Ergenekon davası tutuklu sanığı Mustafa Balbay, toplam 22 kitabının bulunduğunu, cezaevinde yazdığı 3 kitabının ardından Uluslararası PEN Yazarlar Birliği‘ne seçildiğini açıkladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen İkinci Ergenekon davasının bugün görülen duruşmasında sanıklar ile avukatlarının taleplerinin alınmasına devam edildi. Tutuklu sanık Tuncay Özkan, duruşmanın talepler bölümünde arkasındaki izleyici bölümünde kendisine destek vermek için gelen insanlara yönelik adeta bir miting havasında konuşma yaptı.
ÖZKAN, KOĞUŞ DUVARLARININ KÜF OLDUĞUNDAN ŞİKAYET ETTİ
Delilleri karartma şüphesiyle tutukluluk halinin devam ettiğini belirten Özkan, "Ben sadece Türkiye‘yi kuşatan bu karanlığın içinde bir mum olabilirim. Hiçbir kararınız, hiçbir vicdan muhasebesinden daha üstün değildir. Benim tek derdim halkımla buluşmama izin vermeniz. Ben mum olmak istiyorum. Yana yana varolmak, çoğalmak istiyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanık Özkan, kendisinden önce konuşan ‘Prof. Dr. Yalçın Küçük‘ün söylediklerine katılmıyorum‘ deyince Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Dikkat edin, sizi pür dikkat dinliyor" diye espiri yaptı. Özkan, duruşmayı izlemeye gelen tiyatrocu Yıldız Kenter‘i selamladı ve "Yıldız Kenter‘i, Anadolu yerine kucaklıyorum ve sevdamı Anadolu‘ya taşımısını kendisinden rica ediyorum." dedi.
SAVCI PEKGÜZEL‘DEN SESİNİ YÜKSELTEN ÖZKAN‘A UYARI
Konuşması sırasında zaman zaman sesini yükselten Özkan’ı savcı Mehmet Ali Pekgüzel “Bağırmaması” konusunda uyarınca Özkan, “Siz geniş bir kitleye hitap ediyorsunuz ancak biz cezaevinde dört duvara konuşuyoruz. Dört duvar arasında sesimin yankılarını dinliyorum. Biraz da siz katlanın beyefendi. Sizin kulaklarınız çoğulcu sistem içinde duyuyor olabilir. Bizim kulaklarımız tekil sistem içinde ve duymuyor.” karışlığını verdi.
Talepler bölümünde Ergenekon iddianamesinin işkence iddianamesi olduğunu belirten tutuklu sanık Mustafa Balbay, yargılama sürecinde tahliye edilen sanık Mustafa Özbek‘in kanser olduğunu tekrar hatırlattı. Özbek‘in merkez sağda bir fikir çizgisinde olduğunu belirten Balbay, "Özbek ‘Ötüken yurdun adı, Börteçine kurdun adı dedik bak ne hale geldik‘ deyip uzun uzun bakıyordu. Biz, farklı düşünen insanlar olarak bu ülke için ne üretebiliriz dedik. Ancak siz terör örgütü ürettiniz. Kusura bakmayın ama bunun adı vatan hainliğidir." diye konuştu.
BALBAY, PEN‘E SEÇİLDİĞİNİ AÇIKLADI
Sanıklara sürgünleştirme cezası verildiğini savunan Balbay, Fizan‘da ya da Silivri‘de olmak arasında fark bulunmadığını söyledi. Hangi durumda olursa olsun yargılanmak istediğini belirten Balbay, ancak bizi adil, tutuksuz ve hızlı yargılayın. 3 yıla yakın süredir yargılanmaktayız. Siz bizi terör örgütü üyesi yapmaya çalışmaktasınız. Ancak dün sabah cezaevine gelen bir mektup ile PEN Dünya Yazarlar Birliği‘ne kabul edildiğimi öğrendim. Dünden itibaren PEN üyesi bir Mustafa Balbay var karşınızda. Kuruculuğunu Halide Edip Adıvar‘ın yaptığı dünyanın 15 bin yazarı arasına seçildim. Bir terör örgütüne değil, Yazarlar Birliği‘ne." dedi.
Cezaevinde Zulümhane, Zulümname ve Zulümdar isimli 3 kitap yazdığını belirten Balbay, yazdığı kitaplarla ilgili çok önemli bir diploma aldığını söyledi. Balbay, "Bu esirhaneyi eserhane haline getirdik biz." dedi.
Balbay‘ın konuşmasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Konuşmanız esnasında bütünlüğün bozulmaması için müdahale etmedim. Ancak düşünceleriniz kendinizi bağlar. Mahkeme böyle bir şeyi asla kabul edemez. Bu mahkeme hiçbir siyasi partinin mahkemesi değildir. Türk milletine adına yargılama yapar. Bunu da asla unutmayın." şeklinde uyarıda bulundu.
Balbay, Cezaevi Kitaplarından Sonra Pen‘e Seçildiğini Açıkladı
Ergenekon davası tutuklu sanığı Mustafa Balbay, toplam 22 kitabının bulunduğunu, cezaevinde yazdığı 3 kitabının ardından Uluslararası PEN Yazarlar Birliği‘ne seçildiğini açıkladı.