Dünya Çocuk Hakları Haftası münasebetiyle bir basın açıklaması yapan Komisyon Başkanı Toruk, insan hakları meselesinin tek geçerli yolunun eğitimden geçtiğini belirtti. İnsan hakları ile ilgili gelişmelerin sadece hukuki düzenlemelerle sağlanamayacağını, bunun bir sorumluluk ve bilinç meselesi olduğunu kaydeden Toruk, "Çocuk hakları, insan haklarının ihmal edilemeyecek bir boyutudur. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, 20 Kasım 1989 tarihinde, ABD ve Somali dışında 191 ülke tarafından imzalanarak dünyada üzerinde anlaşılan tek belge olma özelliği taşıyan çocuk hakları sözleşmesi, ülkemiz tarafından da 14 Eylül 1990 tarihinde imzalanmış ve 5 yıl sonra yürürlüğe girmiştir. Bu sözleşme, dünya çocuklarının insan hakları anayasası sayılmaktadır" dedi.
Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde çocuğun sağlığı, gelişimi ve eğitiminin temel olarak ele alındığını ifade eden Toruk sözlerini şöyle sürdürdü.
"Temel esaslar çerçevesinde çocuk ihmal ve istismarı önemli yer tutmaktadır. Çocuk hakları fikri, geleceğe giden yolu gösteren bir işaret feneri olabilir. Ama bu aynı zamanda çocukların hangi sıklıkta en çirkin ve en acı insan etkinliklerinin kurbanı olduğunu da göstermektedir. Çocukların cinsel istismarı, yetişkinlerin en acımasız ve insanlık dışı yaklaşımının bir göstergesidir. Maalesef bunu engelleme konusunda toplum, aile ve yetişkinler olarak üzerimize düşeni yeterince yapamamaktayız".
Bursa Barosu olarak, çocuk hakları konusunda üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirdiklerini ifade eden Toruk, "Bugün itibarıyla artık çocuk hakları ve çocuk olmak kavramları üzerinde daha çok düşünelim. Onlar bizim geleceğimiz derken, bunu sözde bırakmayalım. İnsanlığın geleceği olduğunu düşünelim. En küçük yaşlardan başlayarak çocuklara yapılacak yatırım, ne bir hayırseverlik nişanesi, ne de savurganlıktır. Tersine, uzun dönemli kalkınmayı sağlamanın en önemli yoludur" şeklinde konuştu.
Baro Çocuk İstismarına Dikkat Çekti
Bursa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Murat Toruk, çocukların cinsel istismarının engellenmesi konusunda toplumun üzerine düşeni yeterince yapmadığını söyledi.