Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargı reformu stratejisinin geliştirilmesi için öncelikle Anayasa'da bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini belirterek, "Hepinizin bildiği gibi Anayasa'nın bazı maddelerinde değişiklik yapılması paketi, geçen hafta TBMM'ye sunuldu. Anayasa'da yapılmasını öngördüğümüz bu değişiklikler, yargı reformunun omurgasını oluşturacaktır. Elbette Anayasa değişikliğine paralel olarak çıkarılacak bazı yasal düzenlemeler ile reformlar devam edecektir" dedi.
Adalet Bakanı Ergin, Milletlerarası Ticaret Odası (MTO) tarafından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitesi'nde düzenlenen 8. Tahkim Semineri'ne katıldı. Seminerin açılışında konuşan MTO Türk Milli Komite Başkanı Rona Yırcalı, dünyanın küreselleşmesiyle birlikte tahkimin dünya çapında rağbet gören bir uygulama olduğunu belirterek, "Tahkim uygulaması, mahkemeli yargı sisteminin yanında alternatif sistem olarak kabul ve hatta tercih edilen işlem durumundadır. Küreselleşme, ilişkiler boyutunda bazı
itilaflar doğurmaktadır. Bununla birlikte bu itilafların hızlı, güvenilir ve dostane şekilde çözümü konusunda tahkim uygulamaları ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle birçok ülke tahkimle ilgili anlaşmaları imzalamış ve mevzuatlarını buna göre güncel hale getirmişlerdir" dedi.
ITC Milletlerarası Ticaret Odası Divan Kurulu'nun 1923'te kurulduğundan itibaren sayısız davayı dünyanın çeşitli yerlerinde neticelendirdiğini kaydeden Yırcalı, "Divan, milleti, kültürü, dili farklı olan iki tarafın ekonomik ilişkilerden doğan itilafın en etkin çözümü konusunda ciddi ve kurumsal çalışması ile tahkimin dünya çapında kabulüne, tanıtılmasına, işlemesine öncülük etmiş, dünyanın önemli kuruluşlarından biridir" diye konuştu.
TOBB Başkan Yardımcısı ve MTO Muharras üyesi Hüseyin Üzülmez, tahkimin ticaretin vazgeçilmezi haline geldiğini ifade ederek, "Avrupa ülkelerinde itilafların yüzde 80'i tahkim yoluyla çözülmektedir. Tahkimin yaygınlaşması için gerekli unsurların başında güvenilir, tecrübeli, düzenli şekilde işleyen kurumsal tahkim merkezlerinin olması gerekmektedir. MTO, dünyanın 130 ülkesinde binlerce itilafı sonuçlandırmıştır. Bu davaların taraflarının yüzde 5'i ve atanan hakemlerin yüzde 1'i Türk'tür. Davaların yüzde
1'inde ülkemiz tahkim yeri olarak seçilmektedir. Türk iş adamlarına olası itilaflarda Türk hakem seçmelerinin önemini yenilemek istiyorum" dedi.
Adalet Bakanı Ergin ise, iş dünyasının ülke sorunlarına kayıtsız kalmamaları, sadece kendi alanlarıyla sınırlı kalmayıp, demokrasinin güçlendirilmesi, hukuk alanındaki temel sorunlarla ilgilenmeleri, sorunu çözmek için çaba harcamalarını anlamlı bulduğunu belirtti. Bakanlık olarak Milletlerarası Ticaret Odası seminerlerini takip ederek, bu sonuçlardan yaralandıklarını, Avrupa Birliği'ne üye olma konusunda çalıştıklarını dile getiren Bakan Ergin, "Türkiye, çağdaş uygarlık seviyesini yakalama, tam
demokrasi ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik doğrultusunda kısa zamanda dünyada yaşanan değişim rüzgarına ayak uydurdu. 1999'da başlayan Avrupa Birliği süreci çerçevesinde insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konularında reform sayılabilecek birçok değişiklik yapıldı. Anayasamızda, temel kanunlarımızda ve pek çok kanunda yapılan değişikliklerle demokratikleşme yönünde olumlu adımlar atıldı. Bütün bu değişikliklerden sonra Kopenhag siyasi kriterlerini yeterince yerine getirdiğimiz kabul edildi ve
Avrupa Birliği üyelik müzakerelerine resmen başladık. Avrupa Birliği'ne tam üyelik hedefimiz bu süreçte hızlandırıcı etki yaratmış ise de, demokratik toplum düzeninin gerektirdiği çağdaş açılımların gerçekleştirilmesi ve vatandaşlarımızın bu konudaki ihtiyaç ve talepleri bu değişimlerin arkasındaki en önemli güç olmuştur" şeklinde konuştu.
Vatandaşın adalete güveninin devlet güvenle eşdeğer olduğunu söyleyen Ergin, "Bakanlığımız, vizyonunu güven veren bir adalet sistemi olarak belirlemiştir. Bu vizyonu değiştirmeye yönelik olarak bakanlığımızın yürüttüğü çalışmalardan biri de yargı reformu stratejisidir. Yargı reformu stratejisi aynı zamanda Avrupa Birliği müzakereleri kapsamında yargı ve temel haklar 23. faslın tarama sürecinde yargının bağımsızlığının, tarafsızlığının ve etkinliğinin güçlendirilmesine yönelik olarak komisyona sunmamız
istenen bir strateji belgesidir. Yargı reformu stratejisi, içeriği itibariyle kapsamlı ve kapsayıcı olup, yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı, verimliliğinin ve etkinliğinin arttırılması, mesleki etkinliğin ve güvenin arttırılması, adalete erişimin kolaylaştırılması, hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözümlerin getirilmesi, ceza infaz sisteminin geliştirilmeyle ilgili hususları ele almaktadır" diye konuştu.
Yargı reformu stratejisinin geliştirilmesi için öncelikle Anayasa'da bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini ifade eden Bakan Ergin, "Hepinizin bildiği gibi Anayasa bazı maddelerinde değişiklik yapılması paketi, geçen hafta TBMM'ye sunuldu. Anayasa'da yapılmasını öngördüğümüz bu değişiklikler, yargı reformunun omurgasını oluşturacaktır. Elbette Anayasa değişikliğine paralel olarak çıkarılacak bazı yasal düzenlemeler ile reformlar devam edecektir" dedi.
Hukuk devletinde insanların kendini güvende hissetmek istediğini, iş adamı, yatırımcının da bu güveni hissetmek istediğini dile getiren Ergin, "Hukuki bir uyuşmazlıkla karşılaştığında bunun en hızlı şekilde çözümlenmesini bekler. Yargının ağır iş yükü nedeniyle yargılama sürecinde gecikmeler, ulusal ve uluslararası alanda nitelik ve nicelik olarak artan ticari ilişkiler, uyuşmazlıkların çözümünde klasik yöntemlerin yetersiz kalması, ülkeleri alternatif çözümler geliştirmeye yöneltmiştir. Özellikle tahkim
ve alternatif uyuşmazlık çözümleri kullanılarak, uyuşmazlıkların etkin olarak çözümü, uluslararası arenada çok büyük artış göstermiştir. Zira, uyuşmazlıkların çözümü mahkemelerde değil de tarafların istediği şekilde çözülmesinin birçok avantajmfd, Avrupa Birliği'ne üye olmaı vardır. Toplumda barışın sağlanması, uyuşmazlığın etkin, az masrafla çözümü, mahkemelerin iş yükünün azaltılması gibi faydaları vardır. Yargı reformu stratejisinin temel amacının birisi de, uyuşmazlıkların önleyici nitelikteki
tedbirlerin etkin hale getirilmesi ve alternatif çözüm yollarının geliştirilmesidir. Bu bağlamda hazırlanan Hukuk Uyuşmazlıkları, Arabuluculuk Kanun Tasarısı, 2008 yılı Haziran ayı itibariyle Meclis'e sevk edilmiş olup, halen komisyon gündeminde bulunmaktadır. Sadece tarafların üzerinde tasarruf edebilecekleri özel hukuk ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda uygulanacak bir arabuluculuk sistemini öngören tasarı, pek çok ülke sisteminin ortak problemi olan iş yükü ve yargı giderlerinin gerek artması ve
bunun sonucunda yargının işleyişinin yavaşlaması gibi olumsuzlukların bertaraf edilmesine katkı sağlayacak niteliktedir" diye konuştu.
