Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 19-21 Aralık'ta Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da gerçekleştirilecek zirvenin, çok boyutlu ve çok sektörlü bir yaklaşımı teşvik etmesi nedeniyle farklı olduğunu belirterek, "Müslüman dünyasının liderleri, düşünürleri ve bilim insanları zirve boyunca tecrübe ve bilgilerini paylaşacak. Bu sayede de her ülke kendisi için en iyi politikayı seçme imkanına sahip olacak." dedi.
Bakan Varank, zirve öncesi Malezya'da düzenlenen ön hazırlık toplantılarına katıldı.
Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed ile görüşen Varank, Ekonomik İşler Bakanı Azmin Ali ve Dışişleri Bakanı Seyfeddin Abdullah tarafından düzenlenen davetlere katılarak, zirvenin gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Söz konusu davetlere, Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ile Endonezya'nın Kuala Lumpur Büyükelçisi Rusdi Kirana da iştirak etti.
- Çok boyutlu, çok sektörlü yaklaşım
Bakan Varank, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Mahathir Muhammed'in vizyonuyla geliştirilen Kuala Lumpur Zirvesi'nin Müslüman dünyası açısından önemine işaret etti.
Varank, Türkiye'nin diyalog ortamına en iyi şekilde katkı sunmak istediğini belirterek, zirvenin Müslüman ülkelerin ortak sorunları için uygulanabilir ve sonuç odaklı çözümler bulmak amacıyla liderleri bir araya getireceğini söyledi.
Zirve öncesi Endonezya, Malezya, Katar ve Pakistan'dan bakanlarla bir araya geldiklerini anlatan Varank, şöyle konuştu:
"Zirvede kalkınmadan iyi yönetişime, adaletten savunmaya, ticaretten teknolojiye varıncaya dek farklı alanlarda tartışmaların yapılması planlanıyor. Biliyorsunuz ki Müslüman ülkeler 3 farklı kıtaya yayılmış durumda. Her ülkenin kendine has problemleri ve çıkmazları var. Dolayısıyla tüm sorunları aynı anda giderecek tek bir çözüm getirmek oldukça yetersiz ve gerçek dışı kalıyor. Kuala Lumpur Zirvesi'nin farkı, çok boyutlu ve çok sektörlü bir yaklaşımı teşvik ediyor olması. Müslüman dünyasının liderleri, düşünürleri ve bilim insanları zirve boyunca tecrübe ve bilgilerini paylaşacak, bu sayede de her ülke kendisi için en iyi politikayı seçme imkanına sahip olacak."
- Ortak teknopark ve kuluçka merkezi önerisi
Varank, İslam medeniyetinin yeniden canlandırılması için ülkeler arası iş birliğinin somut projelerle daha da güçlendirilmesinin önemine işaret ederek, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'in, yaptıkları toplantıda, İslam medeniyetinin 15. yüzyıldan bugüne kadar katettiği mesafeyi çok net bir şekilde özetlediğini dile getirdi.
Bir zamanlar tüm dünyanın takip ettiği buluşlara önderlik eden İslam coğrafyasının, bugün fakirliğin en yoğun olarak yaşandığı ülkeleri bünyesinde barındırdığına dikkati çeken Varank, şöyle devam etti:
"Bu durum, ülkelerin mevcut kapasitelerini etkin bir şekilde kullanamamaları ve odaklı politika geliştirememelerinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla toplantıda hemfikir kaldığımız en önemli husus, iş birliğinin daha da güçlü ve somut projelerle desteklenmesi vurgusu oldu. Bu noktada, Türkiye olarak, ortak teknoparklar ve kuluçka merkezleri açma önerisini getirdik. Buralar kanalıyla, teknolojinin ve insan gücünün serbest dolaşımının önemine değindik. Kuracağımız bunun gibi ortak merkezler sayesinde küresel çapta büyük oyuncu olacak girişimcileri bulup destekleyebiliriz. Üzerinde çalışılması gereken bir diğer konu da her yerde uygulanabilecek ortak standartların geliştirilmesi. Standartlara yön verdiğinizde, ekonomiye de yön veriyorsunuz."
- Savunma sanayisinde yeni anlaşmalar yolda
Malezya, Pakistan ve Türkiye'nin kuracağı ortak televizyon kanalının da İslamofobi ile mücadelede önemli bir yapı taşı olacağını belirten Varank, projeyi İslam ile Batı dünyası arasındaki ilişkileri geliştirmek ve ön yargıları ortadan kaldırmak için önemli bir fırsat olarak gördüklerini ifade etti.
Malezya Savunma Bakanı Mohamad Bin Sabu ile de görüşen Bakan Varank, Türkiye-Malezya ilişkilerinde savunma sanayisinin taşıdığı önemi vurguladı.
Varank, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed'in Türkiye ziyaretini hatırlatarak, "Başbakan Mahathir Muhammed, son ziyaretinde Türkiye'nin savunma sanayisindeki kabiliyetlerini yerinde görme şansı buldu ve bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızla görüş alışverişinde bulundu. Kuala Lumpur Zirvesi'ni üzerinde çalıştığımız bazı projeleri sonuçlandırmak için bir fırsat olarak görüyoruz. İnsansız hava araçları, silah tedarik projesi, kara ve deniz araçlarında iş birliği anlaşmaları imzalanması için hazırlıkları tamamladık." diye konuştu.
- Mikroelektronik merkezi kurmayı önerdik
Temasları kapsamında Malezya Enerji, Bilim, Teknoloji, Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Yeo Bee Yin ile de görüşen Varank, iki ülke arasında bilim ve teknoloji alanında imzalanması planlanan iş birliği anlaşmasının aralık ayına yetiştirilmesi için çalışmaların hızlandırılacağını bildirdi.
Varank, mikroelektronik merkezi kurulması önerisinde bulunduklarını belirterek şunları kaydetti:
"2020 yılına kadar mikroelektronik endüstrisinin 500 milyar doların üzerinde bir satış gelirine sahip olması bekleniyor. Bu alanda piyasa hakimiyeti Çin, Tayvan ve ABD'de bulunuyor. Bu noktada ülkelerimizin iş birliğiyle ortak bir mikroelektronik merkezi kurulması önerisini getirdik. Böyle kritik bir altyapıya sahip olmak, ekonomik açıdan ciddi faydaları beraberinde getirecek. Kısa ve orta vadede atılabilecek adımlara ilişkin bir yol haritası önerisinde bulunduk. Muhataplarımız değerlendirecekler. Umuyorum ki aralık ayında bu yönde güzel iş birliklerinin temelini atabileceğiz."
Malezya'daki görüşmelerinde Varank'a Türkiye'nin Kuala Lumpur Büyükelçisi Merve Safa Kavakcı da eşlik etti.
Bakan Varank Kuala Lumpur Zirvesi Öncesi Malezya'da Temaslarda Bulundu
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, zirvenin ön hazırlık toplantılarına katıldı, Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed ve bazı bakanlarla bir araya geldi Bakan Varank: 'Zirvenin farkı, çok boyutlu ve çok sektörlü bir yaklaşımı teşvik ediyor olması. Müslüman dünyasının liderleri, düşünürleri ve bilim insanları zirve boyunca tecrübe ve bilgilerini paylaşacak. Bu sayede de her ülke, kendisi için en iyi politikayı seçme imkanına sahip olacak' 'Ülkelerimizin iş birliğiyle ortak bir mikroelektronik merkezi kurulması önerisini getirdik' 'Böyle bir kritik altyapıya sahip olmak, ekonomik açıdan ciddi faydaları beraberinde getirecek'