Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliğiyle düzenlenen Gençlik Kuruluşları Birliğinin geleneksel sahur programına katıldı.
Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile AK Parti 2. Bölge Milletvekili Adayı Ayşe Böhürler’in de yer aldığı buluşma 21 gençlik kuruluşunu Taksim meydanında bir araya getirdi.
Türkiye’nin sahip olduğu büyük medeniyeti ihya ve inşa etmek için, geçmişle gelecek arasında köprü olmak gibi bir sorumluluğa sahip olduklarını dile getiren Bakan Numan Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Sadece İstanbul’u değil, dünyanın her yerini diyar-ı huzur haline getirmek için önce insanlığın son adası olan bu milleti, bu memleketi bir diyar-ı huzur haline getireceğiz” dedi.
“Gençlere büyük sorumluluklar düşüyor”
Türkiye gibi iddialı bir ülkenin en büyük varlığının ne ekonomik zenginlik, ne yeraltı kaynakları, ne askeri gücü, ne de başka güçleri olduğunu belirten Bakan Numan Kurtulmuş, Türkiye gibi iddia sahibi, büyük medeniyetler kurmuş, büyük milletlerin en büyük gücünün kendi değerlerine sahip ve o ülkeyi yarına taşıyacak inanmış, bilgili, cesaretli, erdemli ve kararlı bir gençliğe sahip olması olduğuna vurgu yaptı.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin geçmiş dönemlerde, özellikle son iki asırda, kaybettiği zamanı telafi etmek gibi başka bir sorumluluğunun da bulunduğunu ifade ederek, bunun için gençlere büyük sorumluluklar düştüğünü söyledi.
“Bilgi sahibi olanlar hikmet ve irfan sahibi de olmalı”
Türkiye’nin geleceğini ihya ve inşa edecek gençlerde bulunması gereken vasıflardan bahseden Bakan Numan Kurtulmuş, öncelikli olarak sağlam inanç, sağlam iman ve sağlam iradeye işaret etti.
Bu niteliklere sahip olmanın, Türkiye’nin üzerinden yükseldiği büyük medeniyet değerlerinin farkında olmayı, inançlarına, kimliğine sahip çıkmayı ve bunu bir büyük güç olarak sürekli geliştirmeyi gerektirdiğini belirten Bakan Kurtulmuş, ikinci olarak da ilim, irfan ve hikmet sahibi olmanın önemine dikkati çekti.
Dünyada mutlaka bilgi eksenli bir hayatı kurma mecburiyetinin şart olduğunu dile getiren Bakan Kurtulmuş, “İçinde bulunduğumuz çağ bilgiye en iyi ulaşılan, en çok bilginin üretildiği bir çağdır. Ama bilginin tek başına geçmediğini biliyoruz. Bilginin insanların hayrına kullanılabilmesi için bilgi sahibi olanların aynı zamanda hikmet ve irfan sahibi olmaları lazım” dedi.
“Bir dava adamının en temel özelliği Rabbini bilmektir”
Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır” dizelerine konuşmasında yer veren Bakan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Dünyayı bilmek, dünyadaki bilimlerin farkında olmak, hangi alanda, hangi meslekle ilgili ise onunla ilgili bilgileri bilmek, bu anlamda geçmişi ve medeniyeti bilmek; ama hepsinden önemlisi kendini bilmek, rabbini bilmek ve rabbinin yarattıklarını bilmek bir dava adamının en temel özelliklerinden birisidir. Kendini bilmeyen ne biliyor olursa olsun aslında cahildir. Rabbinin gücü karşısında kendi acziyetini bilmeyen ne biliyor olursa olsun aslında bilgili birisi değildir.”
“İnsanlara faydalı olma çabalarınızı sürdürün”
Bilginin irfan ve hikmetle donatılması gerektiğini söyleyen Bakan Kurtulmuş, hikmetin bilgiyi insanların hayrına olacak şekilde kullanma anlamı taşıdığını belirterek, geçmişte atom bombasını bulan bilginin aslında muazzam bir bilgi olduğunu; ancak yıllarca süren araştırmaların, bilimsel çalışmaların sonucunda ortaya konulmuş bu bilginin insanlara bir anlamda yarar, fayda getirmemesi nedeniyle hikmetli bir bilginin sonucu olmadığını kaydetti.
Sağlam bir inancın, sağlam bir itikatın ötesinde sağlam bir bilginin, irfan ve hikmetin dava adamının olmazsa olmaz bir diğer önemli vasfı olduğunu hatırlatan Bakan Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Biz bilgiyi de, hikmeti de, irfanı da, inançlı olmayı, daha kuvvetli, muktedir olmayı da insanlara faydalı olmak için istiyoruz. İnsanlara faydası olmayan bilginin, insanlara faydası olmayan sağlam bir itikadın, insanlara faydası olmayan bir tecrübenin, insanlar için hayırlara vesile olmayacak herhangi bir birikimin aslında hiçbir faydası yoktur. Bunun için biliyoruz ki, insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır, insanların hayrına, insanların faydasına çalışanlardır, mücadele edenlerdir. Siz sevgili genç neslin temsilcisi olan kardeşlerimiz bu üç temel özelliğe sahipsiniz. Sağlam bir inanca, sağlam bir itikada, ilim, irfan ve hikmete, aynı zamanda da aksiyona sahipsiniz. İnsanlara faydalı olmak için gayret gösterdiğiniz için buradaki 21 gençlik kuruluşunda bulunuyorsunuz ve kendi alanlarınızda iş birliğinizi sürdürüyorsunuz. Sizden beklentimiz bu istikametteki çabalarınızı sürdürmenizdir, her birinizin bir sivil toplum kuruluşu olarak kendi alanınızda ana akım sivil toplum kuruluşu haline gelmenizdir. Bunun için elimizden gelen her türlü gayretle, seferberlik ruhuyla çalışıyoruz.”
“Güvencemiz genç kadrolarımızdır”
Türkiye’nin kaybettiği iki asırlık vakti tamamlamak için acele etmeye ihtiyacı olduğunu sözlerine ekleyen Bakan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ama acele ederken ayakları yere sağlam basan, nereden geldiğini çok iyi bilen ama nereye gideceğini de çok iyi tespit etmiş olan bir kararlılığa ihtiyacımız var. Bu kararlılığı sizde görüyoruz. Türkiye’nin en büyük güvencesi, teminatı, en büyük kazanımı vatansever, inançlı, bilgili, ahlaklı, erdemli, hikmetli genç kadrolarıdır. Allah ufkunuzu ve yolumuzu açık eylesin, adımlarınızı sağlam eylesin, geleceğiniz aydınlık olsun.”
“Türkiye Gençlerimizin Gayretiyle Daha İleriye Gidecek”
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Taksim meydanının çok gösteriye, çok mitinge şahit olduğunu belirterek, bu mitinglerin bir kısmının fevkalade önemli ve demokratik talepleri dile getirdiğini ancak bir kısmının da provoke edilen mitingler olduğunu söyledi.
Taksim meydanında 1 Mayıs 1977 yılında, karanlık odaklara mensup bazı kişiler tarafından 1 Mayıs’ı kutlamak için gelen kitlelerin üzerine ateş açıldığını da hatırlatan Bakan Kurtulmuş, çok sayıda insanı gencecik yaşta hayattan koparan bu olayın açık bir provokasyon olduğunu kaydetti.
Bu olayın Türkiye’yi birbirine kırdırmak isteyen, Amerika’nın ya da Rusya’nın peyki yapmak isteyen çevrelerin aleni bir oyun olduğunu söyleyen Bakan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
Allah’a çok şükür öylesi ağır bir provokasyonu dahi yenip bir kenara koymuş olan bir milletiz. Yıllar geçti üstünden bu sefer Gezi Parkı’nda önce iyi niyetle, bir takım çevre duyarlılığıyla başlayan hareket birkaç gün içerisinde, geçmişte olduğu gibi, bir provokasyon ortamına dönüştürüldü ve ne yazık ki, Türkiye’nin köküne kibrit suyu ekilmeye çalışıldı. Türkiye o provokasyonu da aştı ve geleceğe çok daha güvenli, çok daha huzurlu bir şekilde bakıyoruz. Bugün, insanların çıkmak için tereddüt ettiği Taksim meydanındayız. Burada artık herkes huzur içerisinde yaşıyor. Önümüzdeki sene iki tane abidevi binanın açılışına şahit olacağız. Bunlardan birisi yıllardır büyük bir ihtiyaç olmasına rağmen, maalesef yine bir takım politik mülahazalarla provokasyon halinde tutulan meşhur Taksim Camii’dir. Vatandaşlarımızın ibadet etmesine bir imkân olarak önümüzdeki ramazan ayında inşallah ibadete açılacak. Osmanlılarda Batılıların ‘Pax Ottomana’ olarak tanımladığı Osmanlı barış düzeninde, Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler yan yana, aynı sokaklarda yaşadılar. Hiç kimse bir diğerinin inancına, itikadına, geleneğine karışmadı. Ama ne yazık ki, bazı çevreler, 6-7 Eylül olayları diyerek, Taksim’deki İstiklal Caddesi’nde yaptıkları provokasyonlarla gayrimüslim yurttaşlarımızı memleketlerinden göndermek için gayret sarf ettiler. Bütün bunların hepsi geride kaldı. Şimdi burası bir diyar-ı huzur olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin bir arada rahatlık ve huzur içerisinde bulunduğu bir meydan olarak Taksim karşımızdadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Atatürk Kültür Merkezinde sürdürdüğümüz inşaat uzun yıllardır tartışılan bir husustu. Burada yıkılan binanın betonlarının içinden deniz kabukları çıktı. Eski ve çürük bir binaydı ve içten içe yıkılmaktaydı. Ancak ‘istemezük’ diye buna karşı çıkan bir takım insanlar oldu. Ama seneye bu vakitlerde binanın içerisindeki herhangi opera, bale, tiyatro ya da herhangi bir etkinlik sadece dünya çapındaki o salonun içerisinden değil, burada meydanda bulunanlar tarafından da seyredilebilecek. Türkiye gittikçe daha iyiye gidiyor. Bu millet asla geriye gitmeyecek. Ekonomik, olarak, siyasi olarak, kültürel olarak hep ileriye gideceğiz. Birlikte barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacağız. Sadece İstanbul’u değil, dünyanın her yerini diyar-ı huzur haline getirmek için önce insanlığın son adası olan bu milleti, bu memleketi bir diyar-ı huzur haline getireceğiz. Buradaki en büyük teminatımız sizlersiniz, siz değerli kardeşlerimizin, gençlerimizin çalışması, başarısı ve gayretiyle Türkiye daha ileriye gidecek.”
Beyoğlu Belediyesinin ev sahipliğinde düzenlenen sahur programında yer alan gençlik kuruluşları Medeniyet Fikir, Düşünce, Siyaset, İktisad Derneği, Milli Birlik Cemiyeti, Milli Türk Talebe Birliği, Mimar ve Mühendisler Grubu, Genç MÜSİAD, Önder Genç, Genç TÜMSİAD, Genç Yeşilay, Anadolu Öğrenci Birliği, Genç ASKON, Genç Birlik, Genç Ensar, Girişimci İş Adamları Vakfı, Genç Hareket, Gençlik Eğitim ve Kültür Konfederasyonu, Genç İDSB, Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği ile İHH İnsani Yardım Vakfı oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ile Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Ayşe Böhürler program sonununda gençlik kuruluşlarında yıl içerisinde görev değişimi yapan başkanlara teşekkür plaketi verdi.
Bakan Kurtulmuş, 'Dünyayı Bir Diyar-I Huzur Haline Getireceğiz'
Türkiye’nin son iki asırda kaybettiği zamanı telafi etmek gibi bir sorumluluğu olduğunu kaydeden Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, bu süreçte en büyük güvencenin, teminatın, en büyük kazanımın vatansever, inançlı, bilgili, ahlaklı, erdemli, hikmetli genç kadrolar olduğunu söyledi.