Bakan Ergün: 'çözüm Çabalarını Sabote Etmeye Kimsenin Hakkı Yok'

Çözüm çabalarını sabote etmeye kimsenin hakkının olmadığını belirten Bakan Ergün, bunları yapanların problemler çözüldüğünde mahcup olacağını ifade etti.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, dün Marmara Akil İnsanlar Heyeti'nin Kocaeli'de protesto edilmesiyle ilgili olarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. En güçlü, etkili ve kalıcı problem çözme yolunun demokrasi içinde bulunabileceğini ifade eden Bakan Ergün, çözüm bulma çabalarını sabote etmeye kimsenin hakkının olmadığını belirterek şunları söyledi:

"Bugün en güçlü, en etkili ve en kalıcı problem çözme yolu demokrasi içinde bulunabilir. Hiçbir problemi demokrasi dışı yöntemlerle çözüme kavuşturmak mümkün değil. Bunun mümkün olmadığını görmüş olduk. Dolayısıyla demokrasi içerisinde en önemli sorunumuza çözüm bulma çabalarını sabote etmeye kimsenin hakkı yok, ne Kocaeli'de ne de Türkiye'nin bir başka yerinde... Türkiye hepimizin, bu problem çözüldüğünde hepimiz bundan büyük bir mutluluk duyacağız ve ülkemiz gerçekten bugün bulunduğu yerin çok daha yüksek bir noktasında bulunacak, çok daha ileri bir noktasında bulunacak. Bundan da herkes istifade edecek."

Problemler çözüldüğünde bunları yapanların mahcup olacağını söyleyen Ergün, şöyle konuştu:

"Ama bu problem çözüldüğünde, bunları yapanlar o gün mahcup olacaklar. Yani, 'niye böyle bir şey yapmışız' diye mahcup olacaklar. 'Keşke biz de destek verseydik' diye mahcup olacaklar. 'Biz niye bunlara engel olmaya çalıştık' diye eminim yüzleri kızaracaktır o gün. Çünkü bu problem çözülecek ve bunun çözümü için bugün izlenen yol en doğru, en etkili yollardan birisidir. Problemler demokrasi içerisinde kalıcı ve köklü bir çözüme kavuşabilir. Onun için yanlış yaptıklarını görmeleri lazım. Bu olan biten şey yanlıştır. Herkes çözüme katkı verecek bir anlayışa sahip olursa daha doğru bir istikamete yol almış oluruz."

Akil İnsanlar Heyetleri'nin çalışmalarının; bir fikri olan, düşüncesi olan ortaya koysun diye yapıldığını belirten Ergün, düşüncesi olmayanların başka şeyler yaptığına dikkat çekerek, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:

"Heyetler 7 bölgede 9'ar kişilik gruplar halinde değişik toplum kesimleriyle görüşme yapmak üzere çalışmalarını sürdürüyorlar. Marmara Bölgesi'nde de heyetler çalışıyor. Bu çalışmalar yaklaşık 2 aylık bir süre devam edecek. Bu çalışmalar bir fikri olan, düşüncesi olan ortaya koysun diye yapılıyor ama düşüncesi olmayanlar başka şeyler yapıyorlar. Halbuki bu heyetle görüş alışverişinde bulunmak üzere birçok noktaya gelebilirler ve görüşlerini ifade edebilirler. Problemler demokraside, görüşlerini ifade ederek çözülür. Görüşlerini ifade etmek isteyenlere ve görüş dinlemek isteyenlere engel olarak çözülmez. Dolayısıyla bir fikri olan, düşüncesi olan, görüşü olan bu demokratik ortamda gelir fikrini ve düşüncesini ifade eder. Demokratik ortamları sabote etmeye çalışmak en azından demokrasi fikrine sahip olmamak demektir. Türkiye'nin problemlerini demokrasi yoluyla çözmesine razı olmamak demektir. Demokrasi yoluyla çözmediğiniz problemi nasıl çözeceksiniz?"