Bakan Ergin, hukukumuzda alternatif çözümlerin de bulunduğuna dikkat çekerek, "Ülkemiz, Anayasasında dünyada ulusal ve uluslararası tahkim konusunda hüküm bulunan tek ülkedir. Anayasamızın 125. maddesinde 1999 yılında yapılan bir değişiklikle kamu hizmetlerine ilişkin imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların ulusal ve uluslararası tahkimle çözümünün öngörülebileceği gibi bir düzenleme yapılmıştır. Tahkim müessesesi hem hukuk usulü muhakemeleri hukukunda hem de Milletlerarası
Tahkim Kanunu'nda düzenlenmiştir. Milletlerarası Tahkim Kanunu, 1985 yılında Birleşmiş Milletler Ticaret Komisyonu'nun model kanununu ele almakta olup, Milletlerarası Tahkim Kanunu'nu düzenlemektedir. İç tahkim, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasamızda yer almaktadır" ifadelerini kullandı.
Bir basın mensubunun Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in Anayasa değişiklik paketine karşı çok ciddi eleştirileri olduğu yönündeki sorusu üzerine Ergin, "Bizim yapmış olduğumuz çalışmaların referansları var. Bu referansların uygulamalı örneklerine baktığımız zaman, üyesi olmak istediğimiz Avrupa Birliği üyesi ülkelerindeki uygulamalardır. Gerek Anayasa Mahkemeleri'nin yapılanışı, gerekse Hakimler ve Savcılar Kurulu düzeninde oluşturulan kurullara baktığımızda oradaki yapılarda yürütme ve parlamentoların
içerisinde olmadığı hiçbir örnek yok. Dolayısıyla evrensel hukuktan, gelişmiş demokrasilerden örnek alarak yaptığımız bu taslağa tabii ki eleştiriler olacaktır. Biz bu eleştirileri alır, haklılık bulduğumuz eleştirileri dikkate alırız. Bizim yaptığımız illa doğrudur diye bir iddiamız olamaz. Ancak, yeter ki burada yapılan eleştirilerin dayanağı olsun. Kuvvetler ayrılığına aykırı. Neye göre? O zaman kuvvetler ayrılığı Avrupa'da, batıda hiç uygulanmıyor demektir. Ya da hukuk devletine aykırı gibi ifadeler
soyut ifadelerdir. Eğer bunlara itibar edeceksek, bu anlamda kuvvetler ayrılığının ve hukuk devletinin olduğu batı ülkesi yok anlamına gelir" diye konuştu.
Adalet Bakanı'nın kendisine yönelik görevsizlik kararı ile ilgili soru üzerine ise Ergin, taraf olduğu için söyleyeceği her cümlenin yanlış anlaşılacağını, herkesin müracaat hakkı olduğunu, ilgili makamların konuyu değerlendireceğini söyledi.
(CC-Y)
Bakan Ergin 8. Tahkim Semineri'ne Katıldı
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yargı reformu stratejisinin geliştirilmesi için öncelikle Anayasa'da bazı değişikliklerin yapılması gerektiğini belirterek, "Hepinizin bildiği gibi Anayasa'nın bazı maddelerinde değişiklik yapılması paketi, geçen hafta TBMM'ye sunuldu