Başbakan Erdoğan şunları söyledi;
Türkiye'den katılan şirketler için bu alanda kaydettikleri gelişmeleri sergilemek için önemli bir imkan sağlıyacaktır. Türkiye'de son dönemde önemli ilerlemeler kaydedildi. Artan ihracatımız yatırımcıların bilişim alanına daha fazla yönelmelerini bu alanda seslerini duyurmalarını sağladı.
Cumartesi günü İstanbul'da bir tören düzenledik. Araştırma Geliştirme merkezleri kuran şirketlerimize sertifika dağıttımız bu tören aslında ARGE noktasında ulaştığımız noktayı da bir kez daha değerlendirme fırsatı sundu.
2003 Yılında ARGE harcamalırımızn milli gelire oranının 0,43 olduğunu dikkate alırsanız önemli bir gelişme aldığımız daha net olarak ortaya çıkacaktır. Uyguladığımız teşvik ve desteklerle kısa sürede bu oranı yakalaycağımıza inanıyorum. Öte yandan Türkiye'de son 8 yılda Eğitimin alt yapısını, bilişim teknolojileri kullanarak yeniden şekillendirmenin mücadelesini verdik. Son 8 yılda 160 bin yeni dersliği eğitimin hizmetine sunarken, yaklaşık 1 milyon yeni bilgisayarı da öğrencilerimizle okullarımızla buluşturduk. Her okula bir bilişim teknolojisi kurduk. Fatih Projesi ile şimdi okulların, sınıfların ötesine geçiyor, Türkiye genelinde her sınıfa bir bilgisayar ve internet ağı kazandırıyoruz. Ulaştırma ve milli eğtiim bakanlığımız sınıflarda kullanılmak üzere eğitim yazılımları üzerinde yoğun şekilde çalışmaya başladılar. Bu yazılımları da en kısa süre içinde devreye alıyoruz.
Şu karşılaştırmaya da dikkatinizi çekmek isterim. 2002 Yılında sabit geniş bant noktasında internet abone sayısı yok denecek kadar azdı. Bugün bu sayı 7,5 milyon rakamına ulaştı. Türkiye teknolojiyi kullanma yolunda çok hızlı ilerliyor.
Türkiye'nin teknolojiyi kullanmaya istekli genç ve eğitimli bir insan kaynağına çok hızlı büyüyen bir ekonomiye dinamik bir iç pazara sahip olduğuna, teknoloji alanında da büyük bir yatırım potansiyeli barındırdığına dikkatinizi çekmek isterim. Kamu, Özel sektör, bilim, teknoloji bilim ve yenilik alanlarında ciddi yatırımlar yapılıyor. Bilim ve Arge alanındaki AB 7. Çerçeve programına etkin bir şekilde katılan Türk araştırmacılar program kapsamındaki belediye iktisadi teşekküllerinde AB mensubu meslektaşları ile birlikte çalışıyorlar.
IBM'i ülkemizde çok daha farklı bir şekilde görmek isteriz. Bugün bu programın hemen öncesinde Türk - Alman işadamları ile biraraya geldik. Türkiye ile Almanya arasındaki ticari eve ekonomik ilişkileri gözden geçirdik. Türkiye ile Almanya'nın ilişkileri yeni değil. Yüzyıllar öncesine dayanan bir süreçten özellikle de yakın dönemde yoğunluk kazanan bir dönemden söz ediyoruz. Bizim Almanya'da bulunan vatandaşlarımızın sayısı şuanda bir çok AB üyesi ülkenin nüfusundan daha fazla ancak Türkiye ile Almanya'nın ilişkileri sadece göçmenlerden ibaret değil.
Türkiye'nin AB üyeliğini en iyi destekleyecek ve tanıyacak olan da kuşkusuz Almanya'dır. Şu anda Ortadoğu'da ve Kuzey Afrika'da yaşanan olaylar Türkiye'nin önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Türkiye Doğu, Batı, Kuzey ve Güney ile aynı anda iletişim kurabilen bir ülkedir. Son hadiselerde Türkiye adının ve Türkiye'deki demokrasi tecrübesinin öne çıkması eminim Avrupalı dostlarımızın da dikkatlerinden kaçmamıştır. 2008 Sonunda başlayan küresel kriz AB üyesi ülkeler üzerinde etkili olurken, Türkiye üzerindeki etkisi sınırlı olmuş, Türkiye ekonomisi dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında yer almıştır. Biz Avrupa'dan üyelik konusunda orta ve uzun vadeli politikaları öngörüyü bekliyoruz. AB üyesi ülkelerinin kamuoylarında ülkemizin AB üyeliğine şüphe ile yaklaşmalarına karşı Türkiye'nin şu son dönemdeki duruşu bile anlamlı bir cevap teşkil ediyor.
Sayın Merkel, değerli dostlarım. Almanya bir fuarlar ülkesidir. Sadece Şubat ayında Almanya genelinde 70'den fazla fuar gerçekleşti. Türkiye'deki her yatırımcıyı cezbeden, katılımcı veya ziyaretçi olan girişimcilerimizin önünde ciddi bir zorluk bulunuyor. Bırakın vatandaş veya turistleri girişimcilerimizin dahi vize almakta dahi büyük zorluk yaşadıklarını çok iyi biliyoruz. Biz şuna üzülüyoruz. AB ile hiçbir ilgisi olmayan, müzakereci sıfatı olmayan, Brezilya, Paraguay, Uruguay bunlar vize muafiyetinden istifade ederken Türkiye Gümrük Birliği üyesi olmasına rağmen böyle bir vize ile karşı karşıya olması doğrusu bizleri üzmektedir.
Biz mümkün olduğunca işadamlarımızın ürünlerini sergilemek ve ürün almak noktasında bu fuarlara katılmak istiyoruz. İşadamlarımızla yaptığımız toplantılarda bana sık sık pasaportlar gösteriliyor. İnanın işadamlarımızın 1 hafta süreyle verilen ve ardı ardına zımbalanmış adeta kitap gibi pasaportlar görüyorum. Biz sizi seviyoruz. Bizim Almanlar ile bağımız farklı. Vize uygulamasının artık çağın oldukça dışında kaldığını hatırlamak ve hatırlatmak istiyorum. Vize muafiyeti Türkiye'nin olduğu kadar Allmanya'nın da yararınadır. Ben Cebit 2011'in bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Fuara ortak ülke olarak katılmaktan duyduğumuz memnuniyeti tekrar belirtiyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum
AB üyeliğimizi Almanya destekleyecektir
Almanya temaslarını sürdüren Başbakan Erdoğan, Uluslararsı Cebit Bilişim Fuarı'nın açılışında konuştu. Erdoğan burada yaptığı konuşmada “Türkiye'nin AB üyeliğini en iyi destekleyecek ve tanıyacak olan kuşkusuz Almanya'dır” dedi.