Baro Başkanı Sökmen, Özel Yetkili Savcı Uygulamasının Kaldırılmasını İstedi

İzmir Barosu Başkanı Özdemir Sökmen, 'Yargıda deprem' haberlerini değerlendirdi

İzmir Barosu Başkanı Özdemir Sökmen, "Yargıda deprem" haberlerini değerlendirdi. Baro Başkanı Sökmen, CMK'nın 250 ve 251. maddelerinin kaldırılması gerektiğini savunarak DGM'lere karşı çıkan Türkiye'de özel yetkili savcıların da, DGM'den farklı olmadığını söyledi.
İzmir Baro Başkanı Özdemir Sökmen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görülmedik olayların şu sıralarda arka arkaya sıralandığını belirterek; Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yer alan 250 ile 251 maddelerin yer almasına tepki gösterdi. İzmir Barosu Başkanı Sökmen, yaptığı açıklamada, Başsavcı İlhan Cihaner'in evinin polisler tarafından altı saat süre ile arandığını belirterek şöyle konuştu: "Evinde ne bulunduğunu bilmiyorum. Ama çok önemli delillerin bulunmuş olması lazım ki çıkarıldığı nöbetçi hakim
tarafından tutuklandı. Bir üst mahkemeye itiraz etme hakları var elbette. Üst Mahkemenin ne karar vereceğini hepimiz göreceğiz. Ancak savcı ilhan Cihaner'in ne bir görev ihtimali ne de bir görevini suistimal etmesi ne de başka bir nedenle tutuklanmış olması mümkün değil. Öyle deliller yok ortada. Belki de hiç ummadığımız noktalarla karşılaşabiliriz. Şu anda bir savcının içeride olması bir hukuk adamı olarak beni fevkalade üzmektedir."
Baro Başkanı Sökmen, konuşmasında HSYK'nın hakimler ve savcıların en üst kurul olduğunu dolayısıyla böyle bir üst kurulun düz bir mantıkla karar vereceğine inanmadığını belirtti. Başkan Sökmen, "HSYK'nın aldığı kararların arkasındayım. Kararın çok acil şekilde alınmasında mutlaka önemli gerekçeler vardır" dedi.
HSYK YETKİ GASPI YAPMIYOR
İzmir Baro Başkanı Özdemir Sökmen, HSYK tarafından yaşanılan gelişmelerin dikkatli takip edildiğini ve alınan kararın da aciliyet kapsamında uygulandığını söyleyerek, şöyle konuştu: "HSYK yetki gaspı yapmıyor. Olağanüstü yetkileri veren de alan da HSYK'dır. Başsavcı İlhan Cihaner meslek hayatında görev anlayışı itibariyle iyi bir savcıdır. Memlekette yanlış yolda gidilen bazı tarikatların, suç işleyen örgütlerin önünü kesmek amaçlı yaptığı çalışmalar sırasında böyle bir olayla karşılaştı."
ŞERİATIN KESTİĞİ PARMAK ACIMAZ
Savcıların suç unsuru gördükleri her konuya müdahale etmekle görevli olduğunu anlatan Sökmen, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak, HSYK tarafından Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal ve diğer 4 savcının elinden yetkilerinin alınması ve bir başsavcının tutklanmasına sebep olan gerekçeler doğrultusunda yargı ve hukukun içinde de bir çatışma ortamının doğduğuna delalet ediyor. Bundan son derece üzüntülüyüm. Atalarımızdan kalma bir söz vardır, şeriatın kestiği parmak acımaz, ancak yargının
son dönemlerde içine düştüğü durumda insanlarında artık yargıya karşı olan güvenini azaltmıştır. Eğer bu memlekette yargıya da güven kalmazsa işte kıyametin koptuğu zaman o zamandır."
Baro Başkanı Sökmen, Başsavcı Cihaner'in CMK'da yer alan 250 ve 251. maddeler kapmasında tutuklandığını açıklayarak şunları söyledi: "Bu maddeler Başsavcının görevinden dolayı özel bir işlerse yani terör örgütlerine yardım ve yataklık ederse, çetelere üye ise ancak bunlar olduğu takdirde bir başsavcı bu maddeler doğrultusunda tutuklanabilir. Çok kuvvetli delillerin olması lazım. Bunun dışında normal görevini yaparken işlediği suçlardan dolayı birinci sınıf bir hakim ve savcıyı ancak HSYK yargılayabilir.
Bu 250 ve 251. maddeleri kim getirdiyse boynu altında kalsın. Böyle şey olmaz. Bu savcılar, Cumhurbaşkanı dışında kalan herkesi sorgulama yetkisine sahip. Vali, Başbakan farketmiyor, hepsini sorgulayabiliyor. Bizim ülkemizde birini özel yetkilerle donatma kültüründe bilinçlenme noktası henüz gelişmiş durum değil. O sosyalleşmeyi henüz millet olarak benimseyememişiz. Bakın şimdi tüm Türkiye karıştı. Türkiye nasıl bir dönem Devlet Güvenlik Mahkemeleri'ne karşı olduysa, özel yetkili savcıların da olmaması
gerekiyor."
(AH-YK-HO-Y)


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile