama içindeki kültür ırkı oranı ancak yüzde 19’a çıkabildi. Türkiye’deki sığır varlığı bugün 14 milyon başın üzerine çıktı. Bunun da yüzde 40’ın üzerindeki kısmı yüksek verimli kültür ırklarından oluşmakta. Çok düşük verimli yerli ırkta neredeyse artık sıfır durumuna düşmüş durumda. Geri kalanda melez ırklar oluşturmaktadır.”
Eker, şöyle devam etti:
“Uyguladığımız politika ve benimsediğimiz strateji ile 2002-2013 yılı arasında sığırlarda yüzde 46, küçükbaş hayvancılıkta da yüzde 21’lik bir artış meydana getirdik. Sığır ’da 1,7 tondan yaklaşık 3 tona koyunda hayvan başına 48 kilogramdan 77 kilograma, keçi de 59 kilogramdan 105 kilograma 2002-2013 arasında verim artışı sağlanmak suretiyle ulaşıldı. Süt üretimindeki artışa paralel olarak 11 yılda süt ve süt ürünlerindeki ihracatımızda yüzde 927 oranında bir artış meydana geldi.”

“İNSANLARIN YEDİKLERİYLE İÇTİKLERİYLE SORUNLU HALE GETİRİYORLAR”
Modern toplumun yapısında çok miktarda enformasyon ortaya çıktığını bunun sonucunda ise insanların yedikleri ve içtikleriyle sorunlu hale getirdiklerini belirten Eker, şunları söyledi:
“Gıda ile ilgili konular, gerek gıda sanayi ile ilgili gerek diğer konularda modern toplumun yapısının gereği çok miktarda enformasyon var ortada. Herkes konuşuyor. Maalesef bu alanda daha çok konu uzmanı olmayanlar konuşuyor. Kimsede onlara arkadaş sen bu işi nereden öğrendin diye sormuyor. İnsanlar susuyor, bilenler susuyor, bilmeyenler konuşuyor. Bilenler susmaya devam ediyor. Bilenler sustukça, bilmeyenler yalan yanlış enformasyonla kirlilik yaratmaya devam ediyor. İnsanların yedikleriyle içtikleriyle sorunlu hale getiriyorlar. Bilim insanları başta olmak üzere sektörümüzün bütün paydaşlarının, uzanmalarının bilgisine ve dikkatine sunuyorum. Susmamız gerekiyor. Doğruları söylememiz gerekiyor. Eğer bilimsel görüş diyorsak, bilimsel görüş belli. Çok malumat var ortada. Bu çok bilgi olduğu anlamına gelmiyor. Bilgi başka malumat başka, enformasyon başka. Çilek üretiminde hormon kullanılmadığı halde birisi televizyonda çilekteki hormondan bahsettiğine şahit olduk. Bu kadar ölçüsüz, ayarsız konuşma. Bu birçok tarımsal üründe de böyle, sütte de böyle, yoğurtta da böyle.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile