Bakan Fidan Açiklamasi 'Avrupa'da Her Sey Kitap Yakmayla Basladi'

Disisleri Bakani Hakan Fidan, Macaristan Disisleri ve Ticaret Bakani Peter Szijjarto’nun daveti üzerine geldigi Macaristan’da temaslarini sürdürüyor. Bakan Fidan Szijjarto ile gerçeklestirdigi görüsmenin ardindan ortak basin toplantisi düzenledi.

Görüsmede isbirliginin her alanda gelistirilmesine yönelik adimlarin ele alindigini kaydeden Bakan Fidan, iki ülke arasindaki ticaret hacminin geçtigimiz yil 3,5 milyar dolara ulastigini hedefin ise 6 milyar dolar oldugunu söyledi.

Ekonomik iliskilerin kapsamli bir sekilde ele alindigini aktaran Bakan Fidan, Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi’nin ilk toplantisinin Türkiye’de gerçeklestirilecegini sözlerine ekledi. Enerji, ulastirma, egitim turizm alanindaki gelismelerin ele alma firsati oldugunu kaydeden Fidan, Ukrayna’daki savasin yani sira bölgesel konularin gündemde oldugunu sözlerine ekledi. Bakan Fidan’in Macaristan’in Türkiye’nin AB üyeligi konusunda da desteginin devam edecegine inandigini kaydettigi konusmasinin ardindan basin mensuplarinin sorularini yanitladi.

"Bu salgini mümkün olan en siddetli sekilde kiniyoruz"

Bakan Fidan, “Kur’an-i Kerim yakma hadiseleriyle alakali olarak bu konuda daha önce vermis oldugumuz cevaplar var. Bu salgini mümkün olan en siddetli sekilde kiniyoruz. Bu konuda uluslararasi aktörlerle Islam ülkeleriyle ve ev sahibi olan bazi ülkelerle ciddi görüsmeler içerisindeyiz. Bu arada girisimlerimiz neticesinde daha önce olmayan gelisme de bu meyanda vuku buldu. Bunlari hatirlatmak gerekirse, özellikle 12 Temmuz’da Birlesmis Milletler Insan Haklari Konseyi, Kur’an-i Kerim’e saldirilari dini nefret olarak tanimladi. Bu ilk defa olan bir konu. Daha sonra 25 Temmuz’da Birlesmis Milletler Genel Kurulu’nda kutsal kitaplara yönelik her türlü siddet eyleminin uluslararasi hukukun ihlali gören karar kabul edildi. Türkiye olarak biz de bu karara ortak sunucu olduk” ifadelerini kullandi.

“Salgin haline dönüsen Kur’an-i Kerim’i hakaret içeren eylemlerini protesto edici birtakim kararlar alacagina inaniyorum”

31 Temmuz’da Islam Isbirligi Teskilati Disisleri Bakanlarinin Toplantisi oldugunu hatirlatan Bakan Fidan, “Bu toplantiya yönelik Islam ülkeleriyle aramizda yaptigimiz toplantilarda, görüsmelerde neler, ne türden kararlar alinacagina iliskin görüs alisveris devam etmekte. Ama 31 Temmuz’da Islam dünyasinin özellikle salgin haline dönüsen Kur’an-i Kerim’i hakaret içeren eylemlerini protesto edici birtakim kararlar alacagina inaniyorum. Bu Islam dünyasi için de bir ilk olacak. Aksi takdirde yani Avrupali müttefiklerimizin belli konulardaki hassasiyetlerinin yeterince artacagina inanmiyoruz. Çok yakin tarihe baktigimiz zaman alinacak çok dersler var. Avrupa’da her sey kitap yakmayla basladi.

Bu kitaplar da bugün oldugu gibi devlet gözetiminde yakildi. Kitaplarin yakininin sonrasi toplama kamplari, toplama kamplarinin sonrasinin ne oldugunu da biliyoruz. Simdi de devlet gözetiminde kutsal kitaplara hakaret edilmesinin ve bunu fikir özgürlügü etrafinda tanimlanmasini dogru olmadigini düsünüyoruz. Bunun ortaya çikaracagi stratejik sosyal ve diger gelismelerin de yeterince anlasilmadigini düsünüyoruz. Bu konuda Avrupali siyasetçilerin ve devlet adamlarinin da yeni yeni bir farkindalik gelistirmeye baslamasi gerektigini de inaniyoruz ve bu konuda farkindaliklarin oldugunu da görüyoruz ama bunu kendi pratiklerine ve politika yapimina nasil yansitirlar onu görecegiz. Fakat bundan bagimsiz olarak bizim kutsal degerlerin asagilanmasina tahammül etmemiz mümkün degil. Buna olan tepkimizi en güçlü sekilde uluslararasi platformlarda göstermeye devam edecegiz. Bu konuda uluslararasi dayanismayi ve is birligini arttirmaya yönelik çalismalarimiza da devam edecegiz” açiklamasini yapti.

Bakan Fidan, Isveç’in NATO’ya katilmasina iliskin soruyu su sekilde yanitladi:

“Bu konuda tabii Macaristan’la bir koordinasyon içerisinde hareket etmekteyiz. Kendilerine de bu konudan dolayi çok tesekkür ediyorum. Yogun bir temas trafigimiz var. Madrid Zirvesi’nde bu konu gündeme gelmisti. Türkiye olarak biz Finlandiya ve Isveç arasinda ilkeli yaklasimimizdan dolayi bir tabii ki fark gözettik. Bizim için özellikle NATO’ya üye olacak ülkelerin terörle mücadelede ve NATO’nun güvenlik paradigmasini kendi sistemlerine uyarlayabilecek ölçüde olmalari önemliydi. Terörle mücadele konusunda Finlandiya’nin ortaya koydugu tavir bizim için tatmin edici oldugundan Nisan 2022’de üyelikleri konusunda bir sikinti kalmadi. Isveç’le çalismalarimiz devam etti. Biliyorsunuz bir ortak komite kuruldu. Bu komite Isveç’te Türkiye’nin endiselerini gidermeye iliskin çalismalari yapti. Bunun neticesinde 5 toplanti oldu. Bu toplanti neticesinde bir takim kararlar alindi. Isveç en son Haziran ayi basinda kendi anayasasinda ve yasalarinda tadilata giderek terörizmin tanimini ve terörizmle iliskini adli mücadele kurallarini yeniden bir gözden geçirdi ki Türkiye’nin isteklerine daha ciddi tepki reaksiyon gösterebilsin diye. Fakat bu degisiklikler çok yeni yapildigi için yani belli adimlarin pratikte atilmasi biraz zaman alacak gibi duruyor. Hali hazirda atilmis bazi adimlar var. Diger adimlarin atilmasini da bekliyoruz.”

Vilnius Zirvesi’ne de deginen Bakan Fidan, “Vilnius Zirvesi’nden önce hem NATO üyesi ülkeler hem Avrupa Birligi’ne mensup ülkeler Türkiye’yle yogun bir temas trafigi içerisine girdiler. Vilnius Zirvesi’nde Isveç’in NATO üyeliginin Türkiye tarafindan kabul edilmesi yönünde ciddi bir lobi faaliyetinde bulundular. Bunun ittifak için ne kadar önemli oldugu vurgusuna çok ciddi degindiler. Sayin Cumhurbaskanimiz söyle bir stratejik politika girisiminde bulundu. Isveç’le Türkiye arasinda seyreden görüsmelerin seyrini sadece Isveç ve Türkiye arasinda olmaktan çikartip yeni bir stratejik seviyeye evirdi. Orada da özellikle NATO’nun NATO müttefiklerinin ve Avrupa Birligi’nin madem Avrupa güvenligine bu kadar önem veriyorlar, burada Türkiye’nin hakli endiselerini ve taleplerini de ayni perspektifte, ayni sekilde gündeme almalari gerektigi konusunda güçlü bir vurgu yapildi. Burada söyle bir tespitimiz var. Avrupa Birligi güvenlik mimarisiyle NATO güvenlik mimarisi artan bir sekilde örtüsmekte. Özellikle Avrupa Birligi üyesi ülkelerin NATO ile bu is birliginin artmasi, Avrupa Birligi üyesi olmayan ama NATO üyesi olan ülkelerin ileride ne türden bir güvenlik yapisiyla bas basa kalacagina iliskin soru isaretleri ortaya çikartmakta. Sayin Cumhurbaskanimiz bu soru isaretini çok açik bir sekilde ortaya koydu ve beraberinde esas itibariyle NATO ittifaki için diger önemli bir konu olan madem NATO üyesi ülkeler güçlü olarak topyekun bir NATO gücü ortaya koyuyoruz, önemli bir NATO üyesi olan Türkiye’nin yaptirimlarla maruz kalmamasinin altini çizdi. Bizce Isveç NATO Genel Sekreteri ve Türkiye arasindaki toplantida liderler arasinda toplantida ortaya çikan önemli konulardan biri de buydu. Ayni sekilde Cumhurbaskanimiz Avrupa Birligi konusunda da Türkiye’nin görüslerini dile getirdi. Yine Isveç’in NATO üyeligi çerçevesinde Avrupa Birligi NATO üyelikleri ve Avrupa Birligi güvenlik mimarisi NATO Güvenlik Mimarisi bütün bunlarin hepsinin topluca tartisilmasi gerektigi ve Türkiye’nin de buradaki görüslerinin, endiselerinin ve ihtiyaçlarinin dikkate alinmasi gerektigi ve giderilmesi gerektigi konusundaki vurgularimiz yapildi. Taleplerimiz iletildi. bunlar çok kapsamli ve ciddi bir sekilde Vilnius Zirvesi’nde tartisildi. Neticesinde bir bildiri çikti. Burada Türkiye’nin talepleri kayda geçmis oldu. Özellikle terörle mücadelede YPG’nin ve FETÖ’nün hiçbir sekilde desteklememesi gerektigi konusu tekrar gündeme alindi. PKK’yla savasin devam etmesi konusundaki vurgu yapildi. Türkiye’ye yönelik yaptirimlarin kaldirilmasina yönelik vurgu. Özellikle Avrupa Birligi konusunda bunun detaylari var. Gümrük Birligi, vize konulari gibi. O konularda da gerekli konular kayit altina alindi. Çok genis çerçeveli bir müzakere ortaya kondu. Bu görüsme neticesinde ortaya bir yol haritasi çikti. Ekim’de meclis açilacak. Cumhurbaskanimiz da defaatle ifade etti.

Nihai hükmü meclisimiz verecek. Ekim’deki meclisin açilmasiyla beraber hep beraber sürecin nasil evirildigini görecegiz” açiklamasini yapti.