Başbakan AKPM'de kime hitap etti?

Başbakan AKPM'de kime hitap etti?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Strasbourg'da Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nda kime hitap etti?

Başbakan Avrupa‘ya çok sert çıktı (Son Detaylar)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Strasbourg'da Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'nda kime hitap etti? Gazeteci Okan Müderrisoğlu'na göre, Erdoğan Avrupa kamuoyuna parlamenterler üzerinden hitap etmeyi denedi. AB Uzmanı Cengiz Aktar göre ise, Başbakan Erdoğan Avrupa'ya konuşmadı, Türkiye'ye konuştu.

NTV ekranlarında yayınlanan Oğuz Haksever'in haber programına konuk olan Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve AB Uzmanı Dr. Cengiz Aktar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AKPM'deki konuşmalarını değerlendirdi.

"Aslında ikinci bir one minute havasına dönüştü o süreç" diyen Müderrisoğlu, "Doğrusu Başbakan'ın Fransa'da olması ve Fransa'nın AB sürecinde gerek Türkiye'ye karşı tutumu gerkese iç politikasında Türkiye'yi sürekli bir argüman olarak kullanmasından dolayı kaynaklandı. Hatta iki yüzlülüğü de yansıdı" şeklinde konuştu.

Fransız parlamenterin, "Bütün dini azınlıkların eşit bir şekilde ibadet yerlerine erişim ve ibadet haklarını, ibadetini nasıl garanti edebilirsiniz?" sorusuna Erdoğan'ın, "Zannederim arkadaş Fransız. Ama Türkiye’ye de Fransız" diye cevap vermesini Müderrisoğlu şöyle değerlendirdi:

"Doğrusu Fransız parlamenter olduğunu öğrenince birazda toptancı bir yaklaşımla hareket etti. Çünkü o sorunun geliş biçimi de gerçekten Türkiye'nin iç dinamiklerini çok takip etmeden, çok genelleme yapılarak, eski alışkanlıklarla sorulan bir soru tarzını çok çağrıştırıyordu. Tabi Fransız parlamenterin perspektifi o anda çok açıklığa kavuşmadı. Ancak Fransız, Rum, Ermeni parlamenterlerden soru gelebilceği ve sorularında ağırlık merkezinin de az önce saydığım dört konuya odaklanabileceği öyle tahmin ediyorum ki önceden çalışılmış. Ama Türkiye Fransa ilişkileri özellikle de Sarkozy yönetimimin Türkiye'ye karşı tutumu ve son olarak da Libya'da Türkiye ile Frasa'nın poziyon farklılıkları... Bunlar bütünüyle ağırlığını Başbakan'ın konuşmasına hissettirdi ve soru cevapta da zaman zaman yüksek tansiyonlu geçmesinin temel nedeni bu oldu galiba."

Müderrisoğlu, Başbakan'ın biraz Avrupa kamuoyuna parlamenterler üzerinden hitap etmeyi denediğini söyledi.

"DİPLOMATİK BİR ÜSLUP DEĞİLDİ"

Haksever'in, "Siz Türkiye'ye karşı Fransızsınız lafını nasıl anlamıştır parlamenterler" sorusuna Aktar, "Yani anlamış mıdır emin değilim. Çok iyi çevirmenler var tabi. Fransızlar bu lafı da bilir ayrıca ama diplomatik bir üslup değil tabi" diye cevap verdi.

Aktar, Haksever'in "Bu tavrı neye yorumluyorsunuz ve onun etkileri ne olabilir?" sorusu üzerine ise, "Başbakan'ın Fransaya kızgın olduğunu biliyoruz. Orada bir sağırlar dialoğu hakim artık. Türkiye kızıyor ama Fransa'da bildiğini okuyor. Fransa'yla alıp veremediği var. Özellikle Libya'yla alakalı" dedi.

"BAŞBAKAN AVRUPA'YA KONUŞMADI"

Başbakan'ın orada Türkiye'ye konuştuğunu, Avrupa'ya konuşmadığını söyleyen Aktar, "Türkiye'de seçim var. Yarın gazetelerde göreceğiz, dik durdu, ezdirmedi kendini, ağzının payını verdi gibi ifadeler olacak. Ama Avrupa bunu duymaz duysa dahi farklı duyar çünkü bütün sorunlar meydanda. Yani o inanç özgürlüğünü soran Fransız palamenterler, Türkiye'de ne olup bittiğini, papazların nasıl tavuk gibi boğazlandığını bilmiyor mu, biliyor" diye konuştu.

"Fakat talihsizlik şurada; dönem başkanlığımız bitiyor, yani başbakanın Strasbourg ziyaretini seçim sonrasına ertelemek mümkün değildi" diyen Aktar şöyle devam etti:

"Çünkü dönem başkanlığımız her sene olduğu gibi 6 aylıktır ve 8 Mayıs Avrupa Günü sonrasında bitiyor. 12 Haziran sonrasında konuşabilseydi bence böyle konuşmazdı. Avrupa üzerinden Türkiye'ye konuşarak tamamen milliyetçi bir ton üzerinden böyle bir performans sergilediğini düşünüyorum."

Aktar, Erdoğan'ın baraj konusunda ki soruya, "size mi soracağız" diye cevap vermesini şöyle değerlendirdi:

"Avrupa ile bildiğimiz kadarıyla bir müzakere süreci var. Avrupa'dan esen rüzgarlar ve Sarkozy gibi politikacılar dolaysıyla bu iyi gitmiyor. Ama bu bir ortaklık meselesi ve bir katılım ortaklığı belgesi var. Orada da yazıyor zaten, yeni bir şey değil. Dolayısıyla Avrupa'nın ilk talebi değil bunlar konuşulur.

Başbakan, 'Fransa'da inanç özgürlüğü konusunda büyük sorunlar var, ben eleştiriyor muyum Fransa'yı' dedi. Eleştir tam da zamanı. Tam anlamıyla kurucusu değiliz ama Ağustos 1949'dan beri üyesiyiz. Dolayısıyla biz o konseyin bir parçasıyız, üstelik de dönem başkanıyız."

Avrupa konsunda Erdoğan'ın hiç konuşmadığına işaret eden Aktar, "Bir çingenelerden bahsetti o çok önemliydi. Onun üzerine gidip din özgürlüğü ve islam konusundaki sorunların altını çizebilirdi hem de dönem başkanı olarak da muazzam bir fırsattı" şeklinde konuştu.

BEYAZ GAZETE
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile