Bakan Simsek Açiklamasi 'Bu Sene Yüksek Gelirli Ülkeler Grubuna Girme Ihtimalimiz Var'

Hazine ve Maliye Bakani Mehmet Simsek, Sakarya’nin Sapanca ilçesinde düzenlenen zirvede yaptigi konusmada, geçtigimiz sene mayis ayinda 12 aylik cari açigin 60 milyar dolarin üzerine çiktigini hatirlatarak, bu yil 25 milyar dolar civarina düsebilecegine isaret etti. Simsek, "Milli gelire oran olarak yüzde 2.5’in altina düsecek. Zaten subat ayi itibariyla 32 milyar dolarin altina inmisti. Dolayisiyla Türkiye’nin dis kaynak ihtiyaci azaliyor, bu önemli. Bunu seçim öncesi de söyledik. Vatandasimizin portföy tercihlerine her zaman saygiliyiz. Fakat belli çevreler belli portföy tercihlerini övdüler. Vatandasimizin tercihlerine saygiliyiz ama ülkenin dis kaynak ihtiyaci azalirken, ülkenin dis erisimi dramatik bir sekilde artiyorken, Türk lirasi para politikasiyla çok güçlü sekilde destekleniyorken o portföy tercihlerini övmek tabii ki onlarin takdirinde olan bir konu. Bakin su resim çok basit; ocak-mayis dönemine göre Türkiye’de bankalarin ve reel sektörün dis finansmana erisimi dramatik sekilde artmis durumda. Bankalar geçen sene ocak-mayis döneminde 100 dolar borç ödediklerinde 96 dolar bulabiliyorlardi. Reel sektör firmalari 100 dolar borç ödediklerinde 73 dolar bulabiliyorlardi ama bugün rollover rasyosu yani dis borç çevirme rasyosu bankalar için yüzde 150 civarina çikmis, reel sektör için de yüzde 120 civarina çikmis. Bunlar aslinda hepsi programin çalistigini, programa olan güveni gösteriyor" dedi.



"Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var"

Net portföy girisinde ciddi bir artis olduguna dikkat çeken Bakan Simsek, "Haziran 2023-Subat 2024 dönemi rakamlari var. Türkiye’ye yaklasik 17 milyar dolar net portföy girisi var. Halbuki ocak-mayis döneminde geçen sene net 3 milyar dolar civarinda portföy çikisi vardi. Dolayisiyla Türkiye’ye kaynak girisi bol. Türkiye’nin su anda kaynak ve kaynaga erisim sorunu da yok. Hazinenin de yok. Hem de çok daha ucuza borçlaniyoruz. Reel sektörü de ayni sekilde, bankalar da ayni sekilde. Ayrica çok tarafli uluslararasi bankalardan kaynak da net bazda artida. Uzun aradan sonra ilk defa bankalarimiz sermaye benzeri uzun vadeli kaynagi küresel piyasalardan degistirmeye basladilar. Bakin yilin ilk 2-3 ayinda bankalarimiz toplamda 3.5 milyar dolarlik sermaye benzeri disaridan kaynak buldular. Demek ki fiyatlama uygun, vade uygun. Türkiye’nin programina, Türkiye’de bankacilik sektörüne, Türkiye ekonomisine dünyada çok güçlü bir güven var, çok güçlü bir inanç var. Rezervlerde bir toparlanma var. Brüt rezervler 98,5 milyar dolardan 126 milyar dolar civarina çikmis durumda. Arzuladigimiz yerde degiliz. Bu bir süreç isi ve devam ettirecegiz" diye konustu.



"Enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35"

Bakan Simsek, sözlerine söyle devam etti:

"Ekim ayinda ve 12 ay sonrasi için enflasyon beklentileri yüzde 45’ti, bugün yüzde 35. Yillik enflasyon oranlari, haziran sonrasinda düsmesinin ardindan yaz aylarinda çok hizli düsecek. Göreceksiniz, piyasa-enflasyon beklentileriyle bizim hedeflerimiz arasindaki fark kapanacak. Su an itibariyla bile piyasa ’Siz 3-4 ay gecikmeyle hedeflerinizi yakalayacaksiniz’ diyor. Biz piyasa beklentilerinin zaman içerisinde güçlü uygulamayla, kararli uygulamayla birlikte hedeflerimize yakisacagina inaniyoruz. Türk lirasinin toplam mevduattaki payi yaklasik 11 puan artmis durumda. Bu ciddi bir artistir. Çok güçlü bir bankacilik sektörüne sahibiz ve dolayisiyla Türkiye’nin büyümesinin önünde bankacilik sektörü kaynakli bir sorun görmüyoruz. Kredi not artisinin programi destekleyici bir patikaya da girdigini görüyoruz"

"Bu sene yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var"

Bakan Mehmet Simsek, Türkiye’nin çok ciddi avantajlari oldugunun altini çizerek, "Üst-orta gelirli ülkeler grubundayiz. Bu sene itibariyle ümit ediyorum ki belki yüksek gelirli ülkeler grubuna girecegiz. Dünya Bankasi tanimina göre, kisi basi milli gelirin sadece 736 dolar daha artmasi lazim. 1950’ler de Türkiye orta gelirli ülkeler grubuna girmis. Bu sene Dünya Bankasi’nin tanimina göre yüksek gelirli ülkeler grubuna girme ihtimalimiz var. Olmazsa da orta vadeli program döneminde girecegiz. Üst-orta gelirli ülkeler grubuyla karsilastirirsak Türkiye’de önümüzdeki 10 yilda nüfus yaslanmasina ragmen çalisma çagindaki nüfustaki büyüme yüksek seyredecek, ciddi bir avantajimiz var. Ayrica önümüzdeki dönemde yapisal reform gündemimizin en önemli bilesenlerinden bir tanesi kadinlarin is gücüne katilim oranini artirmaktir. Dolayisiyla her halükarda Türkiye’de nüfus yaslanmaya basladi.

Nüfustaki yaslanmaya ragmen bizim hala önümüzde 15-20 yillik bir firsat dönemi var. Türkiye bu dönemi iyi kullanacak ve Türkiye bunun sayesinde yüksek gelirli ülkeler grubu arasina girip, orada daha iyi noktalara, daha müreffeh bir ülke olma noktasinda ilerleyecek" seklinde konustu.



"Gelismekte olan birçok ülkenin önündeyiz"

Türkiye’nin gelismekte olan ülkelerin önünde oldugunu aktaran Bakan Simsek, "Bunun için altyapiya geçmiste çok önem verdik. Dünya Bankasi’na göre lojistikte Türkiye 38’inci sirada, birçok gelismekte olan ve gelismis ülkenin de önünde. Çünkü biz çok yatirim yaptik. Türkiye’nin bölünmüs otoyol haritasina baktiginiz zaman arada ufak tefek farkliliklar var. Son 20 yilda altyapiya 270 dolardan fazla kaynak aktardik. Türkiye bu konuda sorununu çözdü. Önümüzdeki 30 yilda çok az yatirim ihtiyacimiz var. Sadece 30 milyar dolarlik, dolayisiyla altyapida, karayollarinda büyük oranda yapmamiz gerekeni yaptik. Demiryollari önümüzdeki dönemde en büyük önceligimiz. Neden? Çünkü karbon ayak izini düsürmek istiyoruz. Bütün demiryolu hatlarinin elektrikasyonu, sinyalizasyonu mevcutlarin. Bir de yüksek hizli tren hatlarini insa ama en önemlisi, sanayi üslerinin limana baglanmasi. Bu bizim en büyük önceligimiz olacak. Ve bunun için de önümüzdeki 30 yil içerisinde 70 dolar civarinda para harcayacagiz. Diger bir alan Türkiye’nin altyapi anlaminda söylüyorum; havaalanlarina yatirim da tamamlandi. 26 havaalanimiz vardi 20 yil önce, bugün 3’ü insa halinde 70 havaalanina ulasmis olacagiz. Türkiye bu konuda da ihtiyaçlarini büyük oranda gidermis olacak. Bu alanda da artik yatirima ihtiyaç kalmamis olacak. Simdi daha çok yesil sanayide dönüsüme -yapisal dönüsüm önemli bir baslikti- kaynaklari oraya aktaracagiz. Bankacilik sisteminin de kaynaklari oraya aktarmasi için gerekli çerçeveyi olusturuyoruz" ifadelerini kullandi.