Çeşitli toplantılara katılmak üzere Bitlis’te bulunan Bakan Yardımcısı Öztürk; kanaat önderleri, STK temsilcileri ve korucu başları ile istişare toplantısı düzenledi.
Bitlis Vali Yardımcısı Murat Kütük’ün yaptığı açılış konuşmasının ardından katılımcılara hitap eden Öztürk, Bitlis’in hem Selçuklular hem de Osmanlılar zamanında bütün bölge illerinin merkezi olduğunu ifade etti.
Öztürk, “Bitlis, Doğu Anadolumuzun gözbebeği bir yerdir. Bunu burada olduğum için söylemiyorum. Burası benim yedinci gittiğim il. Gerek din alimleri bakımından, gerek kültür bakımından, gerekse tarih bakımından Bitlis her zaman bu memleketin nirengi noktası olmuştur. Bitlis civardaki bütün illerin merkezi olmuştur. Coğrafi yönden güzel ve düz bir yerdir diyemeyiz, ama derin bir kültürü ve irfanı vardır. Kadim bir medeniyetin temsilcisidir. Sizde öyle bir medeniyetin ahfadısınız. Dolayısıyla sizinle birlikte olmaktan belki tek tek yüz yüze görüşme şansını bulamıyoruz ama şu anki oluşan iklimden ve atmosferden bile yararlanarak çok büyük bir haz ve zevk duyuyorum” dedi.
“Oralar bizim memleketimizin bir parçasıydı”
İçişleri Bakan Yardımcısı Öztürk, ülkemizin çok kritik bir eşikte ve çok kritik bir coğrafi mekanda yer aldığını söyleyerek, “Bir tarafımızdan bizim her ne kadar 350 senelik sınırımız değişmese bile bir takım başka başka sorunlarımız olan İran, bir tarafımızda bir ateş çemberi haline gelmiş Irak ve Suriye var. Bu üç önemli komşumuz ve bu ülkelerde cereyan eden hadiseler otomatik olarak memleketimizi ve Bitlis’imizi her yönüyle ilgilendiriyor. Hiçbir şekilde olan biten hadiseler bizi ilgilendirmez diyemiyoruz. Çünkü oradaki insanların çoğu 100 sene evvel bizim vatandaşımızdı. Oralar bizim memleketimizin bir parçasıydı. Dolayısıyla orada olan biten hadisenin neresinden bakarsak bakalım bizim memleketin akrabaları olması dolayısıyla ayrıca akraba olmasalar bile insan olmaları dolayısıyla bizi memleket olarak ve ülke olarak ilgilendiriyor. Yaklaşık 60 milyon insan Suriye ve Irak’ta yaşıyor. Irak’taki insanların pek çoğu yerinden edildi. Daha sonra ise Suriyeli 13 milyon insan ya ülke dışına göçtü ya da ülkenin başka yerine göçtüler. Dolayısıyla bizde Türkiye olarak 3,5 milyon sığınmacı ile karşı karşıya kaldık. 3,5 milyon dediğimiz zaman dilde kolay geliyor insana, ama 30’a yakın Avrupa ülkesinin yaklaşık 10 tanesinin nüfusuna yakın ve onun üzerinde bir sayıdır. Bu kadar büyük bir kalabalığın günlük iaşesini karşılamak bile bir ülkenin kolay kolay üstesinden gelebileceği bir şey değildir. Bir de üstüne oralarda cereyan eden hadiseler bizim ülkemizin iç güvenliğini tehdit eder vaziyete geldi. Hem Irak’ta hem de Suriye’de bizim onlarca yıldır burada canımızı yakan; milletimizi, halkımızı ve özellikle yerel halkımızı bir örgüt oralarda da örgütlenmiş ve buralarda yapamadığı şeyleri oralarda yapmak üzere bir takım teşkilatlanmalar ve yapılanmalara gitmiştir. Türkiye buna seyirci kalamazdı ve kalmadı da. Bu konuyla ilgili olan bitenler zaten hepinizi gözü önünde cereyan ediyor” şeklinde konuştu.
Bitlis’te şu an itibariyle 10 teröristin etkisiz hale getirildiğini de ifade eden Öztürk, “Bu mücadeleyi yürütürken biraz daha acı ve sıkıntı yaşatabilirler bize, ama bununda üstesinden geleceğiz. Türkiye 35 senedir bu vahşi örgütle mücadele ediyor. İnanılmaz bir dayanıklılık göstermiştir. Bu olay başka ülkelerde olmuş olsaydı başka türlü sonuçlarla sonuçlanabilirdi” ifadelerini kullandı.
“Örgüt referandumu sabote etmek için elinden geleni yapamaya çalışabilir”
Önümüzde bir referandum süreci ve bahar mevsimi olduğunu hatırlatan Öztürk, “Dolayısıyla örgüt hem yazımızı ve baharımızı hem de referandumu sabote etmek için elinden geleni yapamaya çalışabilir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Elimizdeki bütün imkanlar bunun üstesinden gelmeye yetiyor. Ama biz bunu yaparken toptan, tüfekten, tabancadan ziyade yanımızda sizleri istiyoruz. Her zaman olduğu sizi yanımızda görmek istiyoruz. Siz olmadan biz başarılı olduğumuzu hiçbir zaman saymayız. Ülkemizin 80 milyon ferdi bizim için değerli ve kıymetlidir, asla vazgeçemeyeceğimiz kişidir. O bakımdan bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada gerek kanaat önderlerimiz gerek STK’larımız, gerek korucularımız ve teröre prim vermeyen değerli vatandaşlarımız, devletimizin her zaman olduğu gibi hatta her zamankinden daha fazla yanında olmasını bekliyoruz. Devletin gücü, halkının kendi yanında olmasında yatar. Silahında, topunda, tüfeğinde değil, biz sizden güç alarak güçlü olduğumuzu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye emin ellerdedir”
“Eğer ülkemizin bu köşeleri batı ülkeleri veya ülkemizin bazı köşelerinden geri kalmışsa, bunun inanın sebebi güvenlikle ilgili olan sıkıntılardan kaynaklanıyor” diyen Öztürk, şöyle devam etti:
“Eğer topyekun ülkemizden terörü kurutursak, inanın Türkiye şahlanır ve uçar gider. Bütün mesele Türkiye’mizin güvenliği ile ilgili birinci düğmeyi doğru iliklemekten geçiyor. Bununla ilgili olarak elbette ki sadece güvenlik düşülmüyor, ülkemizde geçmişte de yapılıp istediğimiz başarıyı elde edemediğimiz ama şimdi 3,5 milyar dolar ayırdığımız cazibe merkezleri programımız var. Bu şunu sağlayacaktır. Bu bölgeye, Bitlis ve ilçelerine müsait olan yerlerde sanayi yatırımları için bütün alanlarda sıfır faiz ve çoğu hibe olan yatırımlarla insanlarımızı teşvik ediyoruz. Bütün mesele uygun bir şekilde bunu kullanabilmektedir. Bunu yaptığımız ve güvenlik sorununu da çözdüğümüz takdirde, burada işsizlik olmayacak; sanayi olacak, ticaret artacak ve esnaf kazanacak. Türkiye emin ellerdedir. Sizin adınıza yapılması gereken şeyleri aklımıza gelir gelmez araştırmacılarımızın önerisi olur olmaz biz bunu hemen faaliyete sokmaya çalışıyoruz. Hiçbir şekilde ülkemizin vatandaşlarının mağduriyetine fırsat vermek istemiyoruz. Biz ülkemizin insanlarının başka ülke insanları yanında boynu eğik olmalarını kabul etmeyiz. Çünkü biz gururlu insanlarız. Biz İslam ümmetinden, İslam medeniyetinin önemli bir parçasıyız. Başka medeniyetlerin ve başka ülke insanlarının karşısında toplumumuzun başı eğik olmasının arzu etmeyiz. Bununda en önemli göstergesi sanayileşmek, milli gelirde yapacağımız artış, zenginleşmek, refahın artmasıyla mümkündür. Elbette manevi yönden zenginleşmemiz gerekiyor, ama ben manevi yönden zenginleşmeyi çok dillendirmek istemem, Bitlis’in zaten bu konuda geçmişinden bu yana çok donanımlı olduğunu biliyorum. Ama buradan da demek ki arızalar olmuş ki terör örgütü buradan da adam toplamaya başlamış veya bazı üyeleri oraya katılmıştır.”
Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Bitlis’teki toplantıdan sonra Van’a hareket edecek.
Bakan Yardımcısı Öztürk'ün Bitlis Ziyareti
İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, önümüzde bir referandum süreci ve bahar mevsimi olduğunu hatırlatarak, “Dolayısıyla örgüt hem yazımızı ve baharımızı hem de referandumu sabote etmek için elinden geleni yapamaya çalışabilir. Biz buna izin vermeyeceğiz” dedi.