Bakan Mustafa Varank, AK Parti Kilis 7. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada kamu çalışanlarının 2013, hakim ve savcıların 2015, polislerin 2016, askerlerin ise 2017 yılına kadar başörtüleriyle görev yapamadığına dikkat çekerek, "Bu ülkede Başbakanın konvoyunu, “içinde başörtülüler var” diyerek askeri havalimanından içeriye almadılar.
Başbakanın eşini, başında örtü var diyerek, hasta ziyaretine gittiği askeri hastanenin kapısından geri çevirdiler. Gençlik kollarımız iftar çadırına “Hoş geldin ya şehri Ramazan” pankartı astı diye, partimize kapatma davası açtılar. Üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasının ertesi günü bu kararı koşar adım Anayasa Mahkemesine taşıdılar. Biz bunları hatırlatınca da sanki hikaye anlatıyormuşuz gibi tepki gösterenler oluyor.
Çok değil sadece 10-12 yıl önce yaşanmış şeylerden bahsediyorum. Bakınız kamuda çalışanlar 2013, hakim ve savcılar 2015, polisler 2016, askerler ise 2017 yılına kadar başörtüleriyle görev yapamıyordu. Tayyip Erdoğan diye bir yiğit çıktı, bu ayrımcılıkların hepsini bitirdi. Milleti balıkhafızalı zannedip, “Başörtüsü sorununu biz çözdük" diye ortada gezinenlerin engellemelerine rağmen bu sorunu çözdü. İşte bugün yanlarına başörtülü kadınları alıp onlara adeta “vitrin mankeni" muamelesi yapanlara rağmen bu sorunu çözdü. Bunları anlatıyorum çünkü bu faşist zihniyet emin olun hala capcanlı, hala dipdiri" ifadelerine yer verildi.
"DÜŞMANLARIN YANINDA SAF TUTAN MUHALEFFET ENERJİMİZİ TÜKETİYOR"
Bakan Varank, Gezi Parkı, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim olayları, 15 Temmuz ve ekonomik saldırıların hepsinin Türkiye'yi iddiasından vazgeçirmek için kurgulandığını kaydederek, "Bizi bu süreçte hiçbir terör örgütü, uluslararası odak ya da gizli-açık düşmanlık gösteren ülke yormadı, yoramaz. Ancak istisnasız her saldırıda Türkiye düşmanlarının yanında saf tutan bir muhalefetle uğraşmak inanın insanın enerjisini tüketiyor.
En büyük yalanı, en büyük iftirayı atanın parti içinde ödüllendirildiği bir ana muhalefet partisiyle karşı karşıyayız. Genel başkanı bir yandan, parti yöneticileri diğer yandan Türkiye'nin gündemini yalan ve iftiralarla sabote etmek istiyorlar. Bu girişimlere karşı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bakanlarımız, milletvekillerimiz ve genel başkan yardımcılarımızla bir mücadelenin içindeyiz" şeklinde konuştu.
CHP'YE SERT TEPKİ
Bakan Varank konuşmasında CHP'yi eleştirerek, "CHP demek ayrımcılık demektir, ötekileştirme demektir, ikna odaları demektir. Fırsatını bulduklarında, en ufak bir güç elde ettiklerinde, zulmettikleri o eski günlere anında dönerler. Nitekim dönüyorlar da. Çıkıyor 'Bana oy veriyorsan öğretmensin, vermiyorsan öğretmen değilsin' diyor. Öteki gün çıkıyor, 27 milyon vatandaşımızın oyunu hiçe sayarak, ilk kez halkın doğrudan oyuyla seçilen Sayın Cumhurbaşkanımıza 'Sözde Cumhurbaşkanı' diyor. Bu tavrın adı tüm dillerde faşistliktir.
Bakınız çok net söyleyeceğim, Kemal Kılıçdaroğlu, sözde değil özde faşist bir genel başkandır. Kılıçdaroğlu'nun özlemini duyduğu Türkiye, ikna odalarının kurulduğu, inancından, siyasi görüşünden dolayı dışlananların, zulmedilenlerin olduğu, sermayenin ayrımcılığa tabi tutulduğu bir Türkiye'dir" diye konuştu.
Bakan Varank'tan Kılıçdaroğlu'na sert sözler
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Kilis İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada CHP'yi eleştirerek, "Kemal Kılıçdaroğlu sözde değil özde faşist bir genel başkandır" dedi.