Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Muğla'nın Fethiye ilçesine geldi. Burada ilk olarak ilçe ve belde belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelen Yıldırım, Bakanlığının bölgedeki çalışmaları hakkında bilgi verdi. Muğla'ya bölünmüş yollar için 270 trilyon harcandığını belirten Yıldırım, yine 8 yıllık iktidarları döneminde 120 kilometre bölünmüş yolun tamamlanıp trafiğe açıldığını kaydetti. Belediye ve oda başkanlarından ilçenin sorunlarına yönelik sözlü ve yazılı görüş ve isteklerini de alan Yıldırım, daha sonra Ak Parti Fethiye ilçe teşkilatına geçti. Burada partililer tarafından çiçeklerle karşılanan Yıldırım, gündeme ve referanduma ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de 30 yıldır sağ sol partileri dahil herkesin darbe anayasasından dert yandığını ve bu anayasanın Türkiye'ye yakışmadığının söylendiğini anlatan Yıldırım, kendilerinin bu söylemlere kulak vererek bir adım attıklarını fakat buna rağmen değişiklik isteyen herkesin kendi köşesine çekildiğini ifade etti. Türkiye'nin 9 Eylül 2010 tarihinde Ramazan bayramını 12 Eylül 2010 tarihinde ise Demokrasi ve Özgürlük bayramını kutlayacağını söyleyen Binali Yıldırım, vatandaşlardan referandumu milletvekilliği seçimleriyle karıştırmamalarını istedi. Yıldırım, referandumun Türkiye'nin geleceğinin seçimi olduğunu açıklayarak, "Millet sandıkta kendi geleceğiyle ilgili nasıl karar verirse bizim başımızın üzerinde yeri var." dedi.
MECLİSTE 'HAYIR' DEMEYENLER HALKTAN NASIL 'HAYIR' İSTEYECEK
Konuşmasının devamında muhalefet partilerini de eleştiren Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, şöyle konuştu: "Biz anayasa değişikliğini mecliste görüşürken, anamuhalefet partisi vekillerini meclise bile sokmadı. Onların hayır demesine bile müsaade etmedi. Sen vekillerine hayır oyunu çok görüyorsun meydanlar milletten nasıl hayır oyu isteyeceksin. Sen kendi vekiline güvenmezken halktan sana güvenmesini nasıl istersin. Peki darbelerden en fazla çekenlere ne demeli. Onlar da hayır diyorlar. Ama tabanlarına hayır oyunu izah edemiyorlar. MHP ve ülkücü tabanı bu söylemlere prim vermiyor. Vermemelidir de. Seçim gelince yine herkes gider sandıkta tercihini yapar. Ona saygımız var. Ama bu milletvekili seçimi değil Türkiye'nin seçimi olacaktır.