Bakanlar Kurulu Açıklaması (3)

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, çıkartılması planlanan deprem yasasıyla ilgili olarak, "Öyle bir kanun çıkarmalıyız ki hem depremi, hem depremin gerçeklerini dikkate alarak hazırlansın hem de her ilin için ayrı kentsel dönüşüm yasası çıkarmak yerine belediyelere sorumluluk veren, yetkisini genişleten bir uygulamayı da içine alsın" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Bakanlar Kurulu Toplantısı sona erdi. Başbakanlık Merkez Bina`da gerçekleştirilen toplantı altı saat sürdü. Toplantının ardından bir basın toplantısı düzenleyen Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Arınç, Van`da yaşayan depremde iki gazetecinin hayatını yitirmesinin ardından gazetecilerin yıpranma hakkına yönelik tartışmaların yeniden gündeme geldiğinin hatırlatılması ve bu konuda MHP`nin verdiği yasa teklifine destek veripvermeyeceklerinin sorulması üzerine şöyle konuştu: "Doğan Haber Ajansı`na mensup iki değerli kardeşimizin görevlerini ifa ederken otel yıkıntıları arasında kalıp hayatını kaybetmesi bizi üzmüştür. Büyük bir fedakarlık gerektiren bir işi yapıyorlardı. Zor şartlar altındaydılar. Son depremde ölenlerin sayısı da bir hayli fazla oldu. Ben siz basın mensuplarına baş sağlığı diliyorum. Arkadaşlarımıza da rahmet diliyorum. Biz Bakanlar Kurulu toplantısındayken yıpranma hakkı konusunda kanun teklifi verildiği bilgisi bize ulaştı. Bu, geçmişten bu yana talepedilen bir konudur. Bildiğiniz gibi Sosyal Güvenlik Yasası ya da reformu çıkarken bunlar da tartışılmıştır. Kanun teklifini görerek ondan sonra benim fikirlerimi sizlerle paylaşmam daha doğru olur. Basın mesleğinde çalışanların korunması ve bu zor işlere sahip olanların birtakım özel haklara sahip olması elbette doğrudur. Ama bunları teknik olarak incelememiz ve olabilirliği konusundaki desteğimizi ondan sonra ifade etmemiz gerekir. Böyle bir şeyi yapabilirsek bunu MHP`nin kanun teklifini bir kenarda tutar,Bakanlar Kurulu olarak kendimiz de gündeme getirebiliriz. Yeter ki bu konu üzerinde ciddi bir incelemeyle olabilirliği konusunda düşüncelerimizi paylaşmış olalım." DEPREMZEDELERİN GÜNEY İLLERİNE TAŞINMASI Van depreminden zarar görenlerin güneydeki illere taşınması konusuna ilişkin bir soru üzerine Arınç, "Sayın başbakanın bizzat açıkladığı bir konu değil zannediyorum ama kriz merkezimizin Başbakan Yardımcımız sayın Beşir Atalay`ın AFAD`la ilgili ve sorumlu bakan olarak yaptığı çalışmalar içerisinde bu ve buna benzer tüm çalışmalar vardır. Şüphesiz en doğu illerimizden birisidir Van. İzmir`le Van arasında karayolu bin 575 kilometredir. Bunu şunun için söylüyorum. Elbette coğrafi şartlar fiziki şartlarVan`a kışın daha önce gelmesini havaların giderek soğumasını ki şu anda Erzurum`da gece soğuğu eksi 20`lerde bulunuyor. Dolayısıyla halkımızın soğuktan daha fazla zarar göreceğin, üzüleceğini, yorulacağını düşünebiliriz. Ama bu tabiat şartlarıdır ve bu mevsimde artık karın da yağması, soğuğun da başlaması mukadderdir. Kalıcı konutların büyük çadırların devreye sokulması ve kamu kurumlarından sağlam olanlar varsa bunların belli amaçlarla kullanılması, TOKİ`nin bitmiş veya bitmeye yakın yüzde 80 veya yüzde 90ölçeğinde olan konutlarını depremden zarar görenlerin bir an önce yerleştirilmesi, farklı illerdeki kamu tesislerin dinlenme tesisi olabilir, bir başka eğitim tesisi olabilir yine depremden zarar görenler açısından kullanılabilmesi planlanmaktadır. Bunun detaylarını ilgili bakanımız yeri ve zamanı geldiğinde sizlere açıklayacaktır" diye konuştu

DEPREM YASASI Depremin ardından kentsel dönüşüm konusunun Bakanlar Kurulu gündemine gelip gelmediğinin sorulması üzerine Arınç, şunları kaydetti: "Sayın Başbakanımızın ilk gündem itibaren dikkat çektiği konu, depreme dayanıklı binaların yapılmasıdır. Mevcut oturulamaz az hasarlı, çok hasarlı binaların gözden çıkarılmasıdır. Bunu deprem kuşağında bulunan, genelinde Türkiye`yi yakından ilgilendiren bir konu olması nedeniyle de yaşadığımız deprem olaylarının verdiği bilgi, birikim, tecrübe ile buna mecbur kılınabilecek, herkesin şüphesiz mülkiyet haklarına ilişmeden veyahut onların rızasını ön planda tutmadan değil, ama kendi menfaatini düşünemezdurumda olanların da mecbur kalabileceği bir uygulama ile artık depremden sonraki acıları yaşamak istemiyoruz. Bu konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın yaptığı çalışmayla tamamlanmak üzeredir. Bu konuda Sayın Bayraktar bilgi verdiler. Aynı zamanda pek çok ilimizde, ruhsatsız ve kaçak inşaatlar sebebiyle kentsel dönüşüm ihtiyacı gündeme gelmektedir. Bu sadece Kuzey Ankara Projesi ile kentsel dönüşümden de ibaret değildir. Bugün Türkiye`nin pek çok ilinde ruhsatsız ve kaçak inşaatlar sebebiyle bir kısmıhizmet almış, bir kısmının hizmet alması mümkün olmayan gecekondulaşmalar vardır. Dolayısıyla öyle bir kanun çıkarmalıyız ki hem depremi, hem depremin gerçeklerini dikkate alarak hazırlansın hem de her ilin için ayrı kentsel dönüşüm yasası çıkarmak yerine belediyelere sorumluluk veren, yetkisini genişleten bir uygulamayı da içine alsın. Böyle bir çalışmayı ilgili bakanlığımızın başkanlığında diğer bakanlıkların katkısıyla hazırlamaktadır. Kısa zamanda bunun detaylarını sizlerle paylaşmış olacağız." FERİBOT EYLEMİ Feribot kaçırma eyleminin Bakanlar Kurulu Toplantısı`nda gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine ise Arınç, şöyle konuştu: "Feribot eylemini bütün Türkiye yakından takip etti, eylemcinin akıbetini de herkes gördü. Eylemcinin cenazesini almak üzere BDP`li bir bayan milletvekilinin gittiğinden de Türkiye kamuoyu haberdar oldu. Eylemcinin 5-6 saatlik bir takip sonucunda güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildiğini ve sivillerin bir zarar almadığını, üzerinde patlayıcı madde taşıdığını da hepimiz biliyoruz. Bence bu eylemlere dikkat ettiğimiz kadar, bu eylemleri önleme, bu eylemleri yapanlar, yapmaya muvaffak olanlarvarsa onlara karşı mücadele konusunda güvenlik güçlerimizin son aylarda sağladığı başarılara dikkat etmemiz gerekir. bu çabaların bir kısmı önleyici tedbirlerdir. İstihbarata dayalı, eylemlerin yapılmadan el konulmasıdır. İkincisi, eylem yapılıyorsa en az zararla bunu atlatılmasıdır. Faillerinin yakalanması ve yargıya teslim edilmesidir. Bu hem kırsalda devam etmekte, hem şehir merkezlerinde, uyuşturucudan patlayıcıya kadar terör örgütünü sermayesi olan her konuda güvenlik güçlerimiz büyük birkahramanlıkla, kararlılıkla ve cesaretle işin üzerine gitmektedir. benim memnuniyet duyabileceğim tek şey, güvenlik güçlerimizin askeriyle, emniyet güçleriyle ve diğer sivil unsurlarıyla terörle mücadele konusunda son haftalarda ve aylarda sağladıkları başarılardır. Bu başarıların devam etmesini istiyoruz. Ve terör eylemlerinin silah kullanamaz hale gelmesini hepimiz arzu ediyor ve bekliyoruz."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile