Bakan Soylu Açiklamasi '6'Li Masa 'Canan Masasi' Oldu'

Bakan Soylu Açiklamasi '6'Li Masa 'Canan Masasi' Oldu'

Içisleri Bakani Süleyman Soylu, “Allah’a hamdolsun CHP’nin gerçek yüzü bir Canan Kaftancioglu yüzü olarak ortaya çikti. Dinimize hakaret eden, bu ülkenin devlet baskanina hakaret eden, bütün kutsallarimizi ayaklarinin altina alan, devlete ‘katil’ diyen bir anlayisa hukuk kendi içerisinde bir karar verdi diye, hepsini ayni noktaya topladi, hepsini ayni fikrin etrafina getirdi. Masa 6’li masa degil, masa ‘Canan masasi’ oldu" dedi.

Içisleri Bakani Süleyman Soylu, Uyusturucu ile Mücadele Toplantisi çerçevesinde Ankara’da bulunan medya temsilcileri ile kahvaltida bir araya geldi. Bakan Soylu, burada yaptigi konusmada sokakta adi met, ates, buz, Metin amca, kristal gibi isimlerle satilan metamfetamin konusuna genis yer ayirdi. Bakan Soylu, kullanimi solunumla iliskili olup akciger ödemi ve ‘met agzi’ olarak bilinen, dis eti bozukluklari ve kemiklerde erimeye yol açan metamfetamine iliskin, “Bizim su an en büyük tehlikelerimizden bir tanesi metamfetamin tehlikesidir. Biz metamfetamin tehlikesini 2017 ve 2018’de gördük. Bir dönem bonzai ve diger kimyasal uyusturucular çok ciddi bir yayilim gösterdi. 2017 yilindan itibaren çok ciddi bir saha baskisi ortaya koyduk. Bonzainin olusturdugu problemlerin tamamini hem yakalamalarla hem engellemelerimizle hem de vatandaslarimizla ortaya koydugu iyi diyalogla en az seviyeye indirdik. Türkiye’de ve Iran’da metamfetamin yakalanmalari, Iran’da 7,5 ton 2020’de, 2021 yilinda ise 25 ton yakalanmis. Çok yikici ve yüksek bir artis ivmesine sahip. Gerçek anlamda bir zehir ile karsi karsiyayiz. Metamfetamin konusunda kimisi buz diyor, kimisi kristal diyor. Baska türlü tanimlamalar ortaya koyuluyor ama bunun nasil bir zehirli madde oldugunu anlatmak istiyorum. Bizim ülkemizde metamfetamin yakalamasi Iran rakamlarina göre az ama Avrupa’ya göre az degil. 500 milyon nüfuslu Avrupa’da 2020 yilinda 2,2 ton, bizde ise tam iki kati olan 4,1 ton oldu. Geçen sene de 5,5 ton yakalandi. Sorun su ki artis hizi fazla. 2015 yilinda 54 ilde metamfetamin yakalanmasi görülmüstür. Türkiye’de 2010 yilindan beri var. Metamfetamin, 2021 yilinda Türkiye’nin bütün illerine yayildi. Yani bu maddenin yayginliginin tüm Türkiye’de oldugunun temel göstergelerinden bir tanesidir” dedi.

Soylu, metamfetaminin nasil bir etkisi ve sonucu oldugunu söyle anlatti:

“Tek basina metamfetamin kullanimlarindan kaynaklanan ölümlerde met görülme orani 2016 yilinda yüzde 1,4. Yani 2016 yilindaki dogrudan asiri doz sebebiyle uyusturucudan kaynakli ölümlerde metamfetaminin dogrudan etkiledigi ölüm orani yüzde asiri dozdan 1,4. 2021 yilinda bu yüzde 35,6’ya çikti. Bu önemli bir tehdidi isaret etmektedir. Çoklu madde kullanimindan kaynaklanan ölümlerinde ise yaklasik burada 2016 yilinda 20,76, 2017’de yüzde 12,54 ama 2020 yilinda yüzde 34,81. En son metamfetamin yüzde 54,23 2021’de. Yani çoklu ölümlerde yüzde 20’den yüzde 54’e çikmis. Hem dünyada hem de bizde yükselen bir tehdit söz konusudur. Özetle böyle bir fotografin içerisindeyiz. Burada bagimlilik yapma ihtimalinin çok yüksek oldugu, sokakta met, ates, buz, Metin amca, kristal gibi isimlerle biliniyor. Akciger ödemi, dis eti bozukluklari ve kemiklerde erimeye yol açiyor. Iri göz bebekleri, hizli nefes alma ve kalp atisi, yüksek vücut isisi, ciltte yaralar, abartili davranislar, hiperaktiflik, kilo kaybi, paranoya, halüsinasyonlar, yogun uykusuz ve gerçeklikten kopukluk. Aslinda uyusturucunun insana verdigi zararlarin toplu bir sekilde yayimla seklinde sahip.”

“Metamfetamini yenersek Türkiye uyusturucuya bagli ölümler konusunda dünyadaki en az ölümü yasayan ülke olacak”

Metamfetamin ile mücadelede 15 Temmuz’dan sonra aldiklari tedbirlerle ciddi bir düsüsün gözlemlendigini dile getiren Soylu, “Eger metamfetaminin orani yüzde 1,5-2’lerde kalmis olsaydi biz su anda dünyada uyusturucu konusunda, metamfetamin ile mücadelemizi güçlü bir sekilde yaparsak ve metamfetamini yenersek Türkiye uyusturucuya bagli ölümler konusunda dünyadaki en az ölümü yasayan ülke olacak. Buradaki dert metamfetamini maglup etmektir” diye konustu.

Ülkelerde hangi çesit uyusturucularin üretildigi bilgisini de veren Soylu, sunlari söyledi:

“Afganistan özellikle eroin üretim merkezi, Iran hem eroinin geçis ama daha ziyade metamfetaminin üretim merkezi. Çin’de de sentetik kannabinoid üretiliyor. Hollanda ekstazinin, Belçika ekstazi ve amfetaminin, Almanya ve dogu Avrupa ülkeleri ara kimyasal ve bonzainin, Arnavutluk skankin, Bulgaristan yine skankin, Yunanistan skankin, Güney Amerika kokainin, Polonya amfetaminin ve metamfetaminin, Çekya ise metamfetaminin üretim merkezi. Birçok sentetik uyusturucular da laboratuvarlarda Avrupa ve Çin’de üretiliyor. Yine özellikle Avrupa cazibesi açisindan söyleyeyim; son zamanlarda kafeler gibi Avrupa’da ‘narkoshop’lar olusmaya basladi.

Birtakim bitkisel üretim satan yerlerde özellikle uyusturucu bagimliligi yapan ve yüksek oranda bagimli haline getiren maddelerle birlikte de satilmaya baslandi. Dünya, arz konusunda çok ciddi bir tehdit ile karsi karsiya. Bütün ülkeler ve bizim ülkemiz de karsiya karsiya bu durumla.”

“Birileri tarafindan, Türkiye’nin sanki bir kokain cennetine dönüstügü seklinde bir algi olusturuldu”

Avrupa Birligi perakende kokain pazar degerinin en az 10 milyar 500 milyon avro oldugunun tahmin edildigini kaydeden Soylu, “Bu miktar yasadisi uyusturucu pazarinin yaklasik üçte biridir. Türkiye’de, Ticaret Bakanliginin verileri de dahil edildiginde yani gümrük verileri de dahil edildiginde tüm kokain yakalamalarinda oldugu gibi Türkiye’de de kendi ölçeginde dünya kadar olmasa da bir artis var. 2016’da 845 kilodan 2021’de 2 bin 841 kiloya ulasmistir. Bir türlü ortada olmayan bir kokain senaryosu üzerinden birileri tarafindan, Türkiye’nin sanki bir kokain cennetine dönüstügü seklinde bir algi olusturuldu” diye konustu.



“Etrafimizdaki cografya yeni bir uyusturucu tehdidi ile karsi karsiyadir”

Bakan Soylu, uyusturucu ile mücadeleden önce uyusturucu kullanan gençlerin meydanlarda ‘zombi’ gibi yürüdüklerini belirterek, “Ceset halinde yigilmis bir sekilde belirli bir zaman diliminden sonra ölüyorlardi. Su anda ne okul çevrelerinde ne meydanlarda ne de baska bir noktada böyle bir görüntü ile karsi karsiya degiliz. Bu Türkiye’nin ortaya koydugu basarinin bir sonucudur. Avrupa uyusturucu pazarlari metamfetamin raporuna göre Avrupa’da ele geçirilen metamfetamin miktari 2010 ile 2020 arasinda yüzde 477 oraninda artmistir. Yani etrafimizdaki cografya yeni bir tehdit ile karsi karsiyadir” dedi.

2019 yili verilerine göre hazirlanan Dünya Uyusturucu Raporu’na göre dünyada yakalanan eroinin yüzde 21’inin Türkiye’de ele geçirildigini aktaran Soylu, “Avrupa’da yakalananin yüzde 62’si ise Türkiye tarafindan ele geçirilmistir. Uyusturucu ile mücadelede 2016 yilindan 2020 yilina kadar tekrar eden operasyon sayimiz 81 binden 215 bine, gözalti sayimiz ise 114 bin 194 bine çikti” dedi.



“Afganistan’da eroini Amerika artirdi”

Eroinin dünya genelinde neden arttigi konusunu ele alan Soylu, sunlari söyledi:

“Cevap çok basit. Afganistan’dan dolayi artti. Afganistan’da eroini kim artirdi? Amerika artirdi. Bu kadar açik ve net. Afganistan’da eroini Amerika artirdi. Biz Afganistan’in yeni rejimini (Taliban) de takip ediyoruz. Ilk geldigi iki üç ay içerisinde bir degerlendirme yaptik. Ancak son olarak Taliban’in yaptigi degerlendirmede afyon tarlalarinin ekimleri konusunda ciddi bir mücadele ortaya koyacagini degerlendirdik.”

Dogrudan madde baglantili ölümlerin 2017 yilinda 941 oldugu bilgisini veren Soylu, “Ben bu 941 sayisini görünce Cumhurbaskanimizin yanina gittim. ‘Evet, bu büyük bir tehlike. Çünkü trend ciddi bir sekilde yükselmis. Bonzainin ve kimyasal sentetiklerin çok ciddi bir etkisi olmus. Alarm haline geç ve ne yapilmasi gerekiyorsa yapacaksin’ diye bir talimat verdi. Bir politika belirledik ve biz bu politika dogrultusunda bugüne kadar geldik arz ile mücadelede. 941 kisi 2017’de, 657 kisi 2018’de. En nihayetinde bizim Türkiye ortalamasi milyonda 5,1 kisiye kadar düstü. Bunu daha az seviyeye düsürmek, alanlar ile yapacagimiz mücadelenin bir karsiligidir” dedi.



“Kiliçdaroglu, Türkiye’nin uyusturucu ile mücadelesini etkisizlestirmeye çalisan bir anlayis ortaya koymaktadir”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu’nun “Uyusturucu saticilarini topluyorsunuz ancak bunlarin baronlarina bir sey yapmiyorsunuz” sözlerine iliskin de Bakan Soylu, “Tamamen temelsiz, sadece suçlamaya yönelik, bilgiden yoksun bir anlayis ve hatta uyusturucu ile mücadele yapan birimlerimizi töhmet altinda birakan, Türkiye’nin uyusturucu ile mücadelesini etkisizlestirmeye çalisan bir anlayis ortaya koymaktadir. Bu bilgi ile olsa elbette degerlendirilebilir. Ama bu bilgi ile degil. 2016 ile 2020 arasinda 945 suç organizasyon çetesi çökertildi. 9 bin 633 sadece bu suç organizasyonu çetelerine yönelik süpheli yakalandi. Bu nasil oldu? 2016 yilinda 15 Temmuz’dan sonra FETÖ ile ilgili Türkiye tedbir almaya baslayinca Cumhurbaskanimiza arz ettim. Bu FETÖ’nün yerini muhakkak bir sey doldurmaya çalisacaktir. Bizim bunu engelleyebilmek için TCK’daki ilgili maddeleri degistirmemiz gerekir” dedi.



Bakan Soylu’nun konusmasi esnasinda bir uyusturucu baronu daha yakalandi

Uyusturucu baronlarina iliskin konusma yaptigi esnada bir baronun daha yakalandigini bildiren Soylu, “Içeride gözaltinda su an. Epeydir pesindeydik. Urfi Çetinkaya’nin kardesi (Aydin Çetinkaya) su anda gözaltinda. Mesela bu da proje operasyondu” diye konustu.

Uyusturucu kullanan kisinin toplumdan dislanmamasi gerektigini vurgulayan Soylu, “Onun rehabilitesi dahil olacak. Mantigimiz bu. Kaymakamlara, valilere, emniyete verdigimiz bütün bilgilendirmede biz bunu hastalik olarak tanimladik. Bu bir hastalik. Kanser gibi bir hastalik. Ömür boyu tedavisi olmasi gereken bir hastalik. Uyusturucu ile mücadele bizim temel derdimiz uyusturucu kullanani yok etmek degil, uyusturucu kullanani uyusturucu kullanimindan caydirmaya çalisabilmek. Aileleri korumak” dedi.



“Vurduk, geçtik, yiktik”

Metruk binalarin bulundugu sokagi perisan ettigine dikkati çeken Soylu, “Ankara’da bir muhtarimiz, ‘Bizim mahallemizde metruk binalar var. Uyusturucu yuvasi oldu.’ Çankaya’nin Çigdem Mahallesi. Çok uzun zamandir beri duran binalardi bunlar. Vurduk, geçtik, yiktik. Birçogunu vurup yikiyoruz. Burada bu kararliligi ortaya koymazsak, biz bunlarla mücadele edebilme kabiliyetinden geri kaliriz. Kanun var, yetki var ve sonuç ortaya koyabilecek de bir süreç söz konusu” dedi.



“Bir okulun önünde uyusturucu satiliyor’ denildiginde kalbimden vurulmusa dönüyorum”

Okul gençligini korumaya iliskin attiklari adimlardan bir tanesinin de ‘Güvenli Okul, Güvenli Gelecek’ projesi oldugunu söyleyen Soylu, “Tespit edilen öncelikli okullara 5 bin 329 polis ve 20 bin özel güvenlik görevlisinden olusan okul kolluk görevlisi görevlendirmek suretiyle hem okul içinde hem de okul çevrelerinde uyusturucu saticilarinin sizmasini, gençlerimize yanasmalarinin önüne geçmeye çalisiyoruz. ‘Bir okulun önünde uyusturucu satiliyor’ denildiginde kalbimden vurulmusa dönüyorum. Böyle bir sey olamaz. Biz bunu kabul etmeyiz. Uzun zamandir bu sözü duymuyoruz ve bir daha da duymak istemiyoruz. Eger böyle bir sey yapiliyorsa bu bizim için büyük bir basarisizlik hikayesidir. Geldigimiz nokta itibariyla söylüyorum. Eger böyle bir sey yapiliyorsa vali veya kaymakam orada nöbet tutmalidir. Böyle bir sey yapiliyorsa ilçe emniyet müdürü-ilçe jandarma komutani orada nöbet tutmalidir” ifadelerini kullandi.

Bakan Soylu, gelistirdikleri yapay zeka programina iliskin, “Narkotik baskanligimiz bünyesinde, bu bizim yeni çocugumuz, bu bir yapay zeka programi, iddialiyiz. Bu sistemin kullanilmaya baslamasindan günümüze kadar toplam 3 bin 594 yakalama gerçeklesti. Analiz Sistemleri Narkotik Agi (ASENA) yapay zeka programi. ASENA, arzla mücadele için hazirlanmis yerli ve milli ilk suç analizi platformu. Sistemin nasil çalistigi, hangi senaryolari kullandigi, bu sistemi kullanarak gerçeklesen yakalamalar. Burada milyonlarca veri birbiri ile çalistiriliyor. Tam bir yapay zeka programi. Bir adam hiç gitmemisse ve Hakkari’ye, Sirnak’a gidiyorsa, kalmadigi bir yerde otelde kaliyorsa baska binlerce veriler ile karsilastirarak, kullanmadigi güzergahlar kullaniyorsa o dikkatle takibe aliniyor. Hatirlarsaniz. 52 kilo patlayici yakalamistik. Ben o zaman çok tedirgin olmustum. Normalde böyle bir paylayiciyi biz böyle bir program ile yakalamamaliydik. O patlayiciyi bununla yakaladik. ASENA programi bize alarm üretti, dedi ki ‘burada bir kaçakçilik meselesi’, biz uyusturucu için gittik 52 kilo patlayici çikti. Bu bizim yeni çocugumuz. Bana göre kamu düzenligi açisinda ASENA programi bir devrimdir. Çünkü, 10 olaydan 42ünü tespit ediyor, içi dolu çikiyor. Yeter ki tespit etsin” dedi.



“Metamfetaminle ilgili tüm valilerimize, Emniyet Müdürlügümüze ve Jandarma Komutanligimiza genelge gönderdik”

Bakan Soylu, “Metamfetaminle ilgili tüm valilerimize, Emniyet Müdürlügümüze ve Jandarma Komutanligimiza genelge gönderdik gizli mantigi ile. Bütün detaylari anlatan, mücadelenin nasil olacagini ortaya koyan kapsamli bir genelgeyi metamfetaminle ilgili tüm valilerimize, Emniyet Müdürlügümüze ve Jandarma Komutanligimiza, mücadeleci birimlerimizin tamamina gönderdik. Tüm topluma çagrim sudur. Lütfen bu meseleyi takip edelim, özellikle metamfetamin konusunda herkesin bir bilgisi olsun. Bu mücadelenin karsisindaki en büyük tehlike ‘benim çocugum yapmaz’ demektir. Bu meselede tüm gençleri, Avrupali gençleri bile kendi evladimiz olarak görüyoruz. Burada ciddi bir gayret ortaya koyuyoruz, lütfen devletimize güvenelim. Lütfen bu uzmanliga güvenelim, bu konudaki tüm yayinlara ilgi gösterelim. Sosyal medyada eglenceli video izlemeye ayirdigimiz zamandan 2-3 videoluk zamani bu konuda hazirladigimiz bilgilendirici videolarimiza, yayinlarimiza ayirin. Size pek çok yöntem ile yaklasirlar; ‘bir kereden bir sey olmaz’ derler, ‘zihin açar’ derler, bazen bir filmde buna ait romantik sahneler görürsünüz. Lütfen aldanmayin, hayat bir film degil. Uyusturucu konusunda bir kereden çok sey olur, hem de çok sey olur. Zihninizi açmaz kapatir, derdinizi gidermez dert ekler, rahatlatmaz aci verir” diye konustu.



“Gelistirilen bir politikada size bir katki yok yani Avrupa’nin böyle bir katkisi söz konusu degil”

Açiklamalarinin ardindan basin mensuplarinin sorularini yanitlayan Soylu, diger devletlerin Türkiye’nin uyusturucu ile mücadelesine pozitif katkisi olup olmadigina iliskin, “Dünyanin bütün ülkeleri ile, Güney Amerika ülkelerinde zorlaniyoruz; çünkü oralarin yöntemleri farkli. Cevap almakta zorlaniyoruz. Avrupa ülkelerinde operasyonel açidan bir sorun yasanmadigini söyleyebiliriz. Özellikle Avrupa’nin da bize bilgi vermedikleri yer suç gelirleri. Ortak operasyonlar konusunda bir sorun söz konusu degil. Gelistirilen bir politikada, size bir katki yok yani Avrupa’nin böyle bir katkisi söz konusu degil. Buna ait bir politika gelistirme konusunda, özellikle suç gelirleri konusunda katkilarinin olmadigini ifade edebilirim. Suriye konusunda, rejim bölgelerinde tespitler var. Buralarda birtakim fabrikalarda ciddi üretimler yapildigi konusunda ve bunlarin da gelir olusturma konusunda rejim ile bir irtibati oldugunu gördük. Suriye’de üretilen kimyasal sentetik uyusturucular ile ilgili önemli bir merkez olarak devam etmektedir” ifadesini kullandi.

“Bataklik operasyonunun ilk ihbari sahsima, cep telefonuma gelmistir”

Bakan Soylu, uyusturucu ile mücadelede Türkiye’nin 5 yil sonra nerede olacagina iliskin, “Türkiye her sekilde kapasitesini genislettigi gibi uyusturucu ile mücadelede de kapasitesini genisletmistir ve mücadelede çok iyi bir noktaya gelmistir, yeterli mi degil. 5 yil sonra sinirlarimiz çok daha profesyonellesmis olacak. Bu konuda su anda elde ettigimiz kabiliyetler, gerek insan kabiliyeti gerekmese de bu konu ile mücadele, hukuk birimleri açisindan daha iyi duruma gelecek. Rehabilitasyon sürecimiz daha iyi bir noktaya gelmis olacak. Basari elde ettiginiz kadar, uyusturucunun sizin ülkenize yönlenmesini engellersiniz. Basari elde edemezseniz, ülkenizi pazar halinde tutarsaniz bu cazibeyi arttirir. Cazibeyi, yakalamalariniz artarsa düsürürsünüz. Suç ve suç ile geçim saplayan tipler buna bir vesile ile devam ederler. Göçmen kaçakçilari kim, sinirimizin içinde de disinda da uyusturucu kaçakçilari. Bu mücadeleyi çok faktörlü olarak devam ettirmek zorundasiniz. Sürekli toplumu uyaracaksiniz, sürekli mücadeleci birimlerimiz alarm halinde olacak, bu konuyu kendi birincil gündeminiz olarak önde tutacaksiniz. Önümüzdeki 5 yilda dünyada uyusturucu mücadelesi açisindan girilmez bölge olacagiz, hedefimiz budur. Türkiye’yi yasak bölge haline getirecegiz. Bataklik operasyonunun ilk ihbari sahsima, cep telefonuma gelmistir. Bundan da hiç endise duymuyorum. Çok da mutlu oldugumu söylemek isterim. Milyonlarca olayin önünü aldigi kanaatindeyiz. Eger siz bu konuda suç gelirlerini olusturacak süreçlerin önünü kesmezseniz, bu istahi devam ettirirsiniz. Bataklik operasyonlarini, terör operasyonlari kadar önemli oldugunu nitelendiriyoruz. Burada bir darbe vurmak lazimdi, Türkiye’nin uyusturucu ile mücadele tarihinde büyük bir ögreti oldu. Bundan önce suç gelirleri operasyonu yapilmamisti, bunun farki suç gelirleri operasyonu yapilmasi” dedi.



“Tarihimizde ilk kez Iran’in karakollarina bu taraftan elektrik verdik”

Soylu, Iran heyetinin Ankara’da oldugunu animsatarak, “Iran ile en çok iliski kuran bakanligiz. Iran ile siniriz. Sinir valilerim, kaymakamlarim sürekli Iran ile görüsür; sebep ortak bir is yapiyoruz. Terör ile mücadelede birbirimize sürekli bilgilerimizi güncellemek zorundayiz. Uyusturucu ile mücadele göçmen kaçagi ile mücadele birçok konuda ayni saganagin altindayiz. Dönem dönem görüsüyoruz, her seviyede görüsüyoruz. Oradan herhangi gelen birisi benimle görüsebilir. Bunu ilk kez duyacaksiniz, tarihimizde ilk kez Iran’in karakollarina bu taraftan elektrik verdik. Paramiz ile bir protokol imzaladik ve devam ediyoruz. 2,5 yildir karakollarinda kullaniyorlar” diye konustu.

Bakan Soylu, uyusturucuya verilen cezalarin yeterli olup olmadigi yönündeki soruya, “’Polis yakaliyor, hakim birakiyor’, ben buna katilmiyorum. Sikintili bir is olursa biz zaten müracaatimizi yapiyoruz, yargida karlilik buluyor. Yargi ile aramizda güçlü bir is birligi var, biz sonuç aliyoruz. Su anda da uyusturucu konusunda Adalet Bakanligi ile 8-9 aydir bir ilave mevzuat çalismasi yapiyoruz” cevabini verdi.

“Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün partisi degil, Inönü’nün partisidir”

Bakan Soylu, CHP lideri Kiliçdaroglu’nun SADAT’in Istanbul Beylikdüzü’ndeki merkezine gitmesine iliskin sunlari söyledi:

“Ana muhalefet partisi genel baskaninin tanimi ‘dedikodu kumkumasi’dir. Baska bir tanimi yok. Ana muhalefet partisi anayasada kendisini bulan bir mekanizmanin adidir. Yasalarla belirtilmis bir mekanizma dedikodu yaparsa, bir belgeyi ortaya koymazsa aslinda anayasal görevini de yerine getirmemis olur. Bu bir siyasi parti, dedikodu merkezi degil. Hangi konuyla alakali olursa olsun SADAT’in önüne gidene kadar, Et Balik Kurumu’nun önüne gidene kadar, hafif bir cesaretin varsa, bizim söyledigimiz büyükelçilik ile ilgili bir degerlendirme ortaya koyda görelim. Bu konunun üstünü örtemezsin, bu konu Kiliçdaroglu’nun, CHP’nin ve 6’li masanin üzerinde demokrasinin kilicidir. Bu Türkiye’ye bir ihanettir. Sen Türkiye’nin gelecegini Avrupali bir büyükelçiye pazarlayamazsin. Sen Cumhurbaskani adayi alacaksin diye kendi belediye baskanlarina çelmek atabilirsin; ama senin bu gücün bize yetmez. Avrupa’nin Türkiye’deki o ülkenin büyükelçisini arkana alsan da bunu saglayamazsin. Biz bundan çekinmeyeniz, korkmayiz, ürkmeyiz. Ben bir söz söyledim atlanildi. Bu Cumhuriyet Halk Partisi Atatürk’ün partisi degil, Inönü’nün partisidir, bugünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Atatürk ile hiçbir ilgisi yoktur. Neden Inönü’nün partisidir? Çünkü Inönü, Atatürk karsitidir. Biraz tarih okuyanlar neler yaptigini, onu nasil silmeye çalistigini ve bunu Cumhuriyet Halk Partisi eli ile yaptigini bilir. Bugün uyguladigi politikada Inönü politikasidir. Inönü politikasi dedikodu politikasidir, iftira politikasidir. Bati ile isbirligi yaparak iktidari ele geçirme politikasidir, Inönü de aynisini yapmistir. 1960 darbesi olmus, bati oldugu gibi yeni yönetimi kabul etmistir çünkü isbirligi içinde gerçeklesen bir politikadir. Bunun hiçbir gizlisi, saklisi yoktur. Gittigi yerlerin hepsi talimat ile gidilen yerlerdir, organizasyon ile gidilen yerlerdir. Dikkat ederseniz FETÖ’den pisiyor, Türkiye’de birtakim sosyal medya üzerinden kaynatiliyor, dedikodu kumkumasi da gidiyor finali gerçeklestiriyor. Türkiye Cumhuriyeti devletine iftira atiyor, bunlar dogru isler degildir. Biz cografyamizda Amerika ile Rusya ile Iran ile birçok ülke ile Suriye’den Irak’a, Libya’ya kadar karsi karsiya geldigimiz yerler var mi, peki onlarin istihbarati var mi? Bu kadar ülke ile menfaat çatismasina bazen giriyoruz, bazen politik farkliliklara giriyoruz. Peki bunlarin istihbaratlari bu degerlendirmeler üzerinden sonuç üretmiyorlar da bu istihbaratlar bizi karsi karsiya kaldigimiz alanda bu tip iftiralar ile karsi karsiya birakmiyorlar ki. Onlarin da cevaplari olur, bu düse düse Türkiye’de ki bir araciya mi düstü. Bu çok ayip bir seydir, bu utanilacak bir seydir. Kiliçdaroglu’nun en önemli meselenin birinde en yakin arkadasina ‘Sana böyle bir sey söylenirse kesinlikle inkar et’ dedigini de biliyorum. Bir yalan makinesi ile karsi karsiyayiz. En yakin arkadasina ismi belli, cismi belli. Daha hararetli günler gelecek. Bu ülke Bati’nin oyuncagi degil. Biz niçin buradayiz, niçin bu mücadele yapiliyor, bir büyükelçinin Türkiye’yi istedigi gibi dizayn etmesi için mi, Avrupa’nin istedigi gibi dizayn etmesi için mi? Iyi o zaman teslim olalim istedikleri gibi olsun. Bu yüzden israrla bu Inönü’nün partisidir diye söylüyorum.”

“6’li masa ‘Canan masasi’ oldu”

Bakan Soylu, CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu’nun devlet kurumlarina gitmesine iliskin sorulan soru üzerine, “Gara’da bir hadise ile karsilastik. Orada sehitlerimiz oldu. Biz ne yaptik CHP’den, IYI Parti’den randevu talep ettik. Bize randevu verdiler gittik, meseleyi bildigimiz çerçevede genel baskanlara izah ettik, bu bir yöntem ve dogru bir yöntemdir. Biz bunu onlarin da duyacagi sekilde kamuoyuna nakledebilirdik. Ama sorumlulugumuz geregi bunu Meclis’in 2 partisine aktarilmasini dogru olacagini düsündük, gittik. Bizi kabul etmeselerdi, biz gidip CHP’nin Genel Merkezi’nin önünde orada basin toplantisi yapmamiz ne kadar yakisik alirdi, yakisik almazdi, siyasette böyle bir yöntem yok. Ana muhalefet partisinin genel baskani, devletin birtakim kurumlarinin önüne gidip orada da insanlari tehdit edecek sekilde bunu yapabilme kabiliyetine sahip olmamalidir. Bunun adina sivil itaatsizligi harekete geçirmek denir. Toplumu tahrik etmek, kamu düzenini ortadan kaldirmak denir. Herkes kendine yakisani yapiyor. Dün de Canan Kaftancioglu mahkeme kararini tanimayacagini söylüyor. Benim hosuma gidiyor. Allah’a hamdolsun CHP’nin gerçek yüzü bir Canan Kaftancioglu yüzü olarak ortaya çikti Biz bunu yüzlerce defa anlatsak, devlete katil diyen, bütün kutsallarimiza hakaret eden. Ne güzel oldu. Bir insan kendi kendine bunu yapar mi, ne güzel. Dinimize hakaret eden, bu ülkenin devlet baskanina hakaret eden, bütün kutsallarimizi ayaklarinin altina alan, devlete ‘katil’ diyen bir anlayisa hukuk kendi içerisinde bir karar verdi diye, hepsini ayni noktaya topladi, hepsini ayni fikrin etrafina getirdi. Masa 6’li masa degil, masa ‘Canan masasi’ oldu. Atatürk Havalimani arkadaslar, Istanbul’da ulasimi bir gün son 5 yilda yapilanlari kaldiralim, Istanbul bir gün kullanmasin, Istanbul bu noktada tir trafiginden girilmez çikilmaz hale gelir. Istanbul Havalimani dünyanin en büyük havalimani, en modern havalimani, unutuyorsunuz ya. Istanbul’da hiçbir sey yapildigi yok. Atatürk Havalimani hem millet bahçesi olacak, hem de birtakim uçuslara müsaade edecek. Istanbul trafigi kesmekes olur, sabah isine gidemez, aksam evine gelemez. ‘Istemezük’ zihniyeti var. Bu zihniyetin sebebi Inönü’dür” dedi.



“PKK, PYD, DHKP-C ve DEAS arasinda esanliliklar gördügüm çok oluyor”

Bakan Soylu, canli bomba yakalamalarina iliskin, “6-7 ay önce Çorum’da önemli belgeler yakaladik, Onu yakaladigimiz baska belgeler ile birlestirerek birbirine okutturduk. Çok önemli operasyonlar hazirladilar. 3-4 aydir, bizzat 112in üzerinde canli bomba eylemi yapacak, yapmaya karar vermis terörist olarak nitelendirecegimiz eylemleri gerçeklestirecek kisileri yakaladik. Söyle bir durum var. PKK, PYD, DHKP-C ve DEAS arasinda esanliliklar gördügüm çok oluyor. Sanki ayni isleri yani yöntemler, ayni zaman dilimi içinde yapmak üzere birbirleri ile ilgili kararlastirilmis bir adimi gerçeklestiriyorlar. Terör örgütlerinin bir karar vericisi var DESA’a diyor ki sen bunu yap, digerine diyor ki sen bunu yap. Ayni zamanda es zamanda bunu saglayabilecek bir adimi gerçeklestirmek için hareket halline geçebiliyorlar. DEAS konusunda çok önemli çalismalari sürdürmeye devam ediyoruz” dedi.

Bakan Soylu, toplantinin ardindan hassas burunlu dedektör köpekler ile fotograf çekildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile