Bakan Ergün, Türkak Olağanüstü Genel Kurulu‘na Katıldı

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, geçmişte sürekli krizler yaşayan Türkiye ekonomisinin bugün güven ve istikrarın adresi haline geldiğini belirterek, "Bu ekonomik büyüme sanal olmayan, reel ekonomiye dayanan bir süreçtir" dedi.

Bakan Ergün, Türk Akreditasyon Kurumu‘nun (TÜRKAK) Rixos Otel‘de düzenlenen Olağanüstü Genel Kurulu‘na katıldı. Burada bir konuşma yapan Ergün, Türkiye‘nin son yıllarda ekonomik alanda gerçekten çok önemli reformlara imza atan ve büyük değişim yaşayan bir ülke olduğunu söyledi. Geçmişte sürekli krizler yaşayan Türkiye ekonomisinin bugün güven ve istikrarın adresi haline geldiğini vurgulayan Ergün, yaşanan ekonomik büyümenin sanal olmayan reel ekonomiye dayanan bir büyüme olduğunu ifade etti. Ergün, "Son

8.5 yılda büyüyen ekonomimiz şişirilmiş kamu harcamalarıyla değil özel sektöre yatırımlarıyla büyümüştür. Zaten reel sektörün güçlü olmadığı ülkeler küresel krizde ağır yaralar almışlardır. Portekiz, Yunanistan gibi ülkelerde, küresel krizin etkilerinin hala ağır bir şekilde devam ettiğini görüyoruz" diye konuştu.

Ekonomik büyümeyi rakamlarla açıklayan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün şunları söyledi:

"2002 yılında sadece 43 milyar lira olan özel sektör yatırımları 2010 yılına geldiğimizde yıllık 164 milyar dolara ulaştı. 2010 yılının sadece son çeyreğinde yapılan özel sektör yatırımları, 2002‘nin tamamından fazla gerçekleşti. Türkiye‘de 2001‘de yaşanan krizden sonra 31 bin şirket açılırken 2010 yılında 52 bin şirket açabilme noktasına gelmiştir. 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracat rakamları 2010‘da küresel krize rağmen 114 milyar dolara ulaştı. Bu yılın rakamlarına baktığımızda 2008 ‘teki 132

milyar dolar seviyesini yeniden yakalayacağımızı görüyoruz. Üretime ve ihracata ilişkin rakamlar böyleyken iç tüketime ilişkin rakamlarda da artış var. 2002 yılında 91 bin otomobil iç pazarda satılırken 2010 yılında ise 510 bin otomobil iç pazarda satıldı. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde otomobil satışının 1 milyona yaklaşacağını tahmin ediyoruz. Aynı şekilde 2002 ile 2010 yılının kıyasladığımızda çamaşır makinesi ve buzdolabı satışlarının ikiye katlandığını görüyoruz. Türkiye bu ekonomik gelişmeyi devam

ettirecek, istikrarlı bir şekilde büyümeyi sürdürecektir."

Gelişmekte olan bu piyasa şartlarında akreditasyon hizmetinin önemini daha fazla artırdığına işaret eden Ergün, "Ulusal ekonomimizin rekabet gücüne katkıda bulunan akreditasyon hizmetleri sayesinde, piyasaya arz edilen ürünlere ait kalite belgeleri ve test raporlarının güvenilir olması sağlanır. Ekonomik faaliyetlerin bu derece yoğunlaştığı bir ortamda, sınırların eski hükmünü yitirdiği böyle bir dünyada, tüketicilerin kaliteli ürünlerle buluşması son derece önemli bir konudur. Bu nedenle, bir ülkede

sağlam temellere dayanan, doğru ve tarafsız kararlar verebilen bir akreditasyon sistemine sahip olmak gerekiyor" dedi.

Türkiye‘de TÜRKAK tarafından sunulan hizmetin sadece 8 yıldan beri mevcut olduğunu belirten Ergün, bugüne kadar başarılı işlere imza atan TÜRKAK‘ın, Avrupa Akreditasyon Birliği tarafından yapılan denetimde başarılı olduğunu söyledi. Türkiye‘nin son yıllarda dış politikada çok daha aktif ve etkin bir rol benimsediğini belirten Ergün, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Türkiye özellikle komşu ve akraba ülkelerin sürekli yanında yer almaya başlamış, tarihsel sorumluluklarını yeniden hatırlamıştır. Ülkemizin bu politika değişikliği, kurumlarımıza da yansımış, kurumlarımız mevcut bilgi ve becerilerini dışarıyla da paylaşmıştır. TÜRKAK‘ta son birkaç yıldır bölgesel ölçekteki faaliyetlerini yaygınlaştırmaya karar vermiş ve bu çalışmaların olumlu meyvelerini de toplamaya başlamıştır. Orta Asya Cumhuriyetleri, Balkan ülkeleri ve Körfez ülkeleri ile sağlanan yakın

münasebetler sonucu bu ülkelere akreditasyon alanında eğitim desteği sağlanmıştır. TÜRKAK, bu ülkelerden akreditasyon başvuruları almaya ve bu başvuruları neticelendirmeye de başlamıştır. TÜRKAK kendisine kanunla tevdi edilen görevleri başarıyla sürdürmektedir. Bunu en önemli göstergesi de akreditasyon başvuruları ve gerçekleştirilen akreditasyon sayısının yıllar itibariyle giderek artan bir eğilim göstermesidir."

Bakan Ergün, 2013 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşılması için yapılması gereken önemli işlerin olduğunu belirterek, bu işlerin başında da üretim ve ihracat yapısında ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerin payının artırılmasının geldiğini ifade etti. Türk sanayisinin yapısal dönüşümünün sağlanmasında ve küresel pazarlarda daha güçlü bir pozisyon kazanmasında standartizasyon ve akreditasyon gibi hizmetlerin önemli bir rolü olduğunu ifade eden Ergün, "Biz hükümet olarak ürün

arz ve talebini yakından ilgilendiren standartlar, akreditasyon ile piyasa gözetim ve denetim faaliyetlerinin daha da ileriye taşıma noktasında büyük kararlılık içindeyiz" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile