Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye Eğitim Derneği (TED) Üniversitesi’nde düzenlenen ‘3’üncü Uluslararası Öğretmen Eğitimi ve Akreditasyon Kongresi’ne katıldı.
Öğretmen yetiştirmedeki kalite konusu, pedagojik formasyon belgesi konuları üzerinde duran Bakan Selçuk, ‘Öğretmen Nedir’ sorusuna da cevap verdi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, pedagojik formasyon belgesi hakkında düzenleme yapılacağı sinyallerini verdi. Öğretmenlik hakkı kazanan öğrencilere belgenin ücretsiz olarak verilmesini ifade eden Selçuk, belgenin Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ihtiyaçlarına göre revize edilmesi gerektiğini vurguladı. Selçuk, “MEB olarak formasyonun kaldırılması konusunda her dileyene her isteyene pedagojik formasyon vermekle sağlıklı bir yol almamız mümkün değil. Bir öğretmen adayı sınavı kazanır ve öğretmenlik hakkını edinirse, MEB o kişiye formasyon adı altındaki belgeyi verir. Formasyon kavramının da yeniden tanımlanması lazım, MEB’in ihtiyaçları açısından çok işlevsel görünmüyor. Öğretmenlik hakkı kazanan öğrencilerimize bu belgenin ücretsiz olarak verilmesi lazım. Bunun alt yapısını kurduk. Bunu tabii ki üniversiteler, sivil toplum kuruluşlarıyla yapacağız. Öğretmen bir okula gittiğinde, okulun yüzlerce parametreden oluşan bir alt yapısı var. Bu parametrelerde nasıl yol alabileceğine ilişkin bir sistematik de gerekiyor. Aksi takdirde okul bağımsız duruyor, öğretmen yetiştirme bağımsız duruyor kendi ders içeriklerini sunarak. Bu böyle devam ettiğinde okullarla eğitim fakülteleri arasındaki bağlantı da giderek zayıflıyor” şeklinde konuştu.
"En son kapatılan öğretmen okullarında uygulamalı ders oranı yüzde 50’ye yakındı"
MEB’in Yükseköğretim Kurulu’yla (YÖK) iş birliği içerisinde olduğunu belirten Selçuk, yeni nesil öğretmen okulları projesinin de 2019 yılı içinde duyurulacağını söyledi.
Günümüzde eğitim öğretimini devam eden Eğitim Fakülteleri’yle Öğretmen Okulları’nı karşılaştıran Selçuk, “Öğretmenlerimizin sürekli, sürdürülebilir ve yerinde eğitim almaları gerekiyor. Bizim hizmet öncesi ya da hizmet içi dediğimiz sadece yılda 2-3 günlük bir çalışmayla bu durumu yönetmek mümkün değil. Çünkü derslerin fiili olarak yüzde 5’i bile uygulamalı ders değil eğitim fakültelerinde. Ama en son kapatılan öğretmen okullarında uygulamalı ders oranı yüzde 50’ye yakındı. Teori, pratik ayrımı da olmayan bütünsellik içindeydi. Aslında bir geleneğimiz var, damar var Türkiye’de ve bu damar hala çok canlı. Bununla ilgili olarak da YÖK’le birlikte yeni nesil bir eğitim fakültesinin, belki de eskimeyen nesil demek lazım, modelleme çalışmasına başlangıç yaptık. Yılbaşından önce bununla ilgili bir içerik ve yaklaşım da ilan etmiş olacağız. Bunu önemsiyorum. Çünkü bunu birkaç pilot fakültede tam da ihtiyacımız olan şeyi kendi geleneğimiz çerçevesinde yeniden modelleyip, yeni yaklaşım sergileme ihtiyacımız var” diye konuştu.
"Türkiye’de 950’nin üzerinde merkezde ‘Öğretmen Destek Noktası’ açıyoruz"
Öğretmen yetiştirme konusunda kalitenin artırılmasının öneminden bahseden Selçuk, bakanlığın kısa bir süre sonra Türkiye’de 950’nin üzerinde ‘Öğretmen Destek Noktası’ kuracağını da sözlerine ekledi. Öğretmen yetiştirmenin sadece MEB’e, YÖK’e, derneklere ait bir problem olmadığını vurgulayan Selçuk, meselenin ülke meselesi olduğunu da aktardı. Selçuk, “MEB’in kendi öğretmenlerine yönelik verdiği hizmetin yeniden çerçevelenmesi lazım. Bunun için de Türkiye’de 950’nin üzerinde merkezde ‘Öğretmen Destek Noktası’ açıyoruz. Ankara’da büyük bir merkez kurduk Keçiören’de. Birkaç bin tane uzmanın yetiştirilmesi ve akabinde bütün il ve ilçeler düzeyinde öğretmenlerin sürekli olarak; sürdürülebilir ve sürekli eğitim almalarıyla ilgili organizasyonu başlatıyoruz. Böyle bir yapı kuruyoruz ve anlık olarak da her okulun ihtiyacını mobil izleme olanağı da söz konusu. Öğretmen yetiştirmedeki kalite konusunun aslında bir üniversite, bakanlık, dernek meselesi olmadığı ve bir ülke meselesi olduğu idrak edip ortak bir yolculuğa hızla devam etmenin gerekli olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘Öğretmen nedir?’ sorusunun çok fazla hazır cevabının olduğunu fakat öğretmenliğin bunların dışında da anlamlarının olduğunu belirten Selçuk, “Bir öğrencinin bilmeme haliyle, oturup meseleyi yeniden tefekkür etme ihtiyacımız var. Temel kavramlarımızı yeniden sorgulamaya, anlamaya ihtiyacımız var. Öğretmen dediğimizde; herkesin kafasında farklı bir kavram çerçevesi var ama konuşurken sanki aynı şeyi konuşuyor gibi davranıyoruz. Çok uzun yıllardır, öğretmen okullarının belirli problemlerle karşı karşıya kalmasından beri, öğretmen yetiştirmeyle ilgili bir problemimiz var. Milli Eğitim Bakanlığı olarak 2023 Vizyon Belgesinin de merkezine öğretmen yetiştirmeyi oturtmaya gayret ettik” ifadelerini kullandı.
TED Üniversitesi’nde düzenlenen ‘3’üncü Uluslararası Öğretmen Eğitimi ve Akreditasyon Kongresi’ne Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanı sıra; Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Ankara İl Milli Eğitim Müdürü Turan Akpınar, TED Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, TED Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Belgin Ayvaşık, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve EFDEK Başkanı Prof. Dr. Mehmet Küçük, EPDAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Düzenleme Kurulu Eş Başkanı Prof. Dr. Cemil Öztürk, TED Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve Düzenleme Kurulu Eş Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kavak, çok sayıda eğitimci ve öğrenci katıldı.
Bakan Selçuk Açıklaması 'Öğretmen Yetiştirmedeki Kalite Ülke Meselesi'
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, “Öğretmen yetiştirmedeki kalite konusunun aslında bir üniversite, bakanlık, dernek meselesi olmadığı ve bir ülke meselesi olduğu idrak edip ortak bir yolculuğa hızla devam etmenin gerekli olduğunu düşünüyorum” dedi